32. Bölüm

1.6K 136 24
                                    

  Victoria ile terasta oturmuş konuşuyorduk. Ona yaşadıklarımızı özet geçmiştim.

"Delta olduğun için çok şanslı hissetmelisin. Bu çok nadir görülür." Dedi elindeki bardağını önündeki masaya koyarak.

"Daha önce bir deltayı öldürdüğün oldu mu?" Diye sorduğumda gülmüştü.

"Bir deltayı öldüremezsin! Silahlar onu öldürmek için yeterli değildir. Elbette çok acı çektirebilirisn ama kolay kolay ölmezler."

   O sırada aklıma Tessa'nın söylediği bir söz gelmişti.

"Bir deltayı yalnızca bir delta öldürebilir."

   Gözlerimi daldığım yerden çektim ve Victoria'ya bakmaya devam ettim.

"Bir sürün yok öyle değil mi?"

"Aslında çocuklarla bir sürü gibiyiz."

"Elbette öylesinizdir ama ondan bahsetmiyorum. Demek istediğim kendine ait özel bir sürün var mı? Senin dönüştürdüğün! Biliyorsun ki dönüştürdüğün her insan eğer yaşayabilirse direkt alfa olacak!"

"Evet, Tessa anlatmıştı ama böyle bir şey düşünmüyorum. Ben insanların canını yakmaktan pek hoşlanan biri değilim. Zorunlu olmadıkça yani.."

"Elbette canı yanacak! Ama bu onun için bir lütuf olacak. Ayrıca bundan kaçamazsın. Sonuçta sen bir deşicisin. Elbette isteyerek de canlarını yakacaksın. Daha olgunlaşmamışsın sanırım."

  Bir şey dememiştim. Masanın üzerinde duran limonata bardağımla oynamaya başlamıştım. O sırada gözüm parmağındaki yüzüğe takılmıştı.

"Evli falan mısın yoksa?" Diye sorduğumda tebessüm ederek önce yüzüğüne sonra bana bakmıştı.

"Nişanlıyım! Ama umarım yakın bir zamanda evleneceğiz."

  Gülümsemiştim. Bu harika olmalıydı.

"Şanslı adam kim peki?" Diye sorduğum da arkamdaki genç adamı göstermişti. Bu Jackson idi. Chris ile konuşuyorlardı.

   Gözlerimi büyüttüm ve tekrar Victoria'ya baktım.

"Aman tanrım! Bu çok güzel olmalı. Yani düşünsene siz birliktesiniz. Bu kesinlikle çok havalı!" Dediğimde bir kahkaha atmıştı.

"Sen de benimle aynı durumdasın."

"Hayır değilim!" Dedim gülümseyerek.

"Chris ile birlikte değil misiniz?"

"Birlikteyiz ama...bizimki sizinle aynı şey olmuyor. Biz nişanlı değiliz."

"O zaman sadece takılıyorsunuz?" Dedi sorarcasına.

"Hayır.." diye itiraz etmiştim.

"Aslında bilemiyorum...yani o kadar çok şeyle uğraşıyoruz ki kendimize çok az vakit ayırabiliyoruz."

"Ne zamandan beri birliktesiniz?"

"Washington'dan geldiğimden beri....3 sene oluyor işte."

"Aman tanrım! Bu takılmayı geçmiş Bella."

   Gülümsedim ve limonata dolu bardağı kafama diktim.

"Onu seviyorsun değil mi?" Diye sordum.

"Eğer sevmesem nişanlanır mıydım?" Diye sorduğunda suratımı buruşturmuştum.

"Tamam sanırım çok saçma sapan bir soru sordum."

"Sorun değil!"

.....

-Tyler

  Elena iĺe birlikte nehrin kıyısındaki banklardan birine oturmuş karşımızdaki ay manzarasını izliyorduk. Onunla eve dönerken karşılaşmıştım. Konuşmam gerrken bir şey var deyince de onu kırmamış buraya gelmiştim.

Kurtlar Arasında  (5. Kitap) #Wattys2017Where stories live. Discover now