17. Bölüm

1K 93 3
                                    

Merhaba merhaba merhaba. Evett Ejderiçe döndü. Umarım istediğim bölümü kazanırım. Ygs-Lys bitti. Bölüm pek olmadı gibime geldi. Ama yavaş yavaş daha hakim olacağım kurguya. Uzun zaman bırakınca zor oluyor. Umarım yine de bölümü beğenirsiniz. Diğer yeni bölüm Çarşamba ancak gelecek haberiniz ola. Uzun bir bölüm olacak inşallah. Neyse hoşçakalın. Fesatlı günler dilerim. Mert

Ben ne yapıyordum? Yaptığım yaşamak mıydı yoksa acı çektirmek mi? Özellikle ruhuma mı acı çektirmekti hayattaki amacım.

Karanlıktaydım. Miray gibi olmamıştı benim karanlıklarım hiç. Rengârenk veya belli sevdiğim bir renkte veya gelecek veya geçmişle ilgili olmamıştı. Çoğunlukla karanlık karanlıktı. Bu karanlığın her zaman içimdeki bir şeyi yansıttığını düşünmüşümdür nedense.

Karanlıkta olduğunu anlayınca kişi uyduğunu veya bayıldığını anlardı ve uyanmak isterdi belki de. Ama ben arafta kalmıştım. Bir yanım uyanmak istiyordu. Diğer yanım ise sonsuza kadar uyumak ve asla uyanmamak. Neden böyle olduğunu bilmiyordum. Unutmuştum sanırım. Merak ederek gözlerimi açtım. O anda bana endişe ile bakan 7 çift göz gördüm. Sanırım odamdaydım.

O anda Aslı'yı gördüğümde hatırladım ne olduğunu. Kehaneti ve elim hızla kalbime gitti. Kalbim sıkışıyordu.

"Herkes dışarı." diye bağırdı Aslı ve o anda herkes dışarı çıktı.

Herkes çıkınca bana yaklaştı.

"Dokunma bana." Dedim sinirle ve kendimi geri çektim.

"Eğer hemen müdahale etmezsem ilerde kalp hastası olacaksın Mert. Lütfen izin ver yardım edeyim." Dedi üzgünce.

Bunu duyunca izin verdim. Ve bu arada onu inceledim. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Ve çok yorgun olduğu belliydi.

"Sana onu söylemek istememiştim. Üzgünüm ama sen ısrar edince söylemek zorunda kaldım." Dedi ve kâsedeki kanı kalbimin üstüne damlattı. O an kalbimin rahatladığını hissettim ve etrafımı Miray'ın kokusu sardı. Farkında olmadan bu koku ile sarhoş oldum.

"Yani bana hiç söylemeyecektin." Dedim sinirle. "Bu arada bu kimin kanı?"

"Miray'ın. Onun kanı herkesi iyileştirme gücüne sahip."

Bunu duyar duymaz hızla kalktım ve, "Bunu başka kim biliyor?" dedim sinirle.

"Sadece yetenekli şifacılar." Dedi sakince.

"Nasıl bu kadar sakin olabilirsin? Bu kan için neler yaparlar biliyor musun? Bu arada o iyi mi? Ondan nasıl kan aldınız? O hamile!" dedim sinirle ve odadan çıkmak için hamle yaptım ama Aslı tarafından aniden durduruldum.

Kız çıtı pıtı olmasına rağmen güçlüydü. "Nereye gittiğini sanıyorsun? Miray seni böyle görürse ne yapar biliyor musun? Çığlık atıp bayılır. Yüzüne, gözüne, üstüne bir bak istersen." Dedi sinirle.

Aynaya baktım hemen ve o anda şok oldum. Üstümün kan olması değildi sorun. Sorun üstümdeki kıyafetlerin yanmış olmasıydı. Ve gözüm morarmaya başlamıştı.

"Bana ne oldu?" diye sordum merakla.

"Hatırlamıyor olman normal. O ara kendinde değildin. Önce Mekrus'a saldırdın, onu öldüresiye dövdün bu arada. O da seni dövdü ama Allah'tan güçler işe karışmadı da sen yendin. Neyse sonra kendini ateşe verdin. Zor yetiştik. Ama Miray akıllı kadınmış. Ateş'e seni koruması için söz verdirmiş. Bu sayede yanmadın ama giysilerin yandı." Dedi sinirle ve kapıdan çıkmak için hareket etti.

Ejderha Kız 4; Kan KehanetleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin