23: Yemek..

15.7K 709 199
                                    

"O eli oradan çek istersen!"

Ege hızla yanımıza yaklaşırken Emir'in elini ittirip bir kaç adım geriye gittim.

"Ege-"

Konuşmamı parmağını kaldırarak böldü ve Emir'e yaklaştı.

"Ona bir daha dokunma!"

Emir Ege'yi umursamadan bakışlarını bana çevirdi.

"Arkadaşınla vedalaşta gidelim artık. Acıktım"

Ege yumruğunu sıkarken Emir'e gözlerimi devirdim. Göz kırpıp arabaya ilerlerken Ege'nin kolundan tutup kendime çevirdim.

"Biraz sakin mi olsan ha?"

Yapmacık bir şekilde güldü.

"Sakin mi? Gerçekten sakin mi olayım? Ulan o adam benim sev-"
Konuşmasını tamamlamadı. Sanki... devam etse yanlış bir şey söyleyecekti. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.

"Seni bu halde onunla gönderemem.."

Bakışlarımı elbiseme doğrulttum. Olmamış mıydı ki? Yakışmamıştı.. kesinlikle yakışmamıştı.

"Yakışmadı değil mi? Zaten benim ne haddime elbise giymek.. "

Hayranlıkla baktı bana bu sefer daha sonra mırıldandı.
"Hayır.. çok.. çok yakışmış, sorun da bu zaten"

Gözlerimi kırpıştırdım. Elini saçıma götürüp karıştırdı.

"Hadi git sen.."

Gülümseyip başımı salladım ve arabaya ilerledim. Bindiğimde çoktan gitmişti.

Pekala, belki bugün Emir'le aramızdaki buzları eritebilirdik..

.....

Lüks bir restorantın önüne geldiğimizde durduk. Emir hızla arabadan indiğinde ben de inmek için kapıyı açtım. Açmamlada Emir durdurdu.

"Kızım bir dur, kibar olayım diyorum. Batırıyorsun"

"Aman iyi be! Al aç kapımı" deyip kapıyı tekrar kapattığımda bu sefer tüm kibarlığıyla Emir açtı kapıyı.

Ne diyeyim.. Bunlar Emir'den beklenmedik şeyler...

Arabadan inmemle dengemi kaybetmem bir oldu. Ah şu topuklar..

Emir küçük bir kahkaha atıp kolunu uzattı.

"Yardım?"

"Mecbur.."

.....

Bir masaya oturup siparişlerimizi verdik. Ne yalan söyleyeyim ne sipariş ettiğimi bilmiyorum. Menüde gözüme en güzel görünen ismi okudum. Veya okumaya çalıştım..

Siparişlerimiz hemen gelmişti. Bu kadar çabuk gelmesine şaşırmıştım aslında..

Allah'ım lütfen yiyebileceğim bir şey çıksın. Lütfen lütfen..

Yengeç mi?!

Garson önüme bir yengeç koyup yanımızdan uzaklaşırken, ben yengeçle bakışıyordum.

Bu bakışma pis bir kahkaha duymamla kesildi.

"Seviyorsun galiba.."

Alaycı ifadesinin aksine soğuk bir ifade takındım.

"Sevmek ne kelime? Bayılıyorum.."

.....

Yemeklerimiz bitince tatlılarımızı sipariş ettik. Yanlış anlaşılmasın, o yengeci yemedim.. bir kere hayvansever bir insanım ben!

Tatlılarımızı beklerken Emir masanın üzerindeki elimi tutup gözlerimin içine baktı.

Gözlerim elimi tutmasıyla irilerken hızla elimi geri çektim.

"Kumsal-"

Konuşması çalan telefonumla bölündü. Arayan Ege'ydi.

Emir çatık kaşlarıyla arkasına yaslanırken "Aç aç, bekletme" diye mırıldandı.

Gözlerimi devirip telefonu kulağıma götürdüm.

"Efendim Ege?"

"Sorun yok değil mi Kumsal? Bak canını sıkıyorsa o it senin-"

"Yok. Sorun yok Ege"

Ofladı.

"Sen iyi misin Ege?"

"İyiyim sarışınım... eve gidince mesaj at tamam mı? Merak ettirtme kendini"

Gülümsedim.

"Tamam Ege'm. öptüm. Bay bay"

Telefonu kapatıp masanın üstüne koyup tekrar Emir'e baktım.

"Öptüm mü dedin sen?! Niye öpüyorsun kızım onu sen!"

Kollarımı birbirine bağlayıp arkama yaslandım.

"Allah aşkına Emir ne saçmalıyorsun ya?"

Yaklaşıp yüzümü avuçladı. Şaşkın gözlerle ona bakarken birden bire bir amca elinde bir kemanla yanımıza geldi ve çalmaya başladı.

Emir'in ellerini yüzümden çekerken aynı zamanda kemancıya hayırdır moruk? Bakışları atıyordum.

Yaşlı adm kemanı çalmaya devam ederken bir garson kafamdan aşağı güller dökmeye başladı.

Şaşkınlığım giderek artarken Emir'e baktım. O da benim gibi şaşkındı.

"Bu saçma şeyler hakkında bir fikrin var mı Emirciğim?"

Başını iki yana salladı.

"Hiç bir fikrim yok prenses"

Yüzümü buruşturup kemancıya döndüm.

"Amca çalmasana şunu gıy gıy!"

Kemancı ani çirkefleşmeme karşılık boynu bükük bir şekilde yanımızdan ayrılınca başımdan aşağı gül döken garsoncuda hızla yanımızdan uzaklaştı.

"Niye bağırıyorsun adama kızım. Baksana boynunu bükmüş, köşede ağlıyor"

Sırıtıp omuz silktiğimde yanımıza şık bir çift geldi.

"Aşkım, bunların masamızda ne işi var?!"

Hayır hayır.. düşündüğüm şey olamaz değil mi? Yanlış masaya oturmuş olamayız..

Sırıtıp "Yengeç çok güzel, tavsiye ediyorum" dedim ve hızla yerimden kalktım.

Aynı şekilde Emir'de sırıttı ve adamın koluna vurup "Sen de işi biliyorsun ha" dedi.

Karşımızdaki çift bize öldürücü bakışlar atarken Emir elimden tutup çıkardı beni restoranttan.

Arabanın önüne koşarak gelmiştik. Ve ben topukluyla koşmuştum. Resmen işkence!

Arabanın kapısına yaslanırken hala el ele tutuştuğumuzu farkettim, ki bunu o da farketmiş olacakki sırıtıp diğer elini saçlarına götürdü. Dağılmış saçlarını daha çok dağıtırken, kendimi saçlarını ellememek için zor tutuyordum.

Elimi hızla geri çekip arabaya binince o da binip arabayı çalıştırdı..

İtiraf etmeliyim ki, gerçekten çok eğlenmiştim.. yemek boyunca suratımda hep bir gülücük vardı. Neden bilmiyorum ama onun yanında bu gülücük hiç gitmiyordu..

Başımı cama yaslayıp gözlerimi kapattım.. hayır uyumuyorum, sadece gözlerimi dinlendiriyorum..

Bölüm Sonu**

Bol Emir'li bir bölüm oldu umarım beğenmişsinizdir♡

Çınar Koleji Where stories live. Discover now