9. Bölüm

1.3K 101 21
                                    

Merhaba sevgili ejderha okuycularim. Nasılsınız ? Umarım hepiniz iyisinizdir. Ben hafif heyecanliyim. Yarin ygs ye gireceğim . Buradan girecek olan okuyucularima da basarilar dilerim. Bölüm biraz aceleci oldu ma umarim begenirsiniz. Fesatli günler dilerim  😈

Miray

Karanlık fazla tanıdıktı benim için. Neden mi? Bunu benden daha iyi biliyorsunuz siz. Ama her zaman dediğim gibi bu karanlık normal değildi demeyeceğim. Çünkü bu karanlık normaldi. Fazla normal.

Normalde her karanlığımda farklı bir şey olurdu. Mesela geleceği görmek gibi. Ama bu karanlık normaldi. Bana anormal gelecek derecede normal.

Ama aniden o karanlığı bozacak bana normal gelecek bir şey oldu. Kulaklarım uğuldamaya başladı. Normalliğin bozulduğuna sevindim nedense. Yavaşça gözlerimi açmaya çalıştım. Biri beni dürtüyordu. Yavaşça gözlerimi açtım.

Karşımda bana sırıtarak bakan yaratıklar vardı. Ben uyanınca, "Aa kraliçe uyanmış." dedi biri ve hep birlikte gülmeye başladılar.

Nefes almaya odaklandım o an sadece. Çünkü beynim eriyormuş gibi hissediyordum. Bedenim ağrıyordu. Acaba yaptığım veya yapmaya çalıştığım şey kötü müydü? Belki bu nedenle bedenim o kadar büyük tepki vermişti. Belki de o çocuğu kurtarmam kötü bir şeydi. Belki de daha önce böyle bir insan olmadığım için bu yaptığım iyilik beynimi şok etmişti? Ben bunları düşünüyordum ama onlar konuşuyorlardı.

"Kraliçe ölmediğinize ve böylece bırakıldığınza çok sevindik. Böylece sizinle ilgilenebileceğiz." dedi birileri ne dediklerini duymuyordum bile.

"Yaptığınız şey saçma değil mi? Benim topraklarımda bana saldırmak için plan yapıyorsunuz." dedim umursamazca. O an Can burda olsaydı beni bir güzel pataklardı.

Bu aklıma gelince istemeden gülümsedim. Bir anı getirmişti bu aklıma. Onunla olduğum güzel bir anı. Evet acı vermişti yine ama daha az acı vermişti.

"Sen bizimle böyle konuşma hakkını nerden alıyorsun? Bakın bir de gülüyor." dedi baştaki yaratık ve biraz ilerisinde duran mızrağı aldı ve, "Senin toprakların ha kraliçe? Hm. Şuna ne dersin? Bebeğini senden alsam? Senin prensimizi kurtarmış olman önemsiz kalır böylece. Senin o güzel yüzündeki güzel ağzın kapanmış olur. Toprakların da bize ait olur." dedi gülümseyerek yaratık.

"Bunu yapamazsın." dedim sinirle ve geri çekilmeye çalıştım ama beni oraya çivilemişlerdi sanki.

"Ah Kraliçemiz korktu sanırım." dedi yaratık ve herkes gülmeye başladı.

Bebeğimi onlara veremezdim. O benimdi. Onsuz yapamazdım. Yardım istemek geldi içimden. Ama kimden? Bağırsam kim duyacaktı sesimi?

"Bir anlaşma yapalım." dedim sakince.

"Elras anlaşma falan istemiyor." dedi yaratık ve hızla elindeki mızrağı bana saplamak için hareket etti. Ama o tam saplayacağı zaman aniden bir kılıç gelip sırtına saplandı onun ve mızrağın karnıma değil bacağıma gelmesine neden oldu.

Acı içinde bağırdım ama yapabileceğim bir şey yoktu. O anda yaratık da üstüme devrildi. Ve ben o iğrenç yaratığın altında kaldım. Yaratık da çok ağırdı. Etrafta gürültüler gelmeye başladı.

"Yardım edin bana." dedim ağlayarak. Korkularımın hepsi ortaya çıkmıştı sanki.

Üstümde bazen rüyalarımda gördüğüm gibi bir ceset vardı, çok kötü kokuyordu ve ceset tam mızrağın üstünde olduğu icin baskı yapıyordu. Ordan hızla kan aktığını hissedebiliyordum. Bir süre sonra nefes almaya odaklanmaya çalıştım çünkü nefes alamamaya başlamıştım. Etrafımdaki gürültüler artmıştı ama ben sağır olmuşum gibi aniden duyamamaya başlamıştım. Kulaklarımdan tekrar kan gelmeye başladığını hissedebiliyordum. Bir süre sonra gözlerimden de kan gelmeye başladı yine. Etrafım kararmaya başlamıştı ama bu sefer hayatım gözlerimin önünden geçiyordu. Ne gördüğümü bilmiyordum aslında.

Ejderha Kız 4; Kan KehanetleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin