59.Bölüm (2.Kısım) Peşinden koşuyorum

En başından başla
                                    

''Geç sen dalganı geç. Gidiyorum ben.''

''Tamam."

Cemal Funda'nın kalkmasıyla kendide kaldığında Funda kocasına ''otur sen ben gidip gelirim'' diye fısıldadı. Cemal çok düşünceliydi ama gerek yoktu gelmesine masada arkadaşları vardı.

"Şu itiraz etme huyunda yeni çıktı."

Cemal kızar gibi konuşup Funda'nın elini tuttuğunda Funda sessizce yanında yürüdü. Cemal kızmamıştı aslında ama karısı itiraz etmesin diye öyle konuşmuştu. Birlikte el ele arka tarafa doğru yürüyüp iç tarafa doğru geçtiler.

''Ben itiraz etmiyorum. Sadece masada arkdaşlarımız var diye sana otur dedim.''

''Sen her şeyden önemlisin.''

Funda gülümseyip durarak parmak ucunda yükselince Cemal onun ne yapmak istediğini anlayıp başını eğip yanağını karısının dudaklarına yaklaştırıp öpücüğünü aldı.

''Sende benim için her şeyden önemlisin.''

Gülmseyerek karısına bakarken dudaklarına uzanıp öpecekken Funda'nın gözleri tam arkalarındaki boy aynasına takılınca bir an yüzünü buruşturdu ve Cemal otomatik arkasını dönüp baktığında Funda sızlandı.

"Of şu boy farkımıza bak. Bana izin vermedin topuklu ayakkabı giydirmedin şuna bak deveyle cüce gibi olmuşuz. Aşkım ben senden çok kısayım değil mi?''

Cemal ağzı açık halde karısına bakarken inkar etmedi. Arada vardı şimdi boy farkı ama bu takıntı nereden çıkmıştı. Funda zaten normalde düz taban ayakkabılar giyer özel günlerde topuklu giyerdi. Hem yeniydi sanki bu boy farkı. İçinden ''Bunlar hep hamile hormonlarının uyuzluğu. Resmen bana düşmanlar.'' diye düşünürken dışında sıkkın halde nefesini dışarı bıraktı.

Bugün evden çıkarken karısıyla kardeşi çok güzel olmuş halde hazırlanmışlardı ve Cemal hayatının iki güzeline övgüler yağdırıp öperken Funda'nın küçük ayaklarındaki topuklu ayakkabıyı çıkarttırmış giymesine izin vermemişti. Normalde hiç karışmazdı ama Funda artık hamileydi ve risk almak istemiyordu. Karısının ayağı burkulup düşebilirdi. Riske gerek yoktu.

Funda'nın onca itirazlarına Dila'nın yengesine arka çıkmasına rağmen Cemal Funda'yı oturtup yere eğilerek ayakkabıları çıkarmış ve düz bir ayakkabı giydirmişti. Karısı suratını asıp yol boyunca küsse de yine gönlünü almayı başarmıştı ama şimdi bu konu nerden çıkmıştı anlamıyordu.

''Nerden çıktı şimdi bu miniğim. Sen evet bana göre kısa boylusun ama zaten biz bunu yeni fark etmiyoruz her halde. şimdi gündeme niye getiriyorsun ayrıca kısa uzun ne fark eder anlamıyorum. Takma şöyle şeyleri Allah aşkına."

"Hayır takmıyorum Cemal, sadece şuan topluluk içindeyiz yabancılar var o yüzden insanlar bize bakınca noktayla virgül demesinler. Toplu ayakkabı giymeme izin verseydin keşke diye şey yaptım aşkım."

Funda tatlı bir halde konuşup gülümserken Cemal'in kaşlarının çatıldığını görünce nerde hata yapmıştı bilemedi.

"Bir şey demedim ki niye öyle bakıyorsun?"

Sesi kedi gibi mırıl mırıl çıkarken elini tutuğu kocasının elini kaldırıp dudaklarına götürerek öptü. Cemal hala kendine üstten sert bakışlar atıyordu.

"Cemal bakma şöyle."

''Nasıl bakıyorum?''

Funda dudaklarını büzüp nefesini bıraktığında Cemal şeker kokan nefesi içine çekip gülmemek için zor tuttu kendini. Eğer bir oğlu olursa şanslıydı ama kızı olursa kesinlikle Funda'yla birlikte iki kız bebekle uğraşacaktı. Hoş şikayeti yoktu buna. Funda'ya benzeyen on kızı olsa sesi çıkmaz aşkla bakardı hepsine.

AŞKIN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin