''Seni seviyorum.''

''Senden bunu duymak o kadar güzel ki.''

''Senin söylediklerinin yanında o kadar basit kalıyor ki.''

''Senden duyduğum her söz benim için nefes değerinde.Kalbinden çıkan her söz benim için o kadar anlamlı ki. Ağlıyor musun sen?''

''Ağlıyor muyum?''

''Nasıl olur? Vampirler ağlar mı?''

''B..bilmiyorum.''

''Çok garip.''

''Emin ol benim içinde öyle.Alex?''

''Efendim?''

''Eğer bir gün benimle ilgile bir şeyler öğrenirsen.''

''Nasıl şeyler?''

''Hayatımla,hayatımızla ve tehlikeli şeyler.''

''Seni her halinle her şeyinle severim.''

''O zaman beni bırakmayacaksın değil mi? Ne öğrenirsen öğren.''

''Ne öğrenmem gerektiğini bilmiyorum ama ne öğrenirsem öğreneyim seni bırakmayacağım.''

''Hayatıma girdiğin için teşekkürler.''

''Hayatına girmeme izin verdiğin için teşekkürler.''

''Bana sarılır mısın?''

-Elbette. Gel buraya.

Alex demese ağladığımın bile farkında değildim. İyi de ben nasıl oluyorda ağlayabiliyorum? Vampirler ağlayamazdı ki.

Umarım Alex benim nasıl bir tehlikenin içinde ya da nasıl tehlikeli olduğumu öğrendiğinde beni bırakmazdı. Ona sarılınca kendimi buradan soyutlamış hissediyorumdum. Sadece ikimiz varız gibi. Bu dünya sadece bizimmiş gibi.Aşk bu mu?

''Alex?''

''Efendim?''

''Çok soru sordum ama neden burada kimse yok?''

''Bu muydu? Kimse yok çünkü burası kapalıydı.Yani daha önce mühürlenmişti.''

''Neden?''

''Bir kaç insan öldüğü için kapatmışlardı.Ama kuralları yıkmak benim işim.''

''Şapşal.''

''Ama senin şapşalın.''

''Bu romantizm bana cidden çok fazla.''

''Onu anladım.''

''Hep dışardaki insanları böyle konuşurken gördüğümde''Iyy vıcık vıcıklar hiç sıkılmazlar mı birbirlerinden?'' derdim ama şu an bunlar bana çok normal geliyor.''

''Aslında bende öyle söylerdim kendime inanamıyorum.Dediğim gibi yanında farklıyım.Hadi artık yokluğunu fark etmeden seni eve bırakayım.''

''Evet iyi olur.Kendim atlayayım mı?''

''Atla bakalım seni inatçı keçi.''

''Sensin o ne inatçılığımı gördün ki?''

''Hı hı kesin öylesin. Hadi çabuk olalım biraz.''

''Alex bu geçirdiğim en güzel günlerden biriydi.Tekrar teşekkürler.''

''Merak etme bu geçirdiğin güzel günlerin devamı da olacak.Tekrar doğum günün kutlu olsun.Şu an saat tam 00.00 yani doğduğun güne girdik bile.''

''Desene yaşlandım.''

''Ne yaparsın hayat.''

''Dur bir dakika. Alex şunu gördün mü?''

''Neyi?''

''Sanki orada biri vardı.''

''Ben görmedim.Yanılmış olmayasın.''

''Şey bilmiyorum.Sanırım yanıldım.Gitsek iyi olur bence.''

Orada gerçekten birinin gölgesini görmüştüm. Evden çıkmadan önce olan şey şimdi de olmuştu.Birinin beni takip ettiğini düşünmeye başlıyordum.Ne kadar korksam da bunu Alex'e söyleyemezdim.Tyler olmadığı sürece kendimi koruyabilirdim peki ya oysa? Bizi bulduysa?

''Hı-hı bence de yoksa biraz daha durursak sana sarılmadan duramayacağım.''

''Bir sapıkla oturmak zormuş.''

''Bir deliyle oturmak daha zor ama.''

''Hah hiç de bile.''

Lunaparktan çıkınca eve doğru beraber yavaş yavaş yürüdük.Sanki Alex'le olunca gerçekten kendim gibi olurdum daha özgür.Aramızdaki pek de küçük olmayan melez sorununun üstesinden gelirsek sonuna kadar gidebilirdik belki. Onun benimle hayalleri varsa neden benim de onunla ilgili bir kaç masumane hayalim olmasın ki.

Umarım peşimde salak bir köken olduğunu ve benim köken olarak kurt olduğumu öğrendiğinde biz değişmeyiz.

KIRIK BEYAZWhere stories live. Discover now