ROOM[27]

1.4K 184 126
                                    

Yeni bölüm :")) Wattpad'deki hata yüzünden yeniden yayımlıyorum, öpüldünüz. Yorum bırakmayı unutmayınsss😚

|27|

Tedirginlik hissine ek saf bir dokunuştu bilincimi yerine getiren. Uyuyakaldığım kanepedeki yabancı ağırlık öyle yakındı ki gözlerimi açsam da fazla hareket edememiştim. İlk uyandığınız anlarda beyniniz nasıl olur bilirsiniz, o güne dek yaşadığınız her şey silinmiş de yeni bir hayata başlıyormuşsunuz gibi sıfırlanır. Fakat benimki bu yaklaşıma epey uzaktı. Gözlerimi kapattığım son andan önce her ne olduysa harfi harfine hatrımdaydı. Bu yüzdendi belki de şu an karşımda parmaklarını saçlarımdan çeken Sehun'a gösterdiğim şaşkınlık. Değil şu an saçlarımı karıştırmasını eve gelmesini dahi beklemiyordum. Belki bir umut deyip pasta almıştım ona, gelmezdi ya, hani olur da gelirse doğum günün kutlarım demiştim. Ve şimdi onlarca aramama mesajıma cevap vermeyen Sehun, kanlı canlı karşımdaydı.

"Sehun? Ne zaman geldin?" hala düşürmeden kucağımda uyuyabildiğim pastayı dikkatle dizlerimin üstüne koyup sırtımı kolçağa yasladım. Uyandığımı farkeder etmez geri çekilmişti zaten bay kırçıl kaş.

"Az önce." gitmesin diye bacaklarımı çekip oturmalık alan bıraktım ona. Neyse ki sabahki tavrı yok gibiydi üstünde. Yine de hala soğuk buzlar yüzüyordu aramızdaki okyanusta. Televizyonun olduğu duvara boş boş bakmayı sürdürdü bir süre.

"Gelmezsin sanıyordum." diye mırıldandım. Konuyu alenen bugüne getirme derdindeydim.

"Niye gelmeyecekmişim?" hiçbir şey olmamış gibi mi davranmaya çalışıyordu yoksa görmezden mi geliyordu bilmiyorum ancak biraz daha yüzüme bakmazsa kendim çevirecektim başını.

"Biliyorsun işte. Bir yanlış anlaşılma oldu ve-" umursamaz tavrına rağmen açıklama yapmaya çalışıyordum ve yine aynı umursamazlıkla sözümü bölüyordu.

"Bir anlık sinirle çekip gittim." en azından yüzüme bakma tenezzülünde bulunmuştu. "Düşününce... Bu senin hayatın. İstediğin gibi davranabilirsin. Beni ilgilendirmez, bu yüzden eve gelmemem için bir sebep de yok."

"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? İstediğim bu muydu yani?" ne sanıyordu ki? Mino'yla seve seve öpüştüğümü mü? Tanrım söylerken bile midem bulanıyor.

"Açıklama yapmak zorunda değilsin Luhan."

"Ama ben açıklamak istiyorum." bu açıklamayı sadece Sehun'a değil kendime de borç biliyordum.

"Hiçbir şey benim isteğimle gelişmedi. Mino'nun benden hoşlandığını bilmiyordum. Zaten bugün de bunu söylemek için çağırmış, yeni öğrendim. Öğrenince yanından ayrılmak istedim  ama çok ısrar etti ve eve kadar bıraktı. Bıraktığındaysa saçma sapan bir çaba içine girdi. Ona onu kardeş gibi gördüğümü söyleyince o.. O beni iznim olmadan-"

"Biliyorum. Devamını biliyorum." dedi hiç duymadığım ürkütücü bir ses tonuyla. Gözleri bir kaç saniye için yine boş duvara dönmüş ardından daha yumuşak bir ifadeyle bana çevrilmişti.

"Onun sana olan bakışlarını, tavırlarını senelerce nasıl farkedemedin?" bu sefer sesinde asabiyetten çok merak ve naiflik vardı. O kırçıllığıyla dalga geçtiğim kaşları öyle güzel kıvrılmıştı ki, içim acıdı. Keşke ben de sorduğu sorunun cevabını kendime verebilseydim. Ama maalesef, bilmiyordum.

ROOM 520 | HunhanWhere stories live. Discover now