Ejderha Kız 4; Kan Kehanetleri

33. Bölüm

Merhaba merhaba merhaba Ejderha okuycularım. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. İnternetimin yeni bitmesine az kaldığını öğrendiğim için film ve dizi indiriyorum sürekli. Bu nedenle üzgünüm pek vaktim olmadı. Hem yazasım da gelmedi. Neden bilmiyorum. Neyse. Size iyi okumalar. Fesatlı günler dilerim.

Can

İlk başta her şey hepimize normal görünür. Sesler duyarız mesela, öyle gelmiştir bana deriz kendi kendimize. Birinin aniden elimize dokunduğunu hissederiz, havadır deriz. Peki aslında nelerdir bunlar? Bize yardımcı olmaya çalışan ruhların veya zaman çizgilerini karıştırmış kişilerin olmalarını düşünmek her zaman bana diğerlerine göre daha iyi gelmiştir. Belki de bizi gelecekte olan bir şeye karşı uyarıyor olabilirler.

Belki de ben de onları, benimle konuşan ruhları, zaman çizgilerini karıştırmış insanları dinleseydim, şu an bunu yazıyor olmazdım. Her şey daha farklı olabilirdi. Her şey çok daha güzel olabilirdi ama ben dinlememiştim kimseyi. O lanet geçmiş aklım biraz olsun kulaklarımı açtırsaydı bana zorla ama olmamıştı işte. Ama bu başka bir bölüm. Size Ejderha gezegenine dönüşümde olanları anlatmalıyım şimdi.

Kapıdan geçtiğimde beklediğim gibi Medcezir beni beklemiyordu. Beni bekleyip benimle konuşmaya çalışacağını düşünmüştüm ama yanılmıştım belki de. Bir süre durup derin nefesler aldım. Acılarımın, üzüntülerimin üstesinden gelmeyi bir şekilde öğrenmiştim. Sağ olsun Miray öğretmişti. Aslında onun yokluğu ve o lanet geçit öğretmişti ama öğrenmiştim. Duygulara yenik düşmemek lazımdı. Bazı şeyleri belli etmezsek sevdiğimiz insanları üzmezdik. Bu yalan söylemek değildi. Söylememekti sadece. Gizlemekti.

Tekrar derin bir nefes aldım ve Nira'nın söylediklerini unutmaya çalıştım. Medcezir'in gelmeyeceğini anladığımda bavulu büyüledim ve o kendiliğinden peşimden gelirken ben de ilerlemeye başladım.

Su Dünyası'na gelmemin iyi olup olmadığını düşünüyordum. Tamam Kraliçe'yi iyileştirmiştim ama bu bana bir çok soru işaretine daha neden olmuştu.

Mesela neden Miray'ın kanı bu kadar güçlüydü? Daha başka nasıl etkileri vardı? Her zaman doğru işliyor muydu? Yan etkileri var mıydı? En kötü ne olabilirdi?

Gibi tonlarca soru vardı aklımda. Bu durumu en başından tekrar araştırmak istiyordum. En derinine, Miray'ın kökenine kadar araştırmalıydım. Bu kan olayında çok ilginç şeyler vardı. Ejderha Dünyası kan üzerine kuruluydu, peki en kökende ne vardı? Ejderha Dünyası gezegeni kitaplarda okuduğum gibi oluşmadan önce diğer gezegende neler yaşanmıştı?

Aklıma daha tonlarca soru gelirken aniden bir ses duymamla olduğum yerde durdum.

"Bana yardım edin!" diye bağırdı bir kadın sesi. Biraz ilerimdeki kapıdan geliyordu ses.

Tekrar aynı sesi duymadan hızla kapıya yaklaştım.

"Yardım edin! Can lütfen bana yardım et!" dedi Miray'ın sesi.

O an içim korkuyla doldu. Acaba ben yokken Ejderha Dünyası'nda bir şey mi olmuştu? Bu kapılar neyi gizliyordu? Şimdiki zaman mıydı?

"Can! Yalvarırım yardım et bana. Ölmek istemiyorum!" dedi ağlayarak Miray'ın sesi.

Onun sesinde duyduğum tını ile hızla kapıya koştum. Sesinde duyduğum tını kalbimin korkuyla atmasına neden olmuştu. O dehşet içindeydi.

Ben daha kapı koluna uzanamadan vücudum bir su topu ile kaplanıp beni durdurdu.

Başımı çevirip baktığımda Medcezir'i gördüm. Yüzünde biraz korku ve hayret karışımı bir ifade ile bana bakıyordu.

"Sen oraya asla girmemelisin. Eğer oraya girersen senden korkunç derecede kötü bir şey istenir." Dedi Medcezir hararetle.