Bu bölümden sonra son bir özel bölüm kaldı ve Aşkın Bedeli'ni bitirip yeni hikaye (Aşkın Ateşi)" başlayacak.
Yeni hikaye bilgileri bölüm sonunda yer alıyor bilginiz olsun keyfili okumalar dilerim.
Benim kim olduğumu merak edenler kişisel instagram hesabımdan takip edebilirsiniz. Berrin Doğangönül olarak bulabilirsiniz.
***
Üç Ay Sonra
BORA & MERİÇ
Üç ay olmuştu evleneli ve hayatlarında her şey mükemmeldi. İmrenilecek bir balayı sonrası evlerine döndükleri günden beri ikisininde ağzının tadı gg Kavga etmek yerine hayatlarını kolaylaştırıp tadını çıkarmayı başarmışlardı bugüne kadar. Bazen ikisininde yükseleceği anlar olsa da ya kendi ya da Meriç gülmeye başlayınca sıkı sıkı sarılıp ''kavga yok arkadaş bu evlilikte'' deyip takılıyorlardı birbirlerine.
Balayı planlarında önce Bodrum'a gidip denizin kumun güneşin tadını çıkarıp gezip eğlenmişlerdi sonra o güzel anlarına İspanya da devam etmişlerdi. İlk kez birlikte yurtdışına çıkmalarının tadının yanı sıra çok merak ettikleri İspanya'nın her yerini karış karış gezmiş bol bol fotoğraf çektirip anı biriktirmişlerdi.
Bora o kadar olmasa da Meriç doyamamış biraz daha kalmayı çok istese de uzun süren balayını bitirip dönmüşlerdi ve karar vermişlerdi. Sık sık dünyanın güzel ülkelerini gezip göreceklerdi ve önlerindeki tatilde planlarında İtalya'ya gitmek vardı. Sonrasında özel günlerinden birinde Paris'e gitmeyi de konuşmuşlardı. Bora Amerika'ya gitmeyi de teklif etmişti karısına. Sonuçta yüksek lisans için Oğuz'la birlikte gittiği ülkede pek çok yeri gezmiş bir süre ora da yaşamıştı biliyordu ama Meriç henüz Amerika'yı görme istediğinin olmadığını söyleyince başka planlar yapmışlardı. Giderler miydi bilmiyordu ama o hevesle planlarını yapmışlardı.
***
Bora yaprak sarmasından bir tane alıp ağzına attı ve aldığı nefis tatla gözlerini kapatıp beğendiğini belli eden sesler çıkarıp tam karşısında oturan karısına bakarak gülümsedi. Nasılda mutluydu. Nasılda yüzünden gülümsemesi eksik olmuyordu.
"Çillim yine döktürmüşsün. Off diyorum ben bu sarmaya, nasıl lezzetli bir şey olmuş. Ellerine sağlık."
Meriç yemeklerinin kocası tarafından beğenilmesi hoşuna gidiyordu. Henüz işe başlamadığından temizlik dışında evde yardımcısı yoktu ve yemekleri Bora'yla ya da yalnız yapmak hoşuna gidiyordu. Uçarı kaçarı da olsa hem sevdiğinden hem de annesiyle yengesinin öğretmelerinden dolayı çeşitli lezzetli yemekler yapabiliyordu. Antep mutfağını Bora'ya göre karısı döktürüyordu. Bekarken sevgili oldukları dönmede ilk kez tatmıştı çillisinin yaptığı yemekleri ve o gün bugün karısının elinden çıkan her yemeğe bayılıyordu.
"Afiyet olsun. İçli köfteden de al sen seviyorsun diye yaptım."
Bora uzanıp tabağına birkaç tane içli köfteden aldı. Oğuz haklıydı, bu gidişle kilo alıp göbeklenecekti. Oğuz, "insan evlenince neden anlamıyorum ama bir kilo alma serüvenine katılıyor sende dikkat et." Demişti ve şimdi anlıyordu arkadaşını. Meriç aylardır kendilerine böyle güzel yemekler yapıyordu ve bu gidişle hayatında hiç bilmediği balkonuyla tanışacaktı.
Kocasının iştahla yemek yiyen haline bakıp gülümsedi. Bora'yı böyle görmek hoşuna gidiyordu.
"Yarın kızlar bende toplanacak. Meltem annemi de arayıp söyledim sende gel dedim ama 'siz gençler eğlenin benim işlerim var' dışarıda dedi. Ya Bora ben böyle kendimi çok rahatsız hissediyorum kadın aylardır öbür evde ve sırf biz evliliğimizin ilk ayında rahat edelim diye gelmiyor."
