57. Bölüm (1.Kısım) Çıkmadık candan Umut Kesilmez

Start from the beginning
                                    

Öğlenden beri deniyordu ama çok fazla haşladığı patlıcanların içini dolduramadan dağılıp patlıyor, görüntü olarak istediğini yapamıyordu. Koca bir tencere dolusu iç harçtan bir tabaklık kalmıştı ama ortada şöyle içine sinen bir kuru patlıcan dolması Yoktu. Tamam belki çoğu tencerede pişmek için hazırdı ama yinede içine sinmemişti. Başlarken gözüne zor gelmemişti çünkü yemek yapmayı bildiğinden ben bunu çok kolay yaparım diye düşünüp internetten tarifine bakmıştı.

Mutfaktaki masada oturmuş önünde kırmızı üstü çiçekli mutfak önlüğü başında aşçı şapkasıyla dururken o kadar tatlı bir görüntü sergiliyordu ki Cemal bu halini görse delirir karısını kucağına aldığı gibi öpücük yağmuruna başlardı.

"Patlıcan dolması yapmaya çalıyorum. İnternetten tarifini aldım yapılış videosunu da izledim Cemal ama bir türlü tam olmuyor. Böyle bir değişik oldular."

Cemal karısının kibar sesine ve anlattıklarına güldü. Funda bir şeyi yapamayınca çocuk gibi nazlı oluyor üzülüyordu. Mutfakta iyiydi aslında, yaptıkları çok lezzetli oluyordu ama öyle çok aşırı becerikli değildi. Zor yemekleri tabi ki yapamadığı oluyordu.

"Ama miniğim sende zor bir yemek seçmişsin vardır onun püf noktası. Demek izlerken atladın. Hem sen kendini niye zorluyorsun yatıp otursana. Akşam hazır bir şeyler söyleriz."

"Ne demek zor ? Sen şimdi bana beceremezsin onu bırak mı diyorsun. Cemal ben beceriksiz miyim aşk olsun yani?"

Cemal öyle bir şey demek istemediğinden şaşırsa da toparladı hemen kendisini.

"Miniğim ne alakası var ben sana niye beceriksizsin diyeyim. Yorulursun anlamında öyle dedim."

Funda Cemal görmese de gözlerini kısıp dudaklarını büzdü.

"Yok yok ben anladım Cemal hiç çevirme bana lafı."

Cemal gittikçe şaşırarak istemsiz olarak sesi kendini savurmak için bağırmadan uzak sesli çıktı.

"Şuan çok şaşkınım, ben niye laf çevireyim sevgilim?"

"He birde bana bağırıyorsun öyle mi? Tamam Cemal sen bağır bana hiç bir şey demiyorum. Hamile karısını üz."

Cemal oturduğu yerde dikleşirken ağzı resmen açık kalmıştı. Hiç bir şey demediği halde Funda neler söylüyordu. Aklı ''ben ne dedim şimdi ki'' diye az önce konuştuklarını tartarken bir anda fark ettiği şeyle gülümsedi. Funda son cümlesinde ne demişti. "Hamile karın."

"Hamile diye bu şimdi her şeye alınır oldu."

İçinden konuşup dışından gülümsedi. Yapacak bir şey yoktu. Mustafa nasıl onca ay eşini alttan aldıysa, Azat nasıl Begüm'ü idare etmeye başladıysa sıra Cemal'deydi. Eğer kadınlar dokuz ay o yükü karınlarında taşıyorsa eşleri de azıcık alınmalarına karşı anlayışlı olabilirlerdi.

"Sevgilim ben yanlış anlattım sorun bende tamam mı? Affedersin miniğim."

Funda "peki" diye mırıldanırken neyseki bu alınganlık işini çok uzatıp Cemal'i yormamıştı. İkiside normale dönünce Cemal Kocaman gülümsedi. Bu kadınla her şey bir başka güzeldi.

"Akşam gelirken istediğin bir şey var mı?"

Funda bugün gün içinde hazırladığı ve buzdolabının üstüne mıknatıslı magnetle tutturduğu eksik listesine başını çevirip baktı.

"Aslında alınacak şeyler var Cemal ama markete birlikte yemek yedikten sonra gidelim. Sen şimdi gelirken sadece bana pasta alsan olur mu?"

Cemal'in gözleri ışıl ışıl oldu. Kıyafet alışverişi için ya da kişisel ihtiyaç alışverişine karısıyla çokça kez gitmişti ama ilk kez kendi evleri için market alışverişine gideceklerdi. Ömrü hayatında hiç sebze meyve almamıştı. İstanbul'da okurken de burada yaşarken de yardımcıları hep etrafındaydı ve evin ne eksiği varsa onlar alırdı. Cemal mutfak alışverişine hiç çıkmamıştı. Kardeşi Dila annesiyle giderdi ama Cemal erkek olduğu için hiç bu işlere ailesi tarafından bulaştırılmamıştı.

AŞKIN BEDELİWhere stories live. Discover now