15: Kumsal Ama Yıkık

21.4K 875 164
                                    

Medya : Kumsal

Günlerce tutmakta zorlandığımız söz bugün Emir'in Ege'nin kulağına bir şey fısıldamasıyla bozulmuştu. Ve sonuç olarak kendimizi müdürün odasında bulmuştuk.

Müdür gözlüklerinin arasından hepimizi sırayla süzdü.
"Söyleyin bakalım, neden kavga ediyordunuz?"

Ortamda tekrar ölüm sessizliği hakimdi. Hepimizin başı önümüze eğilirken Baran'dan bir ses duyuldu.

"Ahhh, vampir misin kızım sen nasıl ısırmışsın kolumu!"

Onun bu haline gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken müdürün yapmacık bir şekilde öksürmesiyle bakışlarımı ona çevirdim.

"Madem cevap vermiyorsunuz, Hepiniz cezalısınız. Bugün okul çıkışı okulu temizleyeceksiniz"

Birden hepimizden isyankar sesler duyuldu. Ve o an aklıma proje geldi. Yarına kadar yetiştirmemiz gereken bir proje vardı.

"Hocam, biz de isterdik cezamızı çekmeyi, okulun pis lavabolarını temizlemeyi(!) fakat bizim yarına kadar yetiştirmemiz gereken bir proje var"

Ben bu projenin bizi kesinlikle cezadan kurtaracağını düşünürken müdür sinsice gülümsedi.

"Senin tek derdin proje mi Kumsalcığım? Hocanızla konuşurum. Size fazladan süre verir. Daha fazla bahane duymak istemiyorum ve artık çıkmanız gerektiğini düşünüyorum"

Müdür eliyle kapıyı işaret ederken içimde ki psikopat ses müdürün elini ısırmam için bana yalvarıyordu.

Son kez şansımı deneyip. Yüzüme kendimi tatlı bulduğum fakat tatlı kelimesinin t'si bile olamayıp, bakanları kör edebilecek kabiliyette bir ifade yaptım ve müdüre bakmaya başladım.

Usulca müdüre bakarken müdür gözlerini kıstı.

"Kızım bakma şöyle, kör olacağım"

Yüzümü buruşturup kollarımı bağladım ve odadan çıktım. Arkamdanda Ege, Emir, Baran ve Petek çıktı.

"Ben yarabandı aramaya gidiyorum."

Baran korkunç bakışlarını üzerime salarken bakışlarımı ısırdığım koluna çevirdim. Bu görüntü gülümsememi sağlamıştı.

Baran yanımızdan uzaklaşırken Emir yanıma yaklaştı.

"Tüh, bugün de birlikteyiz."

Gözlerimi çek git bebeğim der gibi devirmemle yanımdan ayrıldı. O sırada Ege yanıma geldi.

"Hadi kantine gidelim"

****

Ege bir masaya otururken ben sıraya geçtim. Sıra adeta savaş alanı gibiydi. Ürkerek adımlar atarken biri ayağıma bastı.

Ayağıma. Topukluyla. Bastı. Topukluyla. Bastı. Ayağıma.

Gözlerim irilerken aniden kendimi yerlere vurasım geldi. Derin bir nefes alıp acı içinde kıvranmaya başlarken yürüyen topuk yanıma yaklaştı.

"Ayağımın dibinde durmasana!"

Onun bu itici haline gözlerim daha da açılmıştı. İnsan bir özür diler yahu!

"5 metre topuk giymeni neye borçluyuz? Burası podyum falan da benim mi haberim yok?!"

Kız ayakkabılarına bakıp kahkaha atınca içimde ki minik ve tehlikli kızı dinleyip saçını çektim. Ve bir anda kızın taktığı sarı peruk elimde kaldı. Kızın kahverengi, kıvırcık ve oldukça güzel görünen saçları omuzuna düşerken arkadan bir kız sesi duyuldu.

"Demek erkeklere güzel görünmek için peruk taktığın doğruymuş"

Bu dediğiyle yüzümü buruşturup peruğu kıza tekrar taktım ve kıkırdayarak Ege'nin yanına oturdum.

"N'oldu?"

"Kızın peruğu elimde kaldı"

Bu dediğime aynanda kahkaha atmaya başladık.

"Gel buraya" dedi ve saçlarımı karıştırdı.

Bir süre masada takıldıktan sonra zilin çalmasıyla yerimizden kalkarken Emir'in yan masada bize öfke dolu bakışlar gönderdiğini gördüm. Senin sorunun ne dostum?

*****

Tüm gün boyunca Kumsal ama yıkık modunda etrafta dolaştım. Aklıma okulu temizleyeceğimiz gelince içimdeki halay başları kendilerini balkondan atıyorlardı.

Son dersin bitimiyle sınıfta durup okulun boşalmasını bekledik. Bir süre sonra okul boşalınca yanımıza elinde temizlik malzemeleri olan bir kadın geldi. Temizlik malzemelerini elimize tutuşturdu ve daha sonra kontrola geleceğini belirterek yanımızdan ayrıldı.

Oflayıp elimde ki bezle uzun bir bakışma yaşarken Petek'in sesi bu bakışmayı bitirdi.

"Evet, kim nereyi temizliyor bakalım?"

Hiç birimiz Petek'i dinlemeyip elimizde tuttuğumuz bezlerle dağılırken Petek arkamızdan bağırdı.

"Tamam o zaman gelişine temizleyelim"

*****

Yaklaşık bir saattir okulu temizliyorduk ve hava kararmıştı.

Kumsal ama yorgun modunda laboratuara girdiğimde gördüğüm manzara karşısında yüzümü buruşturdum. Baran bir iskeletle dans ediyordu.

"Baran...?"

Baran beni farkedince iskeleti yerine bırakıp ağızında bir şeyler gevelemeye başladı.

"Açıklayabilirim... Yanlış anladın..."

Kahkaha atıp pis ellerini iskeletten çektim ve etrafı temizlemeye başladım.

Son olarak eşyaları düzeltmek için bir masaya çıktığımda ayağımın kaymasıyla masada küçük bir ölüm show gerçekleştirdim.. Kimsenin görmediğine şükrederken bir kahkaha sesi duyuldu. Elimle alnıma vurduğumda sesin sahibi Emir, yanıma yaklaştı ve beni kucaklayıp masadan indirdi.

"Yerde durman senin için daha iyi bence"

Kafamı araba önlerine koyulan süs köpekler gibi sallayıp yanından uzaklaştım.

İşin garibi kafamı hala sallıyordum...

*****

Büyük uğraşlar sonucu okulu pırıl pırıl yapmıştık. Esneyerek çantamı aldım ve bahçeye çıktım.

"Baya güzel yaptık oğlum!"

Hepimiz Baran'a katılırmışcasına sesler çıkartınca vedalaşıp evlerimize dağıldık.

Eve geldiğimde kendimi hızla yatağa attım. Gerçekten yorucu bir gündü..

Bölüm Sonu 💝

Bölümü nasıl buldunuz?*

Çınar Koleji Where stories live. Discover now