22: Sen çok güzelsin..

16.5K 716 127
                                    

Okul bitince eve gelmiştim. Ve şuan yatağımda bir koala edasıyla yatıyordum.

Saat 7'e yaklaşırken telefonum titredi. Kollarımı yastıktan çekip komidinin üzerindeki telefonuma ulaştım.

Mesaj Emir'den gelmişti. Hızla mesaja tıkladım.

"Hazır mısın prenses?"

Kaşlarım çatık mesaja bakıyordum. Sanırım Emir beni yemeğe götürmekten vaz geçmemişti.

Parmaklarımı klavyede gezdirip cevap yazdım.

"Hiç bir yere gelmiyorum Emir!"

Hemen cevap yazdı.

"Sadece bir yemek, ne kaybedersin ki?"

Ofladım. Şu doğruluk mu cesaret mi oynama fikri kimden çıkmıştı?.. tabii ya Mete'den..

"Hazırlan hadi. 10 dakikaya oradayım"

Emir'den gelen son mesajı okuyup, söylenerek yataktan kalktım.

Dolabımın karşısına geçip aynaya baktım. Üstümdeki pijamalarla bile gidebilirdim.

O sırada telefonuma bir mesaj daha geldi. Sürünerek telefona ulaştım ve mesaja tıkladım.

Kimden : Emir

"Şık şeyler giysen daha iyi olur"

Aslında palyaço kostümü giyip Emir'i rezil edebilirim. Evet bunu yapabilirim.. Ah, tamam yapamazdım...

Dolabımı açıp kıyafetlere göz gezdirdim. Benim dolabımdaki en şık şey 1. Sınıftan kalma etekli okul formamdı. O günden sonra etek giymeme kararı almıştım. Kıkırdayıp üzerime hardal rengi, bol bir sweat giydim. Altımada mavi jean pantolonumu geçirip aşağı indim.

Annemlerle vedalaşıp >>ki bu veda bir saat sürdü<< kapıya yöneldim. Kapıyı açmamla karşıma Petek çıkmıştı. Hayda.. bir şok daha..

İlk soru, bu kızın burada ne işi var? 2. Soru, bu kız adresimi nereden biliyor? 3. Soru, sweatimin üstünde neden yemek lekesi var?

"Selam Kumsal, hadi beni içeri al" dedi içeri girmek için bir adım attığında.

"ASLAA" diye bağırarak kapının önüne geçmemle tek kaşını kaldırıp kollarını birbirine bağladı. O sırada annem yanımıza geldi.

"Aa kızım, alsana arkadaşını içeri, bekletiyorsun kapıda. Ayrıca, niye bağırıyorsun kız öyle?!"

Oflayıp kapının önünden çekildim. Annemin Petek'le tanışması bitince beraber odama çıktık.

"Burada ne işin var Petek?"

Petek yatağıma oturup gülümsedi.

"Aslında buraya gelmeye meraklı değilim. Amaa, Emir'i de kıramazdım"

Aman ne güzel!

"Sorumu tekrar soruyorum virüs, burada ne yapıyorsun? Ve şu elinde tuttuğun poşetten neden çiçekli bir elbise sarkıyor?"

Yataktan kalkıp poşetten bir kaç elbise çıkardı ve sinsice bir kahkaha attı.

"Neden mi buradayım? Çünkü.. seni yemeğe ben hazırlayacağım!"

......

"Petek yeter kızım ya!"

Petek son dokunuşlarını yapıp kenara çekildiğinde derin bir nefes aldım. Biraz daha devam etseydi olduğum yerde kalp krizi geçirebilirdim.

Petek hayran gözlerle bana bakarken "Kızım. Sen neymişsin be!" Diye mırıldandı.

Gözlerimi devirip aynanın karşısına geçtim.

Üzerime dizlerimde biten, düşük omuz, bordo renkli bir elbise giymiştim. Saçlarıma da doğal bir maşa yapmıştık. 

Ve şuan fazlasıyla şık gözüküyordum.

Üzerimdeki elbiseyi çekiştirip ''biraz abartılı olmadı mı ya?'' diye mırıldandım.

Petek gözlerini devirip "Emir'le lüks bir restoranta yemeğe gidiyorsun Kumsal, Sokakta pilav üstü tavuk yemeğe değil" dedi ve eşyalarını toplamaya başladı.

Sorun şu ki, pilav üstü tavuk yemek beni lüks bir restoranta gitmekten daha mutlu ederdi..

Telefonuma mesaj geldiğinde bakışlarımı aynadaki yansımamdan çekip mesaja baktım. Ege'den gelmişti.

"Ne yapıyorsun sarışınım?"

Ege'ye Emir'le yemeğe gideceğimi söylememiştim.. Ben Ege'ye cevap yazarken Petek otobüsteki yaşlı teyzeler gibi mesajlarımı okuyordu. Gözlerimi kısıp Petek'ten olabildiğince uzaklaştım ve Ege'ye cevap yazdım.

"Ben de durumlar aynı. Şu yemek meselesi.."

Çok geçmeden cevap yazdı.

"Gidiyorsun değil mi?"

"Gidiyorum.."

Telefonu çantama koyup Petek'le dışarı çıktık. Emir çoktan gelmiş, arabasının kapısına yaslanmıştı.

Beni farkettiğinde bir süre hayranlıkla bana baktı. Bu beni rahatsız etmişti. Gerçi, bu topuklarda beni rahatsız ediyordu. Bunlarla nasıl dolaşıyorsunuz kızım? Çin işkencesi mübarek!

Düşmemek için dikkatli adımlar atarak Emir'in yanına ulaştım. Doğruyu söylemek gerekirse şuan kendimi survivor oyunlarında hissediyordum.

"Selam" diye mırıldanırken o gözlerini benden ayırmıyordu.

Bu bakışma Petek'in yanımıza gelmesiyle son buldu.

"E ben gidiyorum o zaman. Hadi size iyi yemekler. İyi sohbetler. İyi kahkahalar. İyi yürüyüşler... İyi yemekleri söylemiş miydim? Her neyse.."

İmali bakışlarla yanımızdan uzaklaştığında tekrar Emir'e döndüm.

"Evet? Gitsek mi artık?"

Gülümseyip elini yanağıma koydu.

"Sen.. Ç-çok güzelsin.."

Yanaklarım al al olurken bir ses duyuldu.

"O eli oradan çek istersen!"

Ege...

Bölüm Sonu**

Bölümü nasıl buldunuz**

- Diğer bölümde görüşürüz, sizleri seviyorum ♡

Çınar Koleji Where stories live. Discover now