Çınar Koleji

45: "Hepimizin amacı eğlenmek.."

Öğle arasına girdiğimizde, hepimiz soluğu kantinde almıştık. Çikolatalı kekimden bir ısırık alıp sandalyede bağdaş kurduğumda, Petek konuşmak için boğazını temizlemişti. Bu da demek oluyordu ki, Petek yeni bomba fikriyle geliyordu..

"Bir fikrim var," dedi beni yanıltmayarak. Yanaklarımdaki havayı dışarı üfleyip söyleyeceği her neyse reddetmek için hazırda beklerken, konuşmaya devam etti.

"Yarın, bildiğimiz gibi hafta sonu ve diyorum ki, neden hafta sonumuzu evde sıkıcı bir şekilde geçirelim?"

"İyi halt yiyorsun Petekciğim." demiş, Doğa'nın saçlarıyla oynamaya devam etmişti Baran. Şu hayatta, sevgili gördüğünde midesi bulanan kızlardan biri olsamda, bu çifti gerçekten yakıştırıyordum. En büyük shiplerimdi kendileri..

Petek, Baran'a gözlerini devirip, "Lunaparka gidelim mi?" diye sorunca, Doruk'un içtiği su ağzından dışarı fışkırmıştı. Bizim Doruk, lunaparktaki o büyük aletlerden korkar, o aletleri gördüğü an çıldırmaya başlardı. Bir keresinde lisenin ilk senesinde gitmiş, sadece atlı karıncalara binip geri dönmüştük. Ne aksiyonlu ama..

Peki Doruk, bu korkusuna rağmen Petek'in teklifini kabul edecek mi? İşte bunu ben de çok merak ediyorum..

Petek Doruk'a anlamsız gözlerle bakarken, Doruk dudaklarını büzmüş başını bana doğru çevirmişti, "Geçecek.." diye fısıldayıp hafifçe sırtına vurarken, Petek konuşmaya devam etti.

"Evet, Kimler geliyor diye sormayacağım. Çünkü hepiniz geliyorsunuz. Eh, benim gibi minnoş ve güzel bir kızı kim kırabilir ki?"

"Ya, kızım. Bir salsana sen bizi? Git arkadaşlarınla nereye gidersen. Bizi ne yapacaksın?"

Burada Ege'ye hak veriyordum. Hafta sonlarımı uyuyarak geçiremeyeceksem neden yaşıyorum ben yahu?

Petek yüzüne tatlı görünen bir ifade takınıp, gözlerini sırayla üzerimizde gezdirirken, "Ben geliyorum," dedi Doruk. Şok olma sırası bizdeydi sanırım. Ne demişti o? Geliyorum mu demişti? Pes artık!

Sevinçle ellerini çırptığında Petek, işaret parmağını bana doğrultarak, "O'da geliyor." demiş, sonrasında Ege ve Doğa'yı gösterip, "Onlar da geliyor." diyerek havalı bir gülüşle yerine oturmuştu Doruk.

"Ya, ben?" dedi Baran "Ben gelmeyeyim mi?"
Yanağına ufak bir öpücük kondurdu Doğa, "Sen de geleceksin tabii ki aptal."

Hey arkadaşlar, biraz abartmıyor musunuz?

Yüzümü buruşturup onların mıymıy tavırlarını izlerken, "O surat ne öyle, o surat?" diye fısıldadı Emir kulağıma.
Aynı surat ifademle Emir'e baktım, "Bu görüntü midemi bulandırıyor.."

"Tüh," dedi yapmacık bir şekilde, "İlişkimizde odun olan taraf sen olacaksın desene."
Gözlerim irilerken hafifçe omzuna vurdum - Tamam elimin ayarını biraz fazla kaçırmış olabilirim -

Masadaki tüm bakışlar bizi bulurken, "Elin ne sertmiş." deyip çarpıkça sırıttı Emir.
"Onun eli serttir," diyerek araya girdi Ege, "Ama benim ki daha sert. Sen de bir deneyelim istersen ha?"

Burdan ilerisinin ne olacağını hepimiz biliyoruz sanırım. Günü bir kavgayla kapatacakken Mete'nin yanımızda bitmesiyle elimi Ege'nin göğsüne koyup geri itmiştim. Bir bana bir de elime bakıp, derin bir nefes aldı ve başını bir şey yok der gibi salladı.

"Çocuk gibisiniz ya," deyip önüme döndüğümde, "Nereye gidiyoruz?" diyerek masaya sandalye çekmişti Mete.

'Yemin ediyorum geri zekalı bu çocuk' dediğinizi duyar gibiyim. Bunu onu gördüğüm her an ben de söylüyorum.