48. Bölüm

1.6K 132 5
                                    

   Kızlar ve David ile birlikte Kayla'nın yanındaydık. Hanna bir duvara dayanmış burnundan soluyarak bize bakıyordu. Amy onu giyinmesine yardım ettikten sonra Brenda ile birlikte Hanna'yı da alıp odadan çıkmışlardı. Üçümüz yalnız kalmıştık. Kayla bana baktı.

"Size teşekkür ederim çocuklar. David...sözünü tutmakta çok iyisin." Dediğinde gülümsemiştik. Kayla'nın elini tuttu.

"Seni oradayken nasıl oldu da bodrum katına attılar?" Diye sorunca Kayla gözlerini yere sabitlemişti.

"Uyuduğumda çığlık attığımı biliyorsun....bunu yine yaptım diye benden rahatsız olmuşlar. Bundan dolayı beni oraya götürdüler. Size de yanımdaki dudak parlatıcım ile haber verebilmiştim."

"Bütün bu yaşadıklarından sıkıldın öyle değil mi?"

"Her uyuduğumda çığlıklar içerisinde uyanmamı mı soruyorsun? Evet! Kesinlikle bundan çok sıkıldım. Güçsüz olmaktan....güçsüz hissetmekten gerçekten sıkıldım."

"Hatırlıyor musun? Sana bir keresinde bundan kurtulabilmenin bir yolu olduğunu söylemiştim." Dediğinde yan gözlerle ona bakmıştım. Sanırım ne diyeceğini biliyordum.

"Nasıl kurtulacağım? İlaç tedavisi falan mı yoksa?"

"Seni oradan kaçırmaya çalışırken Chris'in, kendinden iki kat büyük adamı nasıl yerle bir ettiğini gördün değil mi?"

"Evet!" Dedi ve gözlerini yere sabitledi.

"Ama sanki halisünasyon gördüm çünkü gözleri tuhaf bir renk olmuştu. Sonra o tırnaklarından çıkan şeyler..."

"Onlar halisünasyon değildi Kayla." Dediğimde gözlerini bana sabitlemişti.

"O gördüğün gözler ve pençe diye adlandırdığımız tırnaklar bir kurtadama ait Kayla...biz bir kurtadamız!"

  Gözlerini kocaman açmıştı. Bir bana bir de ona bakıyordu.

-Chris

   Jim ve Jordan ile birlikteydik. Mark'dan haber alamayınca apar topar evden çıkmış ve kokusunu takip ederek buraya kadar gelmiştik. Ormana...

  Arabadan indim ve onlara doğru baktım. İşimizi şansa bırakmamak için Jordan'ı da çağırmıştım.

"Umarım bu bir tür tuzak değildir." Dedi Jordan pantolonunu düzelterek.

  Jim gözlerini kıstı.
"Neden? Eğer bir tuzak ise hazırlıklı değil misin?" Diye sorduğunda Jordan üzerindeki tişörtünü sıyırıp kemerini göstermişti.

"Ben her zaman hazırlıklıyımdır. Hatta..uyurken bile." Dedi ve sırıtarak ve önüne bakmaya devam etti.

"Pekala..hadi gidelim." Dedim ve ilk adımımı attım.

  Neredeyse ortasına geldiğimizde koku etrafa yayılmaya başlamıştı. Etrafıma bakınmaya başladım. Jim de aynı şekilde bakınırken Jordan büyük kayalığın oraya doğru ilerledi ve bir dizinin üzerinde yere eğildi. Elini bir şeye doğru sürmesi ile yanına gitmiştim. Arkasında duruyordum. Elini toprağın üzerine değdirdikten sonra kaldırdı ve bana kan bulaşmış elini gösterdi. Tam gözlerimi büyüttüğüm sırada alnımdan aşağıya bir şeyin süzülmesi ile geriye tökezlemiştim. Süzülen şeyi elimle sildiğimde bunun da bir kan olduğunu anlamıştım. Aynı şey Jordan ve Jim'e de olmuştu.

  Yavaş bir şekilde kafamı havaya kaldırdığımda ise benim için her şey durmuştu. Jim eliyle ağzını kapattı.

-Bella

"Siz delirmişsiniz! Benden uzak durun!" Dedi ve eline komidinin üzerinde duran kar küresini aldı.

"Hayır Kayla...bütün bunlar gerçek."

Kurtlar Arasında  (5. Kitap) #Wattys2017Where stories live. Discover now