19. Bölüm

1.1K 85 25
                                    

Merhaba ejderha okuyucularım. Herkese iyi geceler, iyi bayramlar. Evet, biliyorum cumartesi dedim ama ancak yetiştirebildim. Tekrar özür dilerim. Yb. tam 3,075 kelime. Diğer Yb. pazartesi. Bakalım neler olacak. Yorumlarınızı benden esirgemeyin lütfen. Seviliyorsunuz. Fesatlı günler dilerim.

Miray

Bazı insanlara çok imrenirim. Çünkü korkusuz olurlar. Ne olursa olsun korkmazlar. Ben ise her şeyden korkak biriydim. Önüme ne çıkarsa çıksın korkuyordum. Birçok ispatı vardı bunun. Mesela biraz önce olan şey en büyük ispattı sanırım. Veya ben şu an öyle düşünüyordum. Aslında en büyük ispatların daha sonra geleceğini nereden bilebilirdim ki?

Korkumu tetikleyen şey Masal'a oda aramak için odamdan çıktığımda oldu. Masal'a oda aramak aniden aklıma geldi. Ben de odamdan çıkıp dolaşmaya başladım ama ayaklarım beni yönlendiriyordu zaten.

Birkaç koridor sonra odaya ulaşmıştım. Odanın kapısı garip bir şekilde mordu. Yavaşça kapıyı açtım. Karşımda mordan bir cennet vardı.

Mor bir dolap, mor bir ejderha resminin olduğu yatak ve halı. Bütün oda garip garip kitaplar ve fotoğraflarımla doluydu. İlk dikkatimi çeken şey kitaplar değildi. Resimlerdi. Resimlerde bana çok benzeyen uzun bir adamlaydım. Her şeyimiz benziyordu. Daha doğrusu küçük ben onlarlaydı. Yavaşça uzanıp masanın üstünde duran küçük çerçevedeki bir fotoğrafı aldım. Fotoğrafta ben ellerimden alev çıkarıyordum, diğer adam ise beni omzuna almış havaya kaldırıyordu. Birbirimize bakarak gülüyorduk.

Ben elimdeki küçük fotoğrafa bakıp hatırlamaya çalıştığım anılara dalmışken kapı aniden açıldı. İçeri telaş içindeki Talha girdi.

"Majesteleri iyi misiniz?" diye sordu endişe ile.

"Ben iyiyim Talha da sen iyi değilsin sanırım." dedim belli etmemeye çalıştığım korku ile.

"O adi herifi öldüreceğim. Bütün muhafızların ödünü kopardı. Size bir şey oldu sandık. Olabildiğince hızlı sizi aradık. Yine de onu öldüreceğim." dedi sinirle.

"Kimi?" diye sordum merakla.

"Mert'i. Sizi kontrol etmemiz için bayılmadan önce haber gönderdi. Şaka mı yapıyor acaba?" diye sordu kendi kendine Talha.

"Ne bayılması? Ona ne oldu?" diye sordum korku ile.

"Bilmiyoruz. Bize sadece seni bulmamız için haber gönderdi." dedi ve aniden ne dediğini anladı.

"Beni hemen onun yanına götür lütfen." dedim telaşla.

Hızla odadan çıktık. O anda etrafımızı muhafızlar kapladı ve onlarla beni koruyacak duvar şeklinde ilerledik. Bu kadarı fazlaydı ama o an bunu düşünecek durumda değildim. Tek düşündüğüm Mert'ti.

Hızla muane odasına gittik ve ben içeri daldım. O yatakta öylece yatıyordu. İlk hissim nefes almadığını anlamak oldu. Bu nedenle orada düşüp bayılacağımı sandım. Ona doğru ilerlerken bacaklarım titriyordu.

Yanına ulaşır ulaşmaz ilk hissettiğim şey nefes aldığı oldu. Sıcaktı ve nefes alıyordu. Çok yavaşta olsa nefes alıyordu. Bu bana şimdilik yeterdi.

"O iyi Miray. Koridorda bulduk. Kan alımında açtığım delikten damarı açılıp genişlemiş. Nasıl oldu bilmiyorum ama hallettim. Merak etme." dedi Efe hoca sakince.

"Nasıl olmuş olabilir ki bu?" diye sordum merakla, Mert'in elini tutarken.

"İşte sorun da o. Vücudunda hiçbir kimyasal madde yok. Hiçbir saldırı izi yok. Ben de anlamıyorum. Sanırım büyü. Ama kim neden yaptı bunu?" diye sordu Efe hoca merakla.

Ejderha Kız 4; Kan KehanetleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin