Kimlik Arayışı 3

160 23 6
                                    


O gidince ben de bizimkilerin yanına çıktım. Sohbetimize kaldığımız yerden devam ettik. Sadece yarım saat sonra o çocuk yine geldi. Kız yine beni çağırıyordu. Ne günah işlemiştim acaba? Söylenerek aşağıya indiğimde kız sinirden kudurmuştu. Dişlerinin arasından konuştu; "Beni hemen bu mahalleden çıkar!"

"Polisleri arayacaksın sanıyordum. Uyuşturucuları boşuna mı tuvalete döktük yani?" diye dalga geçerken çoktan onunla yürümeye başlamıştım bile. Bir süre sessiz kaldıktan sonra "Telefonumu çaldılar." Dedi.

"Yolu bilmen bu mahalleden çıkabileceğin anlamına gelmez. Bu yüzden sana seni ben bırakayım demiştim zaten." Bu mahalle burada yaşayan insanlar için bile güvenli değildi. Yabancı biri nasıl barınabilirdi ki?

"Ne belliydi senin de aynı şeyi yapmayacağın. Bana bunu yapandan bir farkın mı var? Çocuk uyuşturucu krizine girmişti beni kollarımdan tutup sarsarken tek gördüğüm kan çanağına dönmüş gözleriydi."

"Biraz tarif etsene nasıl biriydi?"

"Karanlıkta tam göremedim ama senin boyundaydı. Zayıf biriydi. Onu tanıyor musun?" Bahsettiği kişi Serdar'dı. "Bilmiyorum."

"Anladım." Dediği sırada yine aynı durağa geldik. "Otobüse binecek paran var mı?"

"Cüzdanımı da aldı. Aslında bir taksiye binersem kapının önünde ailem ödeyebilir."

"Çağır o zaman."

"Telefonum çalındı dedim ya!" Cebimdeki otobüs katını çıkarıp ona uzattım. "Al, içinde çok bir şey yok ama evine kadar gidersin."

"Sağ ol ama bunu sana nasıl vereceğim?"

"Buraya gelirsin yine nasılsa alıştın buraya."

"Çok komiksin ya! Kartını istiyorsan okulun oraya gelirsin." deyip otobüse bindi. Ben de mahalleye geri dönüp Serdar'ı aradım. Sonunda onu bulduğumda esrarını içiyordu. Bu da çaldığı tüm o şeyler çoktan başka ellere geçti demekti. Bu gece çok uzun olacaktı. Lafı hiç uzatmadan konuya daldım. "Kızdan çaldığın eşyalar nerede?"

"Ne kızı? Kimseden bir şey çalmadım ben!" dediği anda elindeki sigarasını elinden aldım "Konuşacak mısın yoksa ayaklarımın altında ezeyim mi?"

"Tamam, tamam söylüyorum dinle. Telefonu Timur'a sattım. Bilekliği de Celal'e. Cüzdanı da çöpe attım."

"Hangi çöpe?"

"Bilmiyorum salladım işte bir tanesine. Krize girmiştim ne yaptığımı bile bilmiyordum bu kadarını hatırlamama şükret." Sigarayı yere atıp ayağımın altında ezdim. Bir anda üzerime yürümeye kalkınca yumruğu çakıp yere oturttum. Yakasından tutup tehdit ettim; "Bir daha bu mahallede buraya yabancı kişileri soymaya kalkma! Başımıza bela açacaksın!"

Önce Timur'un yanına geldim. Arabadan telefona birçok çalıntı mal bulunurdu deposunda. Onları ederlerinden düşük bir fiyata satışa sunardı. Deposundan içeri girer girmez "Ne baktın koçum?" diye sordu.

"Telefon?"

"Ne model istiyorsun söylemen yeter. Elimde yoksa bile yarın akşam çaldırmış olurum."

"Az önce gelen telefonu istiyorum. Kız Serdar'ı görmüş. Polislerle gelmekten söz ediyordu. Akılsız Serdar yüzünden tüm mallarından olma."

Bir anda yakama yapıştı. "Tüm bunları bildiğine göre kızı tanıyorsun gidip ikna et yoksa hapse tek başıma girmem. Gerekirse çamur atarım üzerine. Eğer polisler tarafından ziyaret edilirsem bunu senden bilirim." Beni iterek bıraktığında depodan çıktım. Planım ters tepmişti. Bir telefon için kendini riske atmaz diye düşünmüştüm ama olay benim başıma patlamıştı. Timur'la bu kadar uğraştıysam Celal'i hiç kafalayamazdım. Bileklikten vazgeçmek zorundaydım.

Gökyüzü DüşüyorOn viuen les histories. Descobreix ara