27.Çekmece

42 6 1
                                    




27.Çekmece:

   Bir Yiğit'in eliyle kenetlenmiş olan elime baktım, bir de karşımda duran Müdür Asaf'a..

"Yiğit?.." Elimi yavaşça çekmeye çalıştım fakat Yiğit elimi daha da sıkı tuttu.

"Baba odama gitmem gerek." Tam bir adım atmıştı ki Müdür Asaf'ın sesiyle yeniden durdu.

"Yiğit, sen kuralları unuttun galiba.." Gözlerini benim gözlerimle buluşturup o şekilde konuşmaya devam etti. "Dördüncü kata herhangi bir öğrencinin gelmesi.. Yasak!"

   Yiğit elimi bırakıp babasına meydan okurmuşcasına bir adım attı.

"Birincisi o herhangi bir öğrenci değil." Yanaklarımın pembeleşmesiyle yere baktım. "İkincisi ise.. Okul için değil ama benim için de önemli bir kural vardı. Gerçi senin için pek de önemli değil ama.."

"Yiğit saç-.."

"Lafım daha bitmedi baba. Tarık.. Sana bir yerden tanıdık geldi mi?" Müdür Asaf kaşlarını çattı ve gözleri yeniden beni buldu.

"Neyden bahsettiğini anlamıyorum. Hadi gel. Odamda konuşalım. İkimiz!" Yiğit aniden kolumu tuttuğunda daha sinirliydi.

"Sadece okulunu düşünüyorsun değil mi? Hadi ben senin için önemli değilim ama Nazlı da mı önemli değil?!"

"Yiğit ne diyorsun sen? O nasıl laf?"

"Baba bana iyi numarası yapma artık! Tarık'ın bu okulda ne işi var?!"

"Bilmiyorum Yiğit!"

"Çok değer verdiğin bu okulda bir güvenlik yok mu?! Bu okula giren-çıkan, bu okulda okuyan belli değil mi?!"

"Tabii ki belli. Okula öğrenci olarak gelmek isteyenleri araştırıyoruz. Ama Tarık'ın nasıl buraya geldiğini bilmiyorum."

"Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun? O hiçbir şey olmamış gibi elini kolunu sallaya sallaya okula girebiliyor ve senin tek söylediğin şey buraya nasıl geldiğini bilmediğin!"

"Araştıracağım Yiğit. Sinirlisin şu an ve ne dediğini bilmiyorsun. Sonra sakin bir şekilde konuşsak daha iyi olacak.."

"Baba çekil!. Odama gideceğim."

"O? O da mı gelecek?" Müdür Asaf'ın gözleri beni işaret ettiğinde Yiğit de kafasını bana çevirip yeniden elimi tuttu.

"O değil. Güneş." Hızla Müdür Asaf'ın yanından geçerken bir anda odasına girdik ve Yiğit kapıyı kapattı.

   Bir süre kapının orada öylece durdu ve sonra gidip yatağına oturdu. Ben ise hala ayaktaydım.

"Otursana.." yorgun bir sesle konuştuğunda kafamı salladım ve masa sandalyesini çekmeye çalıştım .Yiğit yeniden sesiyle beni durdurdu.

"Oraya değil. Yanıma." Yatağını gözüyle gösterdiğinde yavaşça yatağa oturdum.

"Özür dilerim.." Sahte bir şekilde gülümseyip kafamı ona doğru kaldırdım.

"Hep böyle mi olacak? Sen sinirlendiğinde bana ağzına geleni söyleyeceksin sonra da özür dileyeceksin?. Ben öyle biri değilim Yiğit. Kaldıramam.."

"Ne olur söyleme öyle.. Ben kendimi kaybettim.. O itin ağzından öyle bir şey duyunca..-"

"Ama söylediklerin senin fikirindi.."

"Yemin ederim değildi.. Sadece o an çok fevri tepki gösterdim. Sen asla öyle bir şey yapmazsın zaten.. Çok gündemde şu sıralar.." İkimiz de öylece yere bakıyorduk.

GİRDAPWhere stories live. Discover now