31. Bölüm

1K 83 22
                                    

Merhaba merhaba merhaba Ejderha okuycularım. Nasılsınız? Ben iyi gibiyim. Biliyorum sizi uzun bir süredir bekletiyorum ama biraz molaya ihtiyacım vardı. Bir ara ilham perilerimi kaçırdım. Şimdi tekrar buluyorum. Umarım beğeneceğiniz bir yb olmuştur. Bu bölüm ve diğer bölüm en yakın arkadaşıma, dostuma, kardeşime, ağabeyim E.C.A.ya hediyedir. Geçen Pazar doğum günüydü ama uğraşmama rağmen yb yazamamıştım. Umarım biraz olsun telafi eder ağabeyciğim. 😊 Aslında sana diğer bölümü ithaf etmek istiyordum ama ikisi de ısrarların ve desteklerin sonucu olduğu için ikisi de sana hediyem. Umarım beğenirsin ama merak etme başka hediyem de var. 😊

Mert

Ne kadar düzeltebilirdim hayatı? Ne yapabilirdim onun hayatını düzeltmek için? Belki hiç tanışmasaydık, belki beni görmeseydi, belki tanışmasaydı, onu en başından beri yaptığım gibi uzaktan izlemeli, korumalıydım. Ona zarar vermezdim. Onun hayatına hiç bulaşmadan, bu kadar acı çekmesini engelleyebilirdim.

Onu uzaktan sevip, aşkımı kalbimde uzaktan yaşayabilirdim. Onun önüne çıkmadan uzaktan izlerdim.

Yorulmuştum. Onu sevmekten, onu korumaktan yorulmamıştım, ona zarar vermekten, benim yüzümden zarar görmesinden yorulmuştum. Artık onunla sadece mutlu olmak ve çocuklarımızı büyütmek istiyordum.

Onun o gözlerindeki mutluluk ışıltısını tekrar görmek istiyordum, aşkımızı görmek, ışık saçmasını izlemek istiyordum. Kavgalarımızı, laf dalaşmamızı, tutkumuzu özlemiştim.

Ama en iyisi gitmekti. Onun için en iyisi gitmemdi. Onu yalnız bırakıp mutlu bir hayat yaşamasını sağlamalıydım. Bensiz hem daha mutlu hem de acı çekmediği bir yaşamı olurdu.

Bu nedenle her ne kadar bana acı verse de, gitmek zorundaydım. Onun mutluluğu benim için her şeyden daha önemliydi. Onun mutluluğu, düzgün rahatsız bir hayat sürmesi benim için her şeyden daha önemliydi. Ve ben gidersem hayatı normal olacaktı. Ona zarar gelmeyecekti artık, kehanetleri bitecek, umutsuzluğa kapılmadan, ölür müyüm, sevdiklerime zarar gelir mi diye düşünmeden rahatça bir krallık ve hayat bırakabilirdim ona.

Sanırım fazla hızlı gittim ve bir çoğunu yazdıklarım yüzünden üzdüm. En başından daha doğrusu biraz ileriki zamandan alayım.

Gece her zamanki gibi ben Mirayı kontrole odasına gitmiştim. Odasına girdiğimde içerisi garip bir şekilde karanlıktı. Normalde Miray hep perdeleri açık uyurdu. İki ayın ışığıyla uyumayı seviyordu.

Bu nedenle dikkatle içeri girdim ve Mirayın yatağına yaklaştım. Ben yatağına yaklaşır yaklaşmaz garip bir şekilde komodinin üstündeki mum alev aldı ve ruhumun yüzünü aydınlattı. Sanırım artık Ateş benim tarafımdaydı.

Bir süre oraya çömeldim ve onun o güzel yüzünü izledim. Huzur doluydu ve gülümsüyordu. Saçlarının her telini okşamak istedim. Boynunu, dudaklarını, gözlerini okşamak istedim. Onu sevdiğimi ona hissettirmek istedim. Biliyordum bu daha önce işe yaramamıştı ama sanki şimdi yapsam işe yarayacak gibi bir hisse kapıldım.

Ama yapmadım, yapamadım, onun uyanmasına izin veremezdim. Bunu düşünürken, saçlarından birkaç tutam yüzüne düştü. Farkında olmadan elim uzandı ve o tutamları yüzünden çektim ama çektiğim anda ben daha ne olduğunu anlamadan Miray beni elimden tuttuğu gibi yatağa kendi yanına çekti. Ama garip bir şekilde uykusu bölünmedi. Aksine bana sarıldı ve beni kendine çekip uykusuna devam etti.

Bu arada nabzını yokladım ama normaldi. Belki de uyumuyordu diye düşünmüştüm ama bu hareketinden sonra nabzının hızlanması gerekirdi. Ama normaldi. Belki de gerçekten uykusunda yapmıştı. Nasıl yaptığı önemli değildi.

Ejderha Kız 4; Kan KehanetleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin