iyiliğimiz için..

139 22 1
                                    


Asu'nun ağzından

Sarı renkteki müstakil evin zilini çaldığımda kapıyı açan mavi gözlü sarışın kadın annemdi. O sıcacık gülümsemesiyle beni karşıladı. "Hoş geldin annecim." Şefkat dolu bir ses tonu vardı. Sadece benim için değil babam için de o bir melekti. Olaylar ne kadar kötü olursa olsun olumlu yönlerini gösterirdi bize.

"Hoş buldum." Deyip odama yöneldim hemen. Kapıyı kapattıktan sonra üzerimdeki fazlalıklardan kurtuldum ve çalışma masamın üzerindeki kalemlikten çekmecenin anahtarını aldım. Bir kez döndürmeme rağmen açıldı fakat ben her zaman iki kez kilitlerdim. Benden başka birinin çekmecemi açmış olması düşüncesi beni endişelendirdi. Deyim yerindeyse sırtımdan soğuk terler akmıştı. Hemen içeri koştum. Annem burada oturmuş televizyon izliyordu. "Anne!"

Televizyonun sesini kısıp bana döndü. "Efendim?"

"Çekmecemi mi kurcaladın?"

"Bunu akşam baban geldiğinde konuşalım olur mu?" dediğine göre her şeyi görmüştü ve planlarımı gerçekleştirmemem için elinden geleni yapacaktı. Buna izin veremezdim. Her şey yolunda gidiyorken bunun bozulmasına fırsat veremezdim. "Sorun ne olursa olsun bu sana benim eşyalarımı kurcalama hakkı vermez."

"Çok haklısın, sadece odanı temizliyordum ve yerde o çocuğun resmini bulunca hala onun peşinde olup olmadığından emin olmak istedim. Bak Asu ben sana karşı gelmek istemiyorum fakat bu yaptığının desteklenecek bir tarafı yok. İnsanların fotoğraflarını gizli gizli çekemezsin. Ebeveynlerinin avukat olmasının avantajlarını kullanıp insanlar hakkında gizlice bilgi edinemezsin. İnsanların özel hayatlarına bu şekilde müdahale etmene izin veremem. Annen olarak yanlış yolda olduğunu sana söylemek benim görevim."

Demek Cihat hakkında her şeyi görmüştü. Yalan söyleyerek de olsa onu ikna etmem gerekiyordu yoksa amacıma ulaşamayacaktım. "Anne, dinle lütfen." Deyip yanına oturdum ve ellerini tuttum. "Ben sadece ondan hoşlanıyordum. Ama hiçbir ortak yönümüz yoktu. Ben de uzaktan da olsa onu görmeye devam ettim. Biliyorum biraz abarttım ama artık yapmıyorum. Çünkü onunla arkadaş olduk. Fotoğrafları da hatıra olsun diye saklıyorum."

"Sandığından fazlasını biliyorum. Babanın yıllardır üzerinde çalıştığı davanın dosyalarını da buldum odanda." Deyince tamamen çamura battığımı anladım. Annem Cihat'tan faydalanarak davayı çözeceğimi anlamıştı. Yine de inkâr etmeye devam edecektim. "Anne öyle değil."

"Asu, insanların hayatlarını tehlikeye atıyorsun."

"Yapmıyorum davayı bir kenara bıraktım. Gerçekten ilgilenmiyorum artık. Biz Cihat ile arkadaş olduk."

"Peki, neden bana daha önce bahsetmedin bundan?"

"Arkadaşlığımız çok yeni, üstelik nereye varacağından da emin değilim. Ama kötü bir şey yapmadığımdan emin olabilirsin." Deyince masum olduğuma inandı ve beni kendine çekip kafamı göğsüne yasladı. Saçlarımı okşarken "Öyle demek istemedim bir tanem. Kimseye isteyerek zarar vermeyeceğini biliyorum. Sadece yaptığının yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyordum. Fakat belli ki sen çoktan yaptığın hatanın farkına varmışsın. Her zaman meraklı bir çocuk olmuştun ama ilk defa bu kadar ileri gidince beni endişelendirdin."

"Çünkü ben ilk defa âşık oldum."

Anneme bir dizi yalan sıralayıp artık gizli kapaklı işler çevirmediğime onu inandırdığımda odama geri döndüm. Ona yalan söylemek istemezdim fakat her şey ailemizin iyiliği içindi.

Akşam babam geldiğinde üçümüz yemek yemiştik ve annem söz verdiği gibi tüm bunlardan babama bahsetmemişti. Yemekten sonra ben odama çekilip ödevlerimi yaparken onlar içeride televizyon izliyordu. Anlamadığım bir konuya denk geldiğimde aklıma Cihat geldi. Bana ders anlatmakta çok başarılıydı. Üstelik eğlenceliydi de. Onun gibi bir öğretmenim olsa matematik diye bir derdim kalmazdı. Keşke ondan bana bir kez daha ders anlatmasını istemek gibi bir şansım olsa.

Gökyüzü DüşüyorWhere stories live. Discover now