Bölüm 33

67 11 1
                                    

Tibet, Atakan ve ben eve geliyorduk. Tibet ile yolda karşılaşmıştık. Yolda yürürken Aslı bir anda karşımıza çıktı ve Tibet'e tokat attı. "Sendin değil mi? Anneme uyuşturucu satan sendin! Bir daha böyle işler yapmayacağını söyledin ama ilk anneme satmışsın. Senin değişeceğini düşünmek benim hatamdı." Dediğinde kimse bir şey anlamamıştı. Çünkü yaptığım seçimden, belki de kardeşlerimi bir daha hiç göremeyecek olmamdan, uyuşturucuyu Aslı'nın annesine vererek Umut'un hayatını kurtardığımdan, bundan sonra Gürhan için çalışacak olmamdan kimseye bahsetmemiştim ben. "O yapmadı Aslı."

"Onu korumaya çalışma"

"Polisler geldiğinde annene uyuşturucuyu satanın kim olduğunu görürsün." Dedikten sonra her şeyi anlattım. Aslı da Tibet'ten özür diledi. Sonra annesi yüzünden kardeşlerinin alındığını söyledi. Aslı kardeşlerini kaybetmesin diye çok çabalamıştım ama yine de başaramamıştım. O kadının uyuşturucuyla polislere yakalanacağını ve çocuğunu rehin alarak uyuşturucuyu elde ettiğini öteceğini nereden bilebilirdim ki.

"Ne olacak şimdi?"

"Bilmem sen daha iyi bilirsin." Diyen sesi sahibi Asu'ydu. Kapının orada durmuş bize bakıyordu. Ne zaman gelmişti acaba? "Ne konuşuyordunuz?" diye sorunca yeni geldiğini anladım. "Hiç. Sen neden geldin?"

"Memnun kalmadıysan gideyim."

"Öyle bir şey söylemedim." Derken bizimkiler bizi yalnız bırakmak için gittiler. Asu gelip yanıma oturdu. "Giysi konusunda bana hala kızgın mısın?" Artık onunla olamayacağım çok açıktı. Giydiklerinden önce kafama takmam gereken başka şeyler vardı. "Hayır."

"O zaman benimle geleceksin değil mi?" Ona nasıl gelemem diyecektim ki? Nedenini soracaktı. Açıklayamazdım. "Sonra düşünürüz bunları. Önümüzde iki koca hafta var. Gel yıldızlara bakalım." Deyip arkama yaslandım. O da kafasını göğsüme yasladı. "Biliyor musun Asu, yıldızlar biz insanlar gibi doğar büyür ve ölürler. Bir toz bulutundan doğan yıldız her geçen gün biraz daha genişler. Hacmi ile birlikte sıcaklığı da artar. Sıcaklığı 18 milyon gibi bir sayıya ulaştığında yoğunluk ve ısıya dayanamayan yıldız patlar."

"Biliyorum, bu patlamaya süpernova denir. Süpernova sonucunda da Nebulalar oluşur. Nebulalar rengârenk gaz bulutlarından oluştuğu için tıpkı uzayda açan çiçeklere benzerler. Bunları sen söylemiştin bana."

"Çok doğru." Dedikten sonra alnımı alnına yasladım. "Sen de benim nebulamsın." Kaşlarını çatıp kendini geri çekti. "Neden mutsuz sonu hayal ediyorsun? Nebula falan değilim ben." Diye kızdı. Onu bir yıldızın ölmüş haline benzettiğim için sinirlenmişti. Çünkü o hala ölümün son olduğunu sanıyordu. "Bu bir son değil ki, Nebuladaki toz ve gazdan yıldız yeniden doğar."

Uzaktan gelen siren sesleri yükselmeye başladı. Polisler beni çatıda bulduklarında onlara zorluk çıkarmadım. Ellerimi uzattım. Kelepçeleri taktıklarında Asu sadece "Yıldızın tekrar doğması ne kadar sürer?" diye sordu. Yıldızın yeniden doğması bizim kavuşmamızı simgeliyordu. Onun gibi sabırsız birine bunun milyarlarca yıl süreceğini anlatamazdım. 


Gökyüzü DüşüyorUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum