Herkese merhaba, Umarım iyisinizdir. Beni soracak olursanız bende iyiyim ve evet sonunda yeni bölümle üstelik arka arkaya gelen iki bölümle geldim. :)
Biraz geçiktim biliyorum ama bu süreçte beni anlayıp yanımda olduğunuz için sabırla beklediğiniz için hepinize çok teşekkür ederim.
"Bölüm neden gelmedi?" Sorusunu çok aldığım için bölüme geçmeden kısaca bilgi vereceğim çünkü bundan Sonra gelecek olan son özel bölümde de bu durum yaşanabilir.
Uzun süredir boyun ağrısı sorunum var ve boynumda ciddi bir düzleşme fıtık belirlendi bu yüzden uzun saatler telefon ya da bilgisayar kullanamıyorum haliyle tedavim sürerkende kendimi zorlamıyorum ve gün içinde kısa kısa bölüm yazıyorum ve nedense içimden hiç yazmak gelmedi. Biraz yorgun ve tükenmiş gibiydim haliyle bölüm bir türlü bitmedi.
Bunların yanı sıra üç yaşında bir yeğenim var ve göz bebeğim evde olduğumda benden bir an olsun ayrılmadığı için günün sonunda tüm enerjim bitiyor haliyle yazı yazamaz oldum. İşte tüm bunlar bir araya gelince de bölümün gelmesi gecikti.
Bilgilendirmeyi yaptıktan sonra bölümle alakalı bir şey söyleyeceğim. Çok uzun bir bölüm yazdım bu yüzden de bölümü iki kısma ayırdım.
Sadece Meriç ve Bora'yı yazmadım diğer karakterlerden de bir şeyler yazdım ve açıkçası benim içime çok sindi umarım sizde beğenirsiniz.
Lafı daha fazla uzatmak istemiyorum herkese keyifli okumalar diliyorum bölüm bittikten sonra diğer bölüme bakmayı unutmayın çünkü tamamen Meriç ve Bora'ya ait olan bölümde onlar çok güzel bir haber alacaklar. ;)
***
DiLA & ONUR
Onur bir adım önden giden karısına güldüğünü belli etmemek adına alt dudağını ısırıp başını eğdi ve Cemal'in kıs kıs kendisine gülümsemesine yandan bir bakış atıp mırıldandı.
''Abi sen niye gülüyorsun? Sana da malzeme olsun yani.''
Cemal kendini tutamayıp sesli gülünce Dila bir hışımla arkasını döndü ve abisine ters ters baktı. Çok mu komikti? Abisi neye gülüyordu şimdi? Yoksa oda Onur gibi mi düşünüp kendisiyle dalga geçiyordu? Şimdi abisinin yaptığı iş miydi?
''Niye gülüyorsun abi? Bakıyorum damat taraftarı olmuşsun.''
Cemal kardeşinin çıkışıyla daha da iştahla güldü. Karı koca kendisinin gülmesine takmışlardı ama elinde değildi ikisi de kocaman insanlardı ama bazen çocuk gibiydiler. Elini ağzına kapatıp masum masum baktı.
''Abim ben sana gülmüyorum. Aaa Dila sende iyice alıngan oldun kızım.''
''Hı hı evet abi alıngan oldum, şişman oldum... Oldum da oldum.''
Şişman oldum derken imalı bakışları ve konuşmasından elbette onur nasiplendiğinin farkında olarak karısına ''aşk olsun'' diye mırıldandı ama Dila'nın başında dumanlar çıktığı için onu duyacak anlayacak halde değildi. Onur resmen kendisine kilolu olduğunu söylemiş miydi söylemişti en azından Dila'ya göre üstelik kaba bir şekilde söylemişti ve bitmişti.
Cemal kardeşini kolunun altına alıp alnından öperken kocaman olan karnının üstüne eline koydu. Dila'ya hamilelik yakışmasına yakışmıştı ama bazen fena halde alıngan oluyordu. Şuan da işte tam o anlardaydılar. Gerçi Onur masumane bir cümle kursa da o cümle her yere çekileceğinden alınmıştı kardeşi.
''Dayısı sen anneyi fazla alıngan yaptın ama böyle giderse bozuşacağız küçük hanım bilmiş ol.''
Kardeşinin karnını okşayıp yeğeniyle konuşurken Dila yüzü asık tatlı bir surat ifadesiyle abisine baktı ve önünde durduğu kapının ziline basmak için elini kaldırmasıyla bir adım arkasında olan kocası önce davranıp elini tuttu diğer eliyle de zile bastı.
