3. Bölüm

1.6K 128 39
                                    

Merhaba benim biricik ejderha okuyucularım. Nasılsınız? Ben harikayım. Çünkü cok komik hem de cok ask dolu bir kitap okudum. Bu nedenle ask dolu bir bolum yazayım dedim ama oldu mu emin degilim. Eğer okurken heyecanlaniyrsaniz bunu basarmisim demketir. Eğer heyecanlandıysanız yorum atar misiniz? Neyse size iyi okumalar. Biricik yazarınız Meryem :)

Miray

Karanlık hem başlangıçtı hem sondu. Her şeyin bir başlangıcı ve sonu vardı değil mi? Peki benim? Benim bir başlangıcım veya sonum var mıydı? Yoktu bana göre. Aslında vardı ama ben hatırlamıyordum. Hayatımda belki de en büyük şansızlıktı bu hafıza kaybı. Yani benim bildiğim kadarıyla en büyük şansızlıktı. (Aslında neler yaşayacağım veya yaşadığım ile ilgili hakkında hiçbir fikrim yoktu.)

Ben korkak biriydim sanırım. Ve konuşmadan duran, sadece etrafı izleyen, kalbini hızla attıran kişiyle bile kavga etmeden konuşamayan biriydim. Sinirle nefes almak istedim. Ama bu düşüncemi yapamadan karanlıktan kurtuldum ve gözlerim açıldı. Ben yapmak istememiştim bunu. Ben orada tek başıma düşüncelerimle mutluydum. Şimdi başımdaki kişileri görmek istemiyordum.

Gözlerimi açtım yavaşça ama etrafımda toplanan bir kalabalık yoktu. Sadece sandalyenin birinde oturmuş olan Can vardı. Neden aklıma herkesin başıma toplandığı gelmişti ki? Ben kimdim ki?

"Merhaba." dedim sakince.

"Merhaba. İyi misin sen?" diye sordu Can merakla.

"İyiyim ama ben neden buradayım ki? Az önce hep birlikte yemekte değil miydik? Yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum? Hangi ara bayıldım? Onu da hatırlamıyorum." dedim başımı tutarak ona bakarken.

Önce bana şaşkınca baktı. Daha sonra, "Bizde anlamadık. Aniden bayıldın." dedi sakince. Fazla sakindi.

"Hm." dedim sakince. Ee ne yapayım konuşacak sohbet konusu kalmamıştı.

"Biz tam tanışmadık senle aslında. Ben Can Deniz Ateş." dedi ve elini uzattı. O anda o ismini telaffuz ettiginde beynimde sesler yankılanmaya başladı yine.

"Sen Can Deniz Ateş hemen buraya geliyorsun!"
"Bana hemen neler olduğunu açıklıyorsun Can Deniz Ateş."
"Bana nasıl yalan söylersin? Hem de yalandan nefret ettiğimi bilmene rağmen? Bir süre konuşma benimle Can Deniz Ateş."...

Aklımda sesler yankılanırken bu konuşan kişilerin hepsinin ben olduğumu fark etmiştim. Can'ın gözlerinin içine bakarken aniden gözlerim kaymaya başladı ama bayılmadım. O anda onun gözlerindeki korkuyu gördüm.

Insan neden bu kadar korku dolu bakardı? Acı çektiği için mi? Acı çekeceği için mi? Korktuğu içindi herhalde. Sadece korkmuştu. Tabi o anda onun aklındaki düşünceleri bilmiyordum. Veya onu tanımıyordum.

"Miray!" diye boğuk sesler geliyordu kulağıma ama ben yatağın kenarından aşağı kaymıştım ve başım yataktan sarkmıştı ve ben yere çapraz olarak bakıyordum. Sanırım bir yerim kanıyordu. Kan kokusu alıyordum. Bunu nereden mi biliyordum? Bilmiyorum. Ama sanki kanımın akması çok normalmiş gibi geldi. Sanki her zaman kanım akıyordu. Bir süre gözlerimi kapattım. Çünkü gözlerim sulanmaya, vücudumu hissedememeye başlamıştım.

Gözlerimi açtığımda doğrultulmuş ve yatağa yatırılmıştım. Can yine başımdaydı ve elimi tutup garip şeyler söylüyordu. Elinden gök mavisi bir ışığın çıkıp bana kırmızı şeklinde döndüğünü fark etmiştim. Garibime gitti ama izlemek istedim nedense.

Onu izledim bir süre. Neden elimi tutan eli beni rahatlatıyordu? Hayır, Mert gibi değildi. Tabi onun elini tuttuğumda ne hissettiğimi bilmiyordum ama bakışları bile kalp atışımı hızlandırıyorsa elini tutsam ölürdüm herhalde diye düşünüyordum.

Ejderha Kız 4; Kan KehanetleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin