8. bölüm

1.5K 119 16
                                    

Merhaba ejderha okuyucularim. Evet cok uzun zaman oldu. Umarım beni cok özlemediniz. Sanirim bir cok okuyucu kaybettim ama zamana ihtiyacım vardı. Neyse yb okumak için sizi bekliyor.

Can

Her şey gittikçe garipleşiyordu, özellikle de Miray. İlk uyandığında her şey normaldi. Yine unutmuştu ne yaşadığını ama nedense herkese karşı bakışları değişmişti. Bunun nedenini bilmiyordum, bilmek istiyor muydum, ondan bile emin değildim. Çünkü çok kötü bir şey olduğunu biliyordum içten içe.

İlk günlerde sakindi, fazlasıyla sakin, bu iyi tarafıydı ama sanki bu olayın kötü bir tarafı da vardı. Hiç kimse ile iki kelimeden fazla konuşmuyordu. Kitaplardan sohbet etmeye çalıştım onunla ama o sadece benden kitap istedi ve kitabı verince de okumaya başladı. Beni hiç umursamadı bile. Sanki içinde bir şeyler oluyordu.

Herkes gelip onunla konuşmaya çalıştı ama o yine de fazla konuşmadı. Gözleri Mert'i aradı ama onu da bulamadı. Mert'i ondan uzak tutuyordum. Aslında bir şey yapmama gerek kalmadan Mert kendini uzak tutuyordu zaten. Karşıma bile çıkmıyordu.

Belki de ona haksızlık yapmıştım ama bu kadarı fazlaydı. Sizce de Miray onun yüzünden yeterince acı çekmemiş miydi? Belki de yanlış düşünüyordum. Belki Mert gelse yanına daha iyi olurdu.

Derin bir nefes aldım ve düşüncelere daldığım kapıya uzanıp kapıyı tıklattım. İçeriden gel sesi gelmesini bekledim ama o ses gelmedi. Tekrar tıklattım ama yine de gelmedi o ses.

"Miray?" diye seslendim ama yine de ses gelmedi.

"İçeri geliyorum." dedim tedbiri elden bırakmamak için. Yavaşça içeri girdim. Kendimi yine kötü bir duruma hazırlamıştım ama tek bulduğum elindeki kitapla oturmuş karşıya bakan Miray oldu. Bu derin bir nefes almamı sağladı. Kapıyı kapatıp Miray'a doğru yürüdüm. Hiç olmazsa kendine herhangi bir şey yapmıyordu veya o an ben öyle sanıyordum. Aslında hiçbir şey göründüğü gibi değildi.

"Miray ödümü kopardın." dedim şakadan bir sinirle.

Ama Miray tek kasını bile oynatmadı. Karşıya bakmaya devam etti. Yavaşça tam baktığı yere gittim ama beni görmedi. Yanına gittim ve onu çimdiklemek için elimi uzattım ama daha ona bir santim bile yaklaşamadan bir şey elimi yaktı. Elimi hızla geri çektim ve Miray'a baktım. Bu sefer ne olmuştu? Elindeki kitaba bakmaya çalıştım ama kitabın adını eli ile kapatmıştı.

"Gerçekten mi Miray? Şimdi de bu mu?" diye söylendim kendi kendime. Yoksa yine komaya mı girmişti? İnsan gözleri açık komaya girebilir miydi? Ya ölmüşse? Ama eğer ölseydi Ateş onu korumazdı. Belki de şu an savunmasız olduğu için-

Düşüncelerim Miray'ın aniden bana dönüp, "Tatlı." demesi ile bölündü. Yüzünde o kadar güzel bir gülümseme vardı ki, sanki acısını çekmesine rağmen onu mutlu edecek hem de çok mutlu edecek bir şey görmüştü.

"Ne tatlı?" diye sordum merakla.

"Kı-" dedi ve sustu aniden. "Üzgünüm." dedi ve sustu. Daha sonra ise elindeki kitaba döndü.

O anda şaşkınca bakakaldım. Miray'ın karakterine ne oluyordu? Veya daha önemlisi Miray'a ne oluyordu? O anda elindeki kitabın ismini gördüm. "Geçmiş ve Gelecek."

Kalbim bu kelimeler ile teklese de onu yalnız bırakmam gerektiğini düşündüm. Zaten tek yaptığımı oturmaktı. Ben de Miray'a –her ne kadar o algılamasa da- veda edip çıktım.

Sadece ilerlemeye başladım ama aniden Adlyn'ın telaşlı yüzünü görünce tedirgin oldum. Onu durdurup neler olduğunu sordum.

"Yaratık ırkından Tawya'lar tam olarak şu an sınırımızda. Üzgünüm ama askerleri toplamam lazım." dedi ve hızla kayboldu.

Ejderha Kız 4; Kan KehanetleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin