28.BÖLÜM - Torunlarınızın ulaşamayacağı yerde saklayınız!

152K 1.8K 163
                                    

Hepinize güzel yorumlarınız ve voteleriniz için çok çok çok teşekkür ederim :) Bugün 2014'ün ilk günü ve yoğun istek üzerine 2014'ün ilk bölümünü yolluyorum. Umarım beğenirsiniz.. Hikayede biraz daha ileriye gidip Kasım ayına ulaşıyoruz bu bölüm. Bana güzel yorumlarınızla destek olduğunuz için tekrardan teşekkürler. Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin. İyi-kötü her türlü eleştiriye açığım :) İyi okumalar.. 

Bu bölümü Ayşe'ye ithaf ediyorum. Beğenmen dileğiyle Ayşecim.. :)

3 ay sonra..

“Güzel geçti yani?”

Melis ve ben odamdaki yatağın üzerine oturmuş, Kerem ve Barış’ın marketten dönmesini beklerken kız kıza dedikodu yapıyoruz. Ve Melis bana hayatının bomba haberlerini veriyor.

“Evet.” diye onaylıyor kafasını heyecanlı bir ifadeyle sallayarak. Öyle mutlu gülümsüyor ki, gözlerinin içi parlıyor resmen. “Barış’ın babası çok sempatik bir adam.. Beni de çok sevdi.”

Barış geçen hafta Melis’e evlenme teklifi ettiğinden beri hem Melis, hem de o havalarda geziyorlar. Melis elindeki tek taşla oynarken, dün akşam Barış’ın babasıyla yedikleri muhteşem yemeği anlatıyor. Hayatta her şey olabiliyormuş demek. Kim derdi ki benim biricik feministim evleneceği için ağzı kulaklarında gezecek? Kıçımla gülerdim yemin ederim! Ama şu anda resmen öyle.. Melis dünyanın en mutlu insanı gibi geziyor geçen haftadan beri. Tabi bunda Barış’ın mükemmel ötesi evlilik teklifinin de payı yok değil. Yani şöyle söyleyeyim Barış o teklifi bana yapsaydı benim bile gözüm döner kabul ederdim!

Tabi benim katkılarımı da unutmamak gerek. Övünmek gibi olmasın ama bu tip işlerde çok iyiyimdir. Benden beklenmeyecek bir şey, haklısınız.

***

Geçen hafta..

“Zeynep, bak eminsin dimi? Her şey yolunda?”

Barış barın içinde bir o yana bir bu yana şaşkın ördek misali koştururken bana endişeli bir ifadeyle bakıyor. Bense ona gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutuyorum. Bir insan bu kadar mı panik olur?! Akşamın 9’unda edeceği evlilik teklifi için saat sabahın 6’sında hem Kerem’i, hem de beni uykumuzdan uyandırıp, tabakhaneye bok yetiştirir gibi bara getiriyor. Sanki barı yıkıp evlilik teklifi için yeniden inşa edeceğiz!

“Barışçım bak zaten sabah karga kahvaltısını etmeden kalkmışım, buralara gelmişim, daha afyonum bile patlamamış, bence sen şansını fazla zorlama.”

“Tamam Zeynep yaa..” diyor endişeli bir ifadeyle etrafı süzerken. “Heyecan yaptım ne yapayım?”

“Anlıyorum canım ama bu kadarı da fazla.” diyorum gözlerimi kocaman açarak. “Bir şey yaptığın yok, bari beni engelleme.”

“Tamam, tamam.” diyor hemen ellerini havaya kaldırarak. “Sen devam et Zeynep, ben seni bölmeyeyim.”

“İyi.”

Önümdeki renkli balonlardan bir tanesini alıp, şişirmeye başlayacağım sırada Barış’ın etrafa attığı ürkek ve ne yapacağını bilemez bakışlarını yakalıyorum. Öyle bir hali var ki, sanki akşam Melis’e değil de Azrail’e evlenme teklifi edecek!

NUMARA 12Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin