35. 3.Bölüm Bitti..

37 4 7
                                    

35. 3. Bölüm Bitti..

Kapıyı yavaşça ittirdiğimde içeri zifiri karanlıktı. Yürüdüğüm yerde ne var onu bile göremiyordum. Aklımda salonu canlandırarak küçük adımlarla yürüdüm ve kapıyı kapattım.

Sırtımı duvara yaslayıp yavaş yavaş elimi gezdirmeye başladım. Çok düşük bir ihtimaldi ama belki ışıkları açabilirdim. Böyle büyük bir salonun ışıklarının buradan açılmayacağını biliyordum ama yinede şansımı denemek istemiştim.

En sonunda pes ettiğimde aradan beş dakika geçmişti ve o hala gelmemişti. Telefonumu kontrol ettiğimde mesajın da gelmemiş olduğunu gördüm.

En sonunda bir yerde öylece durdum. Beklemekten başka çarem yoktu. Yaklaşık iki dakika da öylece ayakta beklemiştim.

Ben ne yapıyordum?. Düpedüz beni oyuna getiriyordu. Gelmeyecekti. Tam sinirle kapıya doğru gitmek için adımımı attım ki aniden sahnedeki kısık ışıklar yandı. Hızla kafamı arkaya çevirdiğimde kimse yoktu.

Yeniden sırtımı duvara yasladım ve hızla gözlerimi etrafta gezdirmeye başladım. Kimse yok gibi görünüyordu. Sonra kısık bir ses gelmişti. Hızla kafamı oraya çevirdim. Kendimi korku filmlerindeki kızlar gibi hissediyordum.

En sonunda cesaretimi toplayıp kısık bir şekilde seslendim.

"Kim var orada?." Sessizlik. Benimle oyun oynuyordu. Bundan zevk alıyordu. Benimse tek isteğim ne olacaksa olsun düşüncesiydi.

En sonunda sahnede bir ışık daha yandığında yeniden sıçradım. Bu sefer güçlü görünmek istiyordum.

"Beni korkutmaya çalışıyorsun, senden korkmuyorum." Kafamı dik tutmaya çalışarak etrafa bakıyordum. Sonra ayakkabı sesleri duyulmaya başlamıştı.

Ayakkabı sesi..

Ayakkabı sesleri..

Tek kişi değildi.. Hızla sese kafamı çevirdim fakat hala kimse görünmüyordu. Bu durumu Yiğit'e belirtmem lazımdı. Hızla konuştum.

"Demek korktun ve tek başına gelemedin!." Bu sözü söylememin hemen ardından kapı kilitlendi. Sıçrayarak kapıdan uzaklaştım. Hemen arkasından sessizlik bozulmuştu. Yiğit'in sesiyle..

"Aç lan kapıyı! Anahtar yok mu?! Nasıl olmaz! Lan şu kapıyı açın!!" Tüm tayfanın sesleri birbirine karışırken kapıyı kırmaya çalıştıklarını fark etmiştim. Fakat bu neredeyse imkansızdı. Kapılar çelik denebilecek kadar kaliteli ve güvenliği bol sistemliydi.

Sahneye umursamazca baktığımda üç kişinin durduğunu fark ettim. Bu okuldan olmaları imkansızdı çünkü öğrenci olmak için yaş olarak fazla büyüklerdi.

En sonunda karşımda gölge gibi biri durmuştu. Bu kişinin yaşını asla tahmin edemezdim. Şu an cinsiyeti bile şüpheliydi. Kafasında kapüşonlusunun şapkası vardı. En sonunda konuştuğunda tek anladığım şey cinsiyetiydi..

"Sen mi gelirsin? Ben mi götüreyim?" Kalın sesiyle imalı cümlelerini söylediğinde sertçe yüzüne baktım.

"Buranın tek çıkışı var. O kapıyı açarsan ordu da getirsen beni götüremezsin. Anlıyor musun? Yoksa daha açıklayıcı konuşayım mı?."

Sinirle karışık güldüğünde kendimi zor tutuyordum. Yiğit hem kapıya vurarak küfürler eşliğinde bağırıyordu hem de bizi dinliyordu.

"Ha sen beni gizli numara zannettin.. Yok.. Ben sadece onun-.." Hızla lafını kestiğimde susmuştu.

"Köpeğisin!?." Sinirle burnunu çekip bir adım yaklaştı. Suratını görmek istiyordum ama çok karanlıktı.

"Son kez soruyorum.. Sen mi gelirsin? Ben mi götüreyim?" Gözlerimi gölgesinden ayırmadan baktığımda Yiğit'in sesi tüm salona doluyordu.

GİRDAPWhere stories live. Discover now