-10-

778 59 4
                                    

Haftasonu sabahı kahvaltıdan sonra yapacak daha iyi bir işim olmadığı için yatağımda Efnal'in polisiye romanlarından birini okuyordum.
Kitap profesyonel bir seri katilin izini süren polisin başından geçenleri anlatıyordu. Katil her işlediği cinayetten o polisi haberdar ediyordu fakat arkasında hiçbir iz bırakmadığı için yakalanmıyordu.

Okulun tanışma partisi bu akşam olacaktı ve ben ne giyineceğimi düşünemeyecek kadar parasızdım. Efnal'in bana elbise almayı teklif etmemesi için ona hiçbir şey söylememiştim. Benim için büyük bir önem ifade etmiyordu ve dolabımdaki kıyafetlerden bir şeyler uydurabilirdim.

Kitaptan başımı kaldırmama sebep olan şey yatakhanenin tıklatılmadan açılan kapısıydı, yurt görevlisi gelmişti.
"Vera, okulunun yöneticisi Armina geldi. Alt kattaki misafir odasında seni bekliyor. Fazla bekletme de aşağı gel." dedi ve cevabımı beklemeden uzaklaştı.

Kaşlarımı çatıp sebebini düşünmeye başladım. Armina neden buraya gelmişti ki? Acaba testi kazanmamla mı alakalıydı? Kötü bir şey olmamasını umarak yataktan kalktım ve dağınık saçlarımı bileğimdeki lastikle tepemde topladım. O'nu daha fazla bekletmemek adına hızlı adımlarla giriş katındaki misafir odasına gittim.

Armina koltukta oturmuş bekliyordu. Beni görünce yüzünde bir gülümseme oluştu, eliyle karşısındaki koltuğu işaret etti. Gösterdiği yere geçip oturduğumda sehpanın üzerindeki karton çantayı bana doğru itti.
"Bunlar senin." dedi ondan duymaya alışık olmadığım neşeli bir tonda.

"Bunlar nedir Bilge Armina?"

"Neden ne olduklarını kendin öğrenmiyorsun?"

Gözlerimi hafifçe kısıp çantayı aldım. İçinde bir kutu ve siyah bir zarf vardı. Çıkarıp sehpaya koyduğumda kutunun üzerindeki telefon fotoğrafını gördüm.
"Bu... Bu fazla, gerçekten. Böyle bir şeye ihtiyacım yok şu an."

"Emin ol burada ihtiyacın olan şeyleri senden daha iyi biliyorum. İlk gün alışverişe çıktığımızda hiç aklıma gelmedi, benim hatam. Telefona kendi numaramı kaydettim ve senin numaranı da kendime kaydettim. Artık her ihtiyacın olduğunda bana kolayca ulaşabilirsin."

Telefona gözlerimi kırpıştırarak baktım ve dışarı bir nefes verdim. Bir yanım telefonu kabul etmemekte ısrarcı olsa da diğer yanım buna ihtiyacım olduğunu söylüyordu. Yine kendi içimde bir savaş veriyordum. Sanki iki ayrı kişiyi bünyemde barındırıyordum ve ikisinin aynı fikirde buluşması imkansızdı. Psikolojik karakter bölünmesinin ilk aşamalarında olduğumu hissediyordum ve bu beni endişelendiriyordu, ilerlemesi halinde dengesiz bir insana dönüşmekten korkuyordum.

"Zarfa bakmayacak mısın?" dedi Armina. Sanırım sessizliğimi kabul etmek olarak anlamlandırmıştı, karşı çıkmayacaktım.

"Ah evet, onu unutmuşum." dedim isteksiz bir tonla. Zarfı elime alıp açtığında üzerinde '500 Torin' yazan 4 adet banknot olduğunu gördüm. Benden bağımsız bir halde kaşlarım çatılırken,
"Bu ne için şimdi?" dedim şaşkınlıkla.

"Bu akşam okulun tanışma partisi var, haberin olmuştur. Parti için kendine kıyafet alman lazım. Bu miktarın yeteceğini düşündüm ama yetmezse bana bir telefon edersin halledebiliriz."

Bakışlarımı ellerimin arasında duran zarfa indirdim ve hızlıca onun önüne doğru bıraktım.
"İşte buna gerçekten gerek yok. Bana bir sürü kıyafet almıştınız onlardan bi-"

"Asıl itiraz etmene gerek yok." dedi sözümü kesip beni taklit ederek.

"Bak Vera, ben sana burada her konuda yardımcı olacağım, bu duruma alış artık ve itiraz etmeyi bırak. Sidalya benim için tahmin ettiğinden çok daha değerli bir insandı ve sen onun bir parçasının. Öyle olmasa bile yardım ederdim. Sana yaptığım maddi manevi hiçbir destek bana ağır gelmiyor. Kosnator'un en önemli eğitim merkezinin yöneticisi olarak iyi bir gelirim var, bu gelire öğrencilerim sayesinde sahipsem onlara yardım etmek benim görevimdir. Tek başına bilmediğin bir yerde yaşamaya çalışıyorsun ve bunu başarabilmen için elimden geldiğince yanında olacağım. Senin tavırlarını da yadırgamıyorum ama inan sana ihtiyaçlarından fazlasını kabul ettirmeye çalışmıyorum."

CESARET MADALYONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin