42. Bölüm

1.6K 125 4
                                    

Gözlerimi açtığımda sandalyede uyuyakaldığımı fark etmiştim. Hemen doğruldum ve ameliyathanenin önünde konuşan Ed ile Elena'ya baktım. Elena ağlıyordu. Ed de onu teselli etmeye çalışıyordu

Ayağa kalktım. Onlara doğru ilerledim. Ed beni görünce ayağa kalkmıştı.

"Bella bence Elena'yı da alıp gitmelisin."

"Tabiki gitmeyeceğim." Dedim ve kolumdaki saate baktım. Neredeyse akşam olmak üzereydi.

"Onlar neden hala çıkmadılar. Neden bu kadar uzun sürdü?" Diye sordum ağlamaklı konuşarak. Kolumdan tuttu.

"Kötü bir şey olacağını sanmıyorum...onlar çok güçlü. Her şeyin üstesinden gelebilirler."

"Martinler hâlâ gelmediler mi?"

"Hayır ama Kayla'nın ailesi çoktan geldi." Dedi ve bana arkamı gösterdi. Kadın ve adam oradaki sandalyelere oturmuşlardı. Kadın ağlıyor, adam ise öylece yere bakıyordu.

Hiçbir şey söylemeden onlara doğru ilerlemiştim.

"Siz Kayla için mi buradasınız?"

"Sen onun arkadaşı mısın?" Diye sormuştu adam kafasını kaldırıp.

"Aslında kızınızla hiç konuşmuşluğum yok efendim...ama kazada yanında olduğu çocuğun arkadaşıyım. Tyler'ın."

"O çocuk kızımı mahvetti."

"Hayır bu onun suçu değildi...frenler tutmuyordu."

"Yine de arabayı o kullanıyordu. Aslında..." diye başladı ve eşine baktı.

"Hazır hastaneye gelmişken şu şeyi de halletsek iyi olur." Dedi kısık bir sesle. Kaşlarımı çatmıştım. Kapı açılma sesini duymamla arkamı döndüm. Bu Max idi. Ed'in yanında durduğunda hepimiz koşarak onun yanına gitmiştik.

"Max neler oluyor? Niye bu kadar uzun sürdü."

"Ameliyat sırasında küçük bir sorun yaşandı ama kalıcı sonuçlar vereceğini sanmıyorum. Şimdi ikisi de iyi. Birazdan yoğun bakıma alacağım." Dediğinde endişelendiğimi fark etmiş olmalıydı ki sırtımı sıvazladı.

"Merak etmeyin. Önemli bir şeyleri kalmadı. Onları yoğun bakıma tedbir için alacağım...ne olur ne olmaz diye yani." Diye tamamladı sözlerini ve başındaki boneyi çıkartarak yanımızdan ayrıldı.

Arkamı döndüğümde Kayla'nın ailesini suratımın dibinde görmem ile geriye doğru birkaç adım atmıştım.

"Tanrım umarım bir an önce iyileşirler!" Dedi kadın ve saçlarını ellerinden geçirerek eski yerine oturdu. Adamda eksik kalmamıştı. Gözlerimi devirdim ve Ed'e baktım. O anda aklıma yine Jessica gelmişti. Onu son birkaç gündür görmüyordum ve açıkcası endişelenmeye başlamıştım.

"Ed?" Diye seslendiğimde Elena'dan gözlerini çekip bana bakmıştı.

"Jessica ile konuşuyor musunuz?"

"Hayır, beni aramıyor...okulda birkaç kere rastlayıp yanına gittim ama sürekli işim var diyerek beni geçiştirmeye çalıştı."

"Siz iyisiniz değil mi çocuklar?" Dediğimde derin bir nefes aldı.

"Bilemiyorum Bella. Şu sıralar o kadar çok şey yaşandı ki...ona fazla vakit ayıramıyorum sanırım. Onu seviyorum..hem de çok ama olmuyor işte."

Kafamı sallamıştım. Birinin bana seslenmesiyle arkama dönmüştüm.

Bu Chris idi. Ona doğru yürümeye başlamıştım. Buluştuğumuzda ise birbirimize sıkıca sarılmıştık.

Kurtlar Arasında  (5. Kitap) #Wattys2017Where stories live. Discover now