1. Bölüm

7K 210 57
                                    

Kapının önünde duran arabanın bagajından, kalan küçük kutuları çıkarttım ve kucağıma alarak içeriye doğru ilerledim. Merdivene doğru ağır adımlarla ilerledim ve sağ ayağımı ilk basamağa doğru koydum. Elimdeki kutularla birlikte etrafı incelemeye başladım. Bu hareketi yapmamla eski eve ilk taşınışımızı hatırlamıştım. Yine ellerimde kutular vardı ve ben ayağımı merdivenin başına koymuş etrafı izliyordum.

Elbette artık bana hızlı olmam gerektiğini hatırlatan bir annem ve eşyalarına dokunmama izin vermeyen bir babam yoktu. Aynı zamanda bu merdivenler yalnızca bana ait değildi ve evin bir parçası değildi. Yurdun bir parçasıydı. Site gibi duran bir kız yurdunun merdiveni...

Ağır adımlarla yukarıya doğru çıktım ve üzerinde 549 yazan odaya doğru ilerledim. Odaların numarası 500'den başlıyordu. Her katta 5 tane oda vardı ve numaralar karışık olarak yerleştirilmişti. Ben üçüncü kattaki en son odada bulunuyordum. Elbette oda arkadaşımla birlikte. Giriş katında kızlar için ortak olan salon, yemek odası ve mutfak bulunuyordu. Her odanın kendisine ait banyosunun bulunması benim için bu yurdu seçmemdeki ilk kriter olmuştu. Aynı zamanda her odaya ait bir balkonda vardı. Tabii köşede kalan odaların balkonu, diğer odalara oranla daha büyüktü. Buraya amcam Greg sayesinde yerleşmiştim. Buranın yetkili müdürü amcamın eski arkadaşlarından biriydi. Bundan dolayı ekstra ilgi göreceğimi elbette düşünmüyordum. Zaten ilgi görmek isteseydim Jessica'nın ayrı ev teklifine kulak asardım. Gerçekten bunun için çok ısrar etmişti. Ona göre ikimizde ayrı bir ev tutup bir arada yaşamalıydık ama ben nedense yurtta kalmayı tercih etmiştim. Hem okuluma da oldukça yakındı. Araba ile 5 dakika da oradaydım.

Yazın gerçekten hepimiz için fazlasıyla yoğun geçmişti. Chris kendini, yaptığı devamsızlıklardan dolayı kurula affettirmeye çalışırken, Jessica ev işleriyle uğraşıyordu. Ed aynı üniversiteye girmemiz için bir yerlerini yırtarken ben yalnızca bir kenara oturup onları izlemiştim. Tabiki bunu bir yere kadar yaptım. Sonrasında bizde - amcam ve James ile birlikte- evi ve arabayı satmakla, benim ve James'in yeni hayatlarımız için yapılan işlere yardımcı olmuştum. James, amcam ile birlikte Washhington'a dönmüştüm ama en kısa zamanda yine birlikte olacaktık. Aynı şekilde David, Tyler, Ed ve Chris hepsi bir evde kalıyorlardı. Yani kısacası hepsi de birbirimizden hiç ayrılmayalım diye ellerinden geleni yapmışlardı. Benim dışımda....

Onlara nazaran ayrılmamak için neredeyse kılımı bile kıpırdatmamıştım. Her ne kadar şikayet etmiş olsalar da hâlâ kendimde olmadığımı ve bütün olanları sindirmek için uğraştığımı hepsi de biliyordu. Bana bir ömür gibi gelen 3 aydan sonra nihayet acımı hafifletmeyi başarmıştım. Kate ve ailem benim her zaman bir tarafımda kalacaklardı.

Kısa bir süre sonra oda arkadaşım Elena'nın bana seslenmesiyle bütün düşündüklerimi unutmuştum.

"Bella sen orada ne yapıyorsun? Tanrı aşkına ellerin yorulmadı mı?"

Etrafıma baktığımda ellerimde koliler, koridorda öylece durduğumu fark ettim. Kafamı iki yanıma doğru salladım ve odaya doğru yürümeye devam ettim.

İçeriye girdiğimde suratıma vuran ferahlıkla ister istemez gözlerimi kapatmıştım, ellerimdeki kutuları yere doğru bıraktım ve balkonun kapısına doğru ilerledim.

"Burası fazlasıyla soğumuş...."
Elena'ya doğru döndüm.

"Yemek ne zaman yenecek. Benim karnım acıktı."
"Bilemiyorum. Sanırım saat 7'ye doğru. Daha hiçkimse doğru düzgün yerleşememiş." Dedi ve balkona doğru ilerledi. Ardından camdan aşağıya doğru bakmaya başladı. O sırada bende hızlı bir şekilde yatağın üzerindeki kitapları raflara yerleştirmeye başlamıştım. Elena sırıtarak bana doğru baktı ve konuştu.

Kurtlar Arasında  (5. Kitap) #Wattys2017Where stories live. Discover now