46: "Paylaşamıyorum seni kimseyle.."

11.1K 487 154
                                    

Bölüm geç geldiği için çok çok özür diliyorum. Bu bölümü defalarca yazmama rağmen hiçbiri içime sinmedi.
Umarım siz beğenirsiniz.
İyi okumalar,

Ertesi Gün...

Diğer günlerin aksine hava güneşliyken, kitabımı kaptığım gibi bir ağaç dibinde yerimi almıştım.. Bir kaç saat sonra lunaparka gidecektik. Evdeki herkes kendince takılırken bense 'neden bu saatlerimi kitap okuyarak değerlendirmiyorum ki?' diyerek ve havanında güzel oluşundan faydalanarak kendimi bahçeye atmıştım.

Okumaya başlamadan önce rastgele bir sayfasını açıp burnuma yaklaştırdım ve kokladım. Kitap kokusunu seven tek kişi ben olamam değil mi?
Burnuma dolan kitap kokusuyla beraber kitabın son sayfalarını okurken, bir an önce bitirip yeni bir kitaba başlamak için can atıyordum.

Fakat elinde askılıklarla bana doğru yaklaşan Doğa'yla bu pek mümkün olmayacaktı.

Daha yanıma yaklaşmamışken "Hangisi?" diye bağırmıştı. Kitap okurken rahatsız edilmekten nefret ediyordum. Bunu o da biliyordu, bu yüzden yanıma ulaştığında kızacağımdan dolayı tedirgin bir ifade vardı suratında.

Ayrıca... gösterdiği elbiseleri giyip nasıl rahat olacaktı ki? Mesela ben eşortman takımımı giyip gitmeyi düşünüyorum. Tek kaşım havaya kalkarken ciddi olup olmadığını tespit etmeye çalışıyordum... O gayet ciddiydi ve benden bir cevap bekliyordu.

"Hiçbiri." Diye mırıldanıp bakışlarımı tekrar kitabıma odakladım.

"Hadi ama Kumsal. Hiçbirini beğenmedin mi yani?"

Elbiseler güzeldi, fakat bir düğüne gidilirse güzeldi. Lunaparka gidiyorduk yahu? Lunaparka..

"Bu kolum kadar kısalıkta elbiselerle nasıl rahat edeceksin, Doğa?"

Gözleri pinpon topu gibi bir elbiseye bir de bana gidip geldi,

"Elbiseler dizimde bitiyor!"

Omuz silktiğimde ağzını konuşmak için açtı, fakat onu durduran Doruk'un sesi olmuştu,

"Kumsal şunlara bir baksana, sence hangisi?"

Gösterdiği takım elbiselere anlamsızca bakıp elimi alnıma vurdum, "Bu 'kız isteme' kombini galiba."

Elini saçlarına daldırıp karıştırırken, aynı zamanda da çarpıkça sırıtıyordu.

"O da olur bir gün.."

Gözlerimi devirip onaylamazca başımı salladığımda, Elini beline koyarak sinirlendiğini belli etti Doğa, "İlk ben geldim Doruk, biraz öteye kayar mısın?"

İşaret parmağını Doğa'ya doğrultarak salladı, "Abine öncelik ver, bücür."

"Benden 1 saniye önce doğman büyük olduğunu göstermiyor, Doruk?!"

Yine sonu olmayan bir tartışmanın içinde bulmuştuk kendimizi. Yüzümü buruşturup full hd şaşkınlık modumla onları izlerken Ege'nin bahçe duvarından atlamasıyla gözlerim ona kaymıştı.

Çınar Koleji Donde viven las historias. Descúbrelo ahora