29. Bölüm

1K 79 14
                                    

Merhaba ejderha okuyucularım. İyi geceler. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Ben gayet yiyim. Çünkü sonunda kararımı verdim. Buradan herkese selamlar. Sorularınızı hala bekliyorum. Kitabın sonunu kimler merak ediyor? Neyse iyi okumalar size. Fesatlı günler dilerim. Kocaman öpüldünüz

Can

Bazen işler umduğunuz gibi gitmez. Sadece bir çözüm ararken karşınıza o kadar çok bilgi çıkar ki, o bilgiler içinde boğulursunuz. Ve çözüm yolunuz o bilgilerin en derinindedir belki de siz onu hiç bulamazsınız. Belki de bulursunuz. Bu sizin araştırma aşkınıza, azminize bağlı.

Masamda oturmuş rüyamdaki Mirayla açıklığa kavuşturduğumuz bilgileri düşündüm. Hepsini not defterime not almış olsam da eksik bir parça varmış gibi geliyordu. Unuttuğum bir şey. Ama hatırlayamıyordum.

Düşününce, özellikle Miray için yaptığım araştırmayı falan ben sadece kendi elimdeki bilgilere bakmıştım. Su insanları hakkında bir bilgim yoktu. Belki de o konu hakkında da araştırma yaparsam bir ipucu yakalayabilirdim. Bana yardımcı olması için Aslı ile konuşmalıydım ama pencereden dışarı baktığımda güneşin daha yeni doğmaya başladığını gördüm. Bu nedenle vakit öldürmek için duş aldım. Bu sırada nerelerden veya kimlerden bilgi edinebileceğimi düşündüm.

Kütüphane en mantıklı seçim gibi geliyordu. Eminim ki sarayda detaylı bir kütüphaneleri vardı.

Üstümü giydikten sonra Aslının akşam bana dediği gibi beni alacak birini beklemeye başladım. O arada not defterimi, kalemlerimi Mirayın kanlarının olduğu çantaya koydum ve onları kontrol ettim. Bir şey olmamalıydı onlara.

Bu arada aklıma Medcezir geldi. Çantama özellikle dikkat etmem gerektiğini söylemişti. Yoksa biliyor muydu içinde ne olduğunu ve ne mucizeler yapabileceğini? Nasıl bilebilirdi ki?

Aklıma gelen düşünce ile donup kaldım. Yoksa o benden yani içimden geçerken beynimden mi öğrenmişti? Mirayın kanının özelliğini öğrenmiş olabilir miydi? Bunu yapamazdı ya. Değil mi?

Miraya olan saygısına ne demeli peki? Bu saygı nereden geliyordu? Mirayın neler yaptığını mı öğrenmişti yoksa?

Ben düşüncelerime boğulmuşken kapı çaldı.

Gel. Dedim kafamı sallayarak. Şu an bu duruma odaklanmalı ve buradaki işimi bir an önce halletmeliydim. En kısa sürede Mirayın yanına gitmeliydim. İçimde garip bir his oluşmaya başlamıştı.

İçeri kırmızı çok güzel bir elbise ile Nira girdi.

Günaydın Can abi. Seni kahvaltıya götürmeye geldim. Dedi gülümseyerek.

Annenin birini göndereceğini biliyordum ama bu kadar tatlı ve güzel birini göndereceğini bilseydim daha özenli giyinirdim. Dedim üstümdeki mavi tişört ve siyah pantolonu göstererek.

Can abi ya. Utandırma beni. Hadi gel. Çok acıktım ben. Dedi kızararak Nira.

Tamam, tamam. Hadi gidelim. Dedim ve odadan çıktık.

Akşam düşündüm ben Can abi. Sana sormak istediğim soruları aklıma yazdım. Müsait olduğunda konuşabilir miyiz? diye sordu olgunca. O anda ne oldu bilmiyorum ama karşımdaki buz mavisi gözlü küçük kız aniden küçük Miraya dönüştü. Önce gözler kahverengi olsa da sonra aniden gözleri buz mavisi ve ateş kırmızısının kahverengisine döndü.

Can dayı? Konuşabilir miyiz? diye sordu olgunca. Gözleri yaşlarla parlasa bile bana o kadar olgun bakıyordu ki, onun büyüdüğündeki halini gördüm.

Ejderha Kız 4; Kan KehanetleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin