1.İlk rüya

206 14 10
                                    


1.İlk Rüya🌪🖤
_______________

    Simsiyahtı..Her yer ruhumu doyuracak kadar siyahtı.. Gözümü açtığıma emindim ama sanki kapalıymış gibiydi. Hiçbir şey görmüyordum.Bir andan da anlamsızca canım acıyordu.Sanki bağırmaya da korkuyor gibiydim.

    Etrafımı döndüm ama en ufak bir ışık yoktu. Oturduğum yerden zorlanarak kalktım. Acı hissediyordum ama daha çok uyuşmuştu. Gözlerimi kısarak bir şeyler görmeye çalışıyordum ama fayda sağlamıyordu. Bir iki adım ileri gittim korka korka.Aklımdan "nerdeyim,nasıl buraya geldim,ailem nerde?" Diye geçirirken sonunda gözüme bir ışık ilişmişti ve ışığın kaynağı uzaktaki evdi.

    Tökezleyerek ilerlemeyle eve gittikçe yaklaşmıştım. En sonunda kapıya kadar geldim ve ayaklarımı durdurdum. Kimse yok mu deme cesaretini hala kendimde bulamayarak yavaşça içeri girdim.Evin duvarları eşyaları hep siyahtı.Karşıda ise o kadar siyahın arasından sırıtan bir gri kapı vardı.

Gaz lambasının ışıttığı kadar aydınlık ev sessizdi. En merak ettiğim soru ise kapının neden açık olduğuydu. Küçük adımlarla korkarak ve bir taraftan etrafa bakınarak gri kapıya doğru ilerledim. Elimi havaya kaldırdım ve kapı koluna doğru götürdüm. Açarsam sorularımın cevabını bulabilirdim ama açmazsam nerede bile olduğumu bilmeden gitmek zorunda kalacaktım. Hem gitsem nereye gidecektim? Ben neredeydim ki?

Anlamsız soruları aklımdan sildim ve yeniden ellerimi hareketlendirdim. Kapının kolunu aşağı doğru indirdim ve bekledim.Eğer biri varsa ses verir diye düşünmüştüm ama en ufak bir ses bile yoktu.

    Ardından görünmez bir güç bir anda beni kapıya doğru itti ve içeri girdiğimde yere düştüm.Karşımda biri duruyordu.Bir erkekti bu.Siyah pantolonu ve siyah bir ayakkabısı vardı. Kafamı yavaşça yukarı,yani karşımda duran adamın yüzüne doğru kaldırdığım sırada bir anda gözlerimi açtım.

   Hızla inip kalkan göğsüm ve hızlı nefes alışlarım karşıladı sabaha. Ne yani?. Bu bir rüya mıydı? "Neden hep rüyalar böyle en heyecanlı yerde bitiyor?!" Sinirlenerek üstümdeki örtüyü ittim ve gülümseyerek kafamı kapıya doğru çevirdim. Bugün de burnuma  her gün olduğu gibi  o mükemmel kahvaltı kokusu geliyordu.Ben o saçma ve ürkütücü rüyayla uğraşırken gün doğmuş,tüm ev ayaklanmıştı bile.Aşağıdan gürültüler geliyordu.

    Uykuya çok düşkün biri olarak yataktan yine zorlanarak çıktım.Aynadaki yorgun yüzüm beni hiç sevmediğim makyaja itiyordu.Birkaç kapatıcı ile biraz daha iyi hale gelince üstümü değiştirip aşağı indim.

    Annem mutfakta küçük kreplerinden yapıyor,babam ve kardeşlerim küçük bahçemizde maç yapıyordu.Annem tam adımı sesleniyordu ki beni gördü ve ufak bir gülümsemeyle"Günaydın Güneş'im." Dedi.

    Yanağına bir buse kondurduktan sonra masaya doğru ilerledim.Babamlara dik bir bakış atarak ,"Yeter artık,şimdi bir şey kıracaksınız." Dedim ve dememle birlikte bahçedeki vazoyu kırmaları bir oldu.Babam ufak bir gülümsemeyle kardeşlerime sus işareti yaptı ve annem ,"Küçücük bahçede oynamasanız olmuyor!" Diyerek babama sinirli bir bakış attı.

  Herkes masaya oturduğunda yine klasik bir aile sohbeti yapmıştık. Ve her yemekte olduğu gibi yine hayalimde olan okulun konusunu açmıştım.

   Şehir dışında olan müzik okulu benim tek hayalimdi.Babamsa anlamsızca bu okula çok karşıydı.Annem yine her zamanki gibi ılımlı konuşmasıyla arayı buluyordu ama babam ketum duruşuyla hiç taviz vermiyordu.Her defasında bana sinirli bir bakış atarak,

"Güneş o okulu unut.Bu şekilde çalışırsan çok güzel bir üniversite kazanacağına eminim.Ama kazanamasan dahi o okula gitmene izin vermiyorum." Diyordu.

GİRDAPजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें