-33-

498 38 1
                                    

Bölüm Şarkısı:
Şebnem Ferah - Yalnız
Onun sesinde Vera'yı buluyorum. 💜

※※※

"Konuş artık sabrım tükendi!"
Baybars öfkeyle bağırdığında Efnal gözlerini sıkıca yumup elleriyle kollarını sıktı.

Derin bir nefes alıp onlara arkamı dönüp birkaç adım ilerledim.

"Konuşmazsan and olsun seni buraya bağlayıp giderim açlıktan geberirsin!"

"Tamam!" dedi Efnal titreyen sesiyle.

Omzumun üzerinden ona baktığımda ellerini birbirine kenetleyip bacaklarının arasına sıkıştırmış, yüzü yere dönük şekilde ağladığını gördüm.

Hızla yanına ilerledim ve anlatacaklarına kulak kesildim.

"Sizi depoya çağıran da, bana fotoğrafı almamı söyleyen de sevgilimdi."

"Ne?"
Kıza iyice yaklaşıp çenesini kavradım ve yüzünü yukarı kaldırdım.
"Her şeyi anlat, bütün detayları!"

"K-Kafser..." dedi kekeleyerek.

Kafser...

Okula geldiği gün Baybars'la yaptıkları kavga...

Tanışma partisinde benimle dans edişi...

Okulda sürekli tuhaf bakışlarını üzerimde yakalayışlarım...

O kadar şaşkındım ki, Baybars'ın onun ismini haykırarak kum torbasına attığı yumruğu saniyeler sonra farketmiştim.

"Devam et." dedim donukça.

"O hep Baybars'tan almak istediği intikamı anlatırdı. Yurda geldiğin ilk zamanlar... Bana Padukon-Maheva savaşlarını sormuştun, okulundaki birinin ırkçı davranışlarını anlatmıştın. O an kimden bahsettiğini biliyordum. Kafser'e... İntikamı için işe yarayabileceğini söyledim." dedi kısık ve utangaç bir şekilde.

Dişlerimi sıkıp,
"Seni aşağılık..." diye fısıldamıştım.

"Sonrasını biliyorsunuz."

"Bilmiyoruz! Fotoğrafımı nasıl aldığını anlat!"

Dudaklarının arasından titrek bir nefes bıraktı ve parmaklarıyla gergince oynadı.
"Üniversiteye ödeme yapmak için paraya ihtiyacım vardı, ailemin gönderdiklerini çoktan harcamıştım. Kafser'den borç istediğimde, bana küçük bir yardım karşılığında halledeceğini söyledi. Bu yüzden yaptım."

"İkiniz de birbirinizden aşağılık insanlarsınız."

Baybars'ı dakikalardır görmediğimi henüz fark edince omzumun üzerinden arkama baktım. Sırtı bize dönük şekilde yerde oturmuş, başını ellerinin arasına almıştı, elleri titriyordu.

Yanına ilerledim ve diz çöktüm, öfkeden zangır zangır titriyordu. Yüzü oldukça dehşete düşürücü bir hale bürünmüştü.

"Kalk ve kum torbasını yumrukla." dedim sakin kalmaya çabalayarak.

Duymadı, belli ki içindeki sesler beni duyamayacağı kadar gürültülüydü.

Kulağına doğru eğildim, daha güçlü bir sesle bağırdım.
"Kalk ve kum torbasını yumrukla!"

Hızla kalkıp saniyeler içinde kum torbasına ilerledi, bir adamın yüzünü kan içerisinde bırakabilecek kadar sert bir yumruğu öfkeyle savurdu. Ardından bir tane daha, bir tane daha... İyi olması için sinirini bir şeye dökmesi gerekiyordu.

Dakikalar sonra kolları iki yanına düştü, aldığı sık nefeslerle geniş omuzları kalkıp iniyordu. Yanına gittim.

"Anahtarı ver Baybars."

CESARET MADALYONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin