Bölüm 15

206 26 2
                                    

Asu çıkana kadar durup onu bekledim. Kendi kendimi dolduruşa getirmeden önce onu dinlemek istiyordum. Birkaç saat sonra evden çıktığında tek değildi. O çocuklarla birlikteydi. Oldukça samimi görünüyorlardı. Saatlerdir kendi kendimi dolduruşa getirmemek için çabalıyordum fakat yanlış yapmışım belli ki. Burada daha fazla durmaya hiç niyetim yoktu. Eve doğru yürümeye başladım. Daha sokağın sonuna gelmeden Asu'nun bana seslendiğini duydum. Cevap vermeden yürümeye devam ettim. Az sonra bir el kolumu kavramıştı. Kolumdan çekerek kendisine döndürdü beni. "Sana sesleniyorum duymuyor musun beni?"

Kolumu ondan kurtarıp sokağın diğer tarafına baktım. O çocuklar da arabaları da yoktu. "Boşuna yollamışsın arkadaşlarını çünkü seni evine ya da herhangi bir durağa götürmekle uğraşmayacağım."

"Neden bekledin o zaman?"

"Bana karşı gerçekten samimi olduğunu görmek istedim. Söylesene! Neden beni o çocuklarla aynı eve sokmaya çalıştın?"

"Senden özür dileyeceklerdi."

"Benden buna inanmamı beklemiyorsun değil mi?"

"Doğruyu söylediğin halde insanların sana inanmaması çok kırıcıymış." Deyip gitmek için bana arkasını döndüğünde söylediklerini düşündüm. Şuan hissettiğini söylediği şeyleri geçmişte ben de hissetmiştim. Doğruyu söylediğime dair defalarca kez yemin etmiştim fakat kimse inanmamıştı. Benim en çok inandıklarım bana inanmamıştı.

Asu gidecekken kolunu tuttum. "Asu dur! Sana inanıyorum." Kafasını çevirip bana baktı. Yüzünde sıcak bir gülümseme yayıldı. "Aklımdan sana karşı kötü bir şey geçmedi, Cihat." Dediğinde gülümsedim ve yanıma çektim onu. Birlikte ilerlemeye başladık. "Nereye gidiyoruz?"

"Ben eve gidiyorum seni bilmem."

"Bu ne demek şimdi? En azından bir durağa bırak beni."

"Yapmayacağımı söylemiştim."

"Onu söylediğinde kızgındın ama."

"Bu yüzden atalarımız sinirliyken konuşma demişler. Laf ağızdan bir kere çıkar Asu. Ama istersen benimle gelebilirsin."

"O atasözü öyle değil ama neyse. Hayatta olmaz! Üç erkeğin olduğu evde tek başıma uyuyacak değilim."

"Uyuyalım demedim."

"Sabaha kadar benimle sohbet edebileceğini hiç sanmıyorum."

"Onu da kastetmemiştim."

"Ne demek istiyorsun? Sabaha kadar ne yapacaksın benimle!" deyip omuzuma sağlam bir yumruk geçirdi. "Kafayı mı yedin ya? Kim dedi ki seninle aynı evde kalacağım diye! Aslı'nın evine götüreceğim seni."

"Baştan söylesene! Ne bileyim ben, hem Aslı benimle bu kadar yakın olmana bir şey demiyor mu?" Aslı ne alaka bilmiyordum ama şu yakın olma mevzusu kafama takılmıştım. Asu damdan düşer gibi girmişti hayatıma. İşin garip yanı bundan memnundum. Sürekli benden bir şey istiyor ve benden ne zaman bir şey istese kendimi tahmin bile edemeyeceğim durumların içerisinde buluyordum fakat benim de ondan aşağı kalır yanım yoktu. Kızın kamerasına cinayet kaydetmiştim daha ne olacaktı ki!

Belki Asu'yla uğraşmak eğlenceli olabilir diye düşündüm. "Seninle yakın mıyız?"

"Beni arkadaşımın doğum gününe bırakıp doğum gününden alıyorsun. Ödevlerimi yapmamda yardım ediyorsun, benimle alışveriş yapıyorsun..."

"Bunların hepsini sen bana zorla yaptırmıştın hatırladığım kadarıyla."

"Ne! Zorla mı? Sana beni bekle dedim mi? Demedim. Ama beklemişsin."

Gökyüzü DüşüyorWhere stories live. Discover now