7

87.1K 8K 20.5K
                                    




Dr. Dre - I Need A Doctor ft. Eminem, Skylar Grey

*

Soğuk bilincime bir sıçan gibi ufacık bir delikten içeri girdiğinde irkilerek gözlerimi araladım. Ayak tabanlarımı özgür bırakan acı vücudumu tırmanıp beynime kurulmuştu. Başımda muazzam bir ağrı vardı. Tonlarca iğneyi aynı anda sokup çıkartıyorlardı sanki.

Yeni uyanmışlığın verdiği o sersemlikle etrafımı incelemektense ayılmayı tercih etmiştim. Fakat giderek daha da netleşen bilincim ile birlikte aslında bulunduğum mekan ve diğer tüm atmosfer bir önceki anılarımı su yüzüne çıkarmıştı.

Vücudum araba koltuğunda değildi. Toprak bir zeminde ya da son hatırladığım kadarıyla birilerinin ellerinde de değildi.

Soğuk bir odadaydım.

Muazzam bir soğuk tüm bedenimi bir çarşaf gibi sarıyor, örtünmedik yerimi bırakmıyordu. Burnumun ucundaki üşümüşlüğe elim değmişti. Fakat çok geçmeden genzimi yakan duman ensemden dövülmüşümcesine başıma ağrı bıraktı.

Tamamen kendime geldiğime ikna olduğum vakit vücudumla birlikte doğrulup karanlık odaya bakınmıştım. Ellerim ensemde öylece etrafa bakınırken irislerimi ısıran silüete gözlerimi kısarak baktım.

Açık pencerenin hemen yanında parmaklarının arasına sıkıştırdığı sigarasını yudumluyordu. Gözleri benimkini mesken bellemiş gibi sımsıkı tutunurken yutkundum. Baştan sona onu incelerken dışarıdan içeriye, onun ellerine düşen sokak lambasının parmaklarının arasındaki tek dal sigarayla yaptığı dansa gözlerim değmişti.

En çok da parmaklarına.

''Parmakları güzel olsaydı sevişirken ellerini tutabilirdim. Sırf bu yüzden konuşmak istemediğim ya da kalkıp eve gitmek istediğim kadınlar var.''

Böyle demiştim Hoseok'a. Elinde çay fincanı ile birlikte pencerenin tam kenarına yerleşmiş ayaklarını kucağıma uzatmıştı. İnce ayak bilekleri ile oynarken ona sevişmelerimdeki yalnızlığı anlatıyordum. O ise hiç konuşmuyor ara sıra kafasını sallayarak beni dinliyordu.

''Ne kadar da bencilce bir düşünce. Herkesin parmakları güzel olmak zorunda mı?'' demişti geceye ilk yorumunu bırakarak. Sorusuyla birlikte konuşmaktan kuruyan dudaklarım minik bir tebessümü kucaklamıştı.

''Evet olmak zorunda,'' demiştim onunla her yaptığım muhabbette kendiliğimden büründüğüm o bilmiş ifadeyi takınmadan evvel. ''Sigara içilmesini sevmiyorum ama sigara içilecekse, bu güzel parmaklarla ve güzel ellerle olmalı.''

''Bunlar çok saçma şeyler.'' Burnunu havaya kaldırıp gözlerini çevirerek dışarıya bakarken söylemişti. Hoseok böyleydi. Toplumun alık bir güzellik anlayışına sahip olduğunu savunurdu. Onun için ideal bir tip bile mevcut değildi. İnsanları sınıflandırmayı son derece aşağılık buluyordu.

Fakat durum benim için bunun ötesindeydi.

''Bunlar olması gereken şeyler bebeğim,'' demiştim kıkırdayıp karnına uzanmadan önce, ''Bunlar olması gereken şeyler.''

Gözlerim sigarayı tutan parmaklarından irislerine tırmandığından gözlerini benden bir an olsun çekmeden izlediğini görmüştüm. Hiç ses çıkarmadan öylece bana bakıyordu. Sokak lambasının aydınlattığı yüzü öyle düzgün dizilmişti ki ilk günki gibi şaşırmadan edemedim.

''Neden doktor oldun?''

Bir anda sorduğu soruyla tüm düşüncelerim bir sis bulutu gibi dağılırken bakışlarımı hareket eden iki et parçasından çekip uzun kirpiklerinin gölge düşürdüğü yanağına değirmiştim. Oradan tırmanıp irislerine misafir olduğumda omuz silkip konuştum.

grindhouse // taekookWhere stories live. Discover now