Seni Özledim -14-

38 16 5
                                    

*

Aslı sırtındaki çantayı bir köşeye fırlatarak darmadağın olmuş odaya bir bakış attı. Sadece 1 hatadır yoktu ama burası savaş alanına dönmüştü. Kızlarda etrafta yoktular, canı sıkılmaya başlayınca telefonundan haftanın planına baktı Exo'nun sadece tek bir röportajı vardı yani tüm hafta Chen'i rahatça görebilecekti. Bu düşünce kendini yatağa fırlatıp yastıklarla delice oynamasını sağlamıştı. Sonunda kucağındaki yastıkla yuvarlanmaya başlayınca sırıtmaya başladı.

Chen ile bir hafta

Nedensizce onu seviyordu. Aslında nedenleri vardı hatta dönüş yolunda Chen bunları sıralamasını isteyince söylemişti fakat bunlar görünen yüzüydü. Duygularını tarif edecek kelime bulamıyordu. Onu gördüğünde midesinde kelebekler uçuşuyo ve panikliyordu. Ona dokununca istemsizce aklı başka yöne gidiyor ve dudağını ısırıyordu.

Kesinlikle onu seviyordu.

O bu düşüncelerle boğuşurken odanın kapısı çalındı. Yavaşça yerinden kalkarak kapıyı açınca yüreği ritim şaşırdı. Acaba psişik miydi? Özel güçleri mi vardı?

"Kimseyi bulamadım. Sen boş musun?"Diye sordu Chen tek elini ensesinde gezdirirken. Aslı hiç durmadan başını sallayınca gülümsedi.

"Kızlarda yok. Neden gelmiştin? Yani gitmeni falan istemiyorum. Aslında kalmalısın....Im şey"diye cümleyi toparlamaya çalışırken Aslı Chen hızla kollarını bedenine doladı. Hızla bir nefes alarak Aslı'nın kokusunu içine çekti, bu onu rahatlatmıştı.

"Seni özledim"dedi tek çelsede Chen. Aslı başta şaşkınlıkla dursada sonradan karşılık verir gibi yüzünü göğüsüne yasladı.

"Bende seni özledim. "diye mırıldandı. Bunu dışından söyleyince kızardığından emindi.

" Öhmmmöhmmm"Açelya koridorun sonunda aşk kuşlarına bakınca az önce yaşananlar aklına üşüştü ve sinirle soludu. Yavaş adımlarla alkış tutarak onlara doğru ilerledi.

"Sonra omma diye geçin"dedi sinirle. Chen Aslı'dan çabucak ayrıldı ve kızaran yanaklarını gizlemek istercesine başını eğdi.

"Sonra konuşuruz. Diğerleri nerede? "Aslı Chen'e bir bakış atıp gitmesi gerektiğini işaret etti. Chen koridorda ayrılmadan önce elleriyle 5 yaparak kolundaki saati işaret etti. Açelya ona döndüğünde ıslık çalıyormuş gibi yaparak uzaklaştı.

" Konserdeler. Beni unutmuşlar. Kyungsoo bileğini burkmuştu onu kontrol ediyordum"diye herşeyi anlattı Açelya, küçük(!) öpüşmeleri ve Kyungsoo'nun bayılması dışında herşeyi.

"Anlıyorum. Şuan nasıl?"Aslı kapıyı kapatarak mutfağa ilerledi. Arkasından onu takip eden Açelya bir anda yaklaşık 2 saat önce ocakta bıraktığı yemeği hatırladı. Hızlıca kapıdan çıkıp giderken Aslı şaşkınca ardından bakındı.

Omuz silkerek dolabı açtı, yemek bulamayınca geri kapattı. Aklına gelen fikirle sırıttı, Türkiye'den getirdiği köfteler. Hızla çantasına koştu ama ambalajlı paket orda değildi. En son nerede bıraktığını düşünerek hafızasını yoklarken hava alanından çıkarken içinde diğer yemeklerinde olduğu poşeti Chen'e verdiğini hatırladı. Oturduğu yerden kalkarak odadan çıktı.

Koridorun sonunda ilerlerken Chen'nin odasının önünde durdu. Kapıyı tıklattığında cevap gelmeyince yavaşça araladı. Kafasını aralık yerden uzatarak içeri baktığında Chen'nin uyuduğunu gördü. Pencereden sızan güneş ışıkları yüzüne çarpıyor ve bu onu tapılası yapıyordu. Aslı ses çıkarmadan odanın içine girerek kapıyı ardından kapadı. Chen bu sesle homurdandı ama uyanmadı.

Aslı parmak uçlarında gezinerek odayı taradı. Aradığı poşet yatağın hemen yanında kalan masadaydı. Aslı sevinçle oraya ilerlerken Chen yeniden homurdandı ve masaya doğru yuvarlandı. Yatağın tam kenarında durunca Aslı tuttuğu nefesi bıraktı.

Poşete yavaşça uzanmaya çalışırken başaramadı. Kollarının bu kadar kısa oluşlarına inanamadı oysa ki aralarındaki en uzunları o sayılırdı.

Yeniden poşete uzandığında Chen homurdandı ve Aslı'yı belinden tutarak kendine çekti. Aslı şaşkınca olup biteni idrak ederken Chen belindeki ellerini sıkılaştırdı ve genç kızın yüzünü boynuna yerleştirerek kokusunu içine çekti.

"Saat 5'te anlaştığımızı sanıyordum"Dedi alayla. Uyumuyordu! Kim bilir ne zamandır uyanıktı?

"Poşetimi burda unutmuşumda"diye dürüstçe açıkladı Aslı. Chen ufaktan kıkırdayınca yorganı kaldırarak Aslı'nın üstünü örttü. Tüm beden kontrolünü sıkışacak kadar hızlı atan kalbine devrederek mantığını uzun bir uykuya yatırdı.

"Aslı seni seviyorum"diye mırıldandı Chen. Kalbi sanki daha hızlı olabilirmiş gibi atarken yeniden derin bir nefes aldı. Ellerini Aslı'nın belinde çekerek ona bakmasını sağlamak adına yüzüne gitti.

"Seni yarın yokmuşçasına seviyorum."Kendi gözleri Aslı'nınkilerle buluşunca gülümsedi. O okyanuslarda kaybolmak istiyordu, boğulmak belki.

Belkide o okyanusları keşfeden olmak istiyordu. Kendi gemisi alobora olmadan yılmayacaktı, her bir tahtası okyanusun derinlikleri boylamadan rahat edemezdi.

Chen yüzünü yavaşça Aslı'nınkine doğru yaklaştırdı. Dudakları arasında santimler oynarken odanın kapısı sertçe çarpılarak açıldı. Suho içeri hışımla girince Aslı yorganın altında kayboldu.

"Benim olayla alakam yok demesi gerekiyordu! Niye olayları bu kadar üstleniyor ki! Tanrım... Onu orda çekip çıkarmalıydım"diye kendi kendine söylenirken yorganın altındaki ikliyi hala fark edememişti.

"Seni kim kızdırdı? "diye sordu Chen. Hala kafası göğüsünde olan Aslı'nın elini tutuyordu ve yorganı ağzının üstüne kadar çekmişti.

"Aden! Dur sen geldin mi?" dedi tek kaşını kaldırarak Suho. Ellerini saçlarından geçirerek yorganın altındaki Chen'e doğru ilerledi.

"hıhı.N'oldu?"

"Ne olmadı ki? Kyungsoo bileğini burktu. Almira konserde onun yerine çıktı ve Kris Aden'e meydan okur gibi yaparak onları göndermeyi planlıyor"Suho'nun cümlesini bitirmesiyle yorganın altındaki Aslı durumunu unutarak kafasını çıkardı.

"Ne?! Kim ne yaptı?! "

DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUM.

HAYALLERİMİN YILDIZI -EXO-Where stories live. Discover now