39: Garip Bir Gece..

12.7K 554 124
                                    

Medya: Kumsal

"Bunu gerçekten içecek miyim?" Diye sordum bakışlarım hâlâ tamamen otlardan yapılan çorbadayken.

Başıyla onayladı Emir.

"O nasıl soru kızım? Görende iğrenç çorba yapıyorum sanacak."

Yapmacık bir şekilde güldüm.

"Söylesene hayatında kaç kere çorba yaptın sen?"

Dedi hayatında bir kere bile çorba yapmayan kız..

İç sesimi umursamayıp tek kaşımı kaldırarak Emir'e bakmayı sürdürdüm.

"Ne güzel, ilk yaptığım çorbanın tadına sen bakacaksın."

Omuzlarımı düşürmemle kaşığı ağzıma götürdü.. Ve sonrasında bembeyaz bir ışık..

Şakaydı.

Çorba ağzımdan bir şelale edâsıyla akarken aynı zamanda öksürüyordum.

"Bu ne be? Sen beni öldürmeye mi çalışıyorsun?"

Ellerini teslim olurmuşcasına havaya kaldırmış, gülmemek içinde dudaklarını birbirine bastırarak bana bakıyordu.

Gözlerimi kısıp bu sefer ben kaşığı onun ağzına götürdüm. Çorbayı içmesiyle tükürmesi bir olmuştu.

Kahkahalarımı serbest bırakırken, o çorbayı önümden çekmişti.

"Sanırım bunu sana içirmemeliydim.."

......

"Çorba içtik işte.."

Bunu dememle Doğa kendini yerlere vurarak kahkaha atmaya başlamıştı.

Ah, tamam. Emir'in bize geldiğini ve bana çorba yaptığını Doğa'ya anlatmamam gerekirdi.

Benimle dalga geçiyordu!

"Ço-çorba ahahagsmsç- içtiniz öyle mi? Ahhahahs... Aman ne romantik!"

Gözlerimi devirmemle kahkahları yavaş yavaş son bulurken Doruk'un yanımıza gelmesiyle tamamen susmuştu.

"Ayağın" dedi Doruk "Sargıdan çıkmış?"
Bakışlarımı kaçırıp kafamı kaşıdım. "Sizden sonra sargıyı kesmiş olabilirim."

Doğa bunu sakin bir şekilde karşılarken Doruk gözlerini irilemişti.

"Ne?! Kestim ne demek kızım? Neden kestin?"

Omuz silktim.

"Sıkıldım kestim işte."

Ağzını açıp bir şey diyecekken dışarıdan gelen bağırma sesleriyle susmak zorunda kaldı.
Sesler giderek yükselirken kendimi hızla pencerenin önüne attım.

Bu Ege'ydi..

Sallanıyor, bağıra bağıra şarkı söylüyordu. Sarhoş mu olmuş o?

Pencereyi açmamla parmağıyla beni işaret etmişti.

"Gel gel sarışınıııım geel. Gel sana aşığııım geeelll.."

Ege'yi umursamayıp bakışlarımı
Pencere kenarlarındaki gıybet grubuna odaklamıştım.

"Şimdiki gençlerin hali hal değil vallahi, şuraya bak. İçip içip geliyorsunuz."

Kafamı yukarı kaldırıp Bilnur teyzeye öldürücü bir bakış attım.

"Gir içeri, dökmeyeyim senin tepsi suratlı oğlunun kirli çamaşırlarını şuraya Bilnur teyze!"

Bilnur teyze elini sallayarak içeri girerken Doğa'da kolumdan çekip içeri çekmişti beni.

Çınar Koleji Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt