23. Bölüm

1.4K 143 9
                                    

Merhaba merhaba merhaba benim biricik sevgili okuyucularım. Umarım bölümü beğenirsiniz. Iki hafta boyunca bölüm yok. Belki de o arada kitapları tekrar okuyabilirsiniz. Tabi siz bilirsiniz. Neyse bölüm şarkısı olarak Tnk-söyle ruhum var. Iyi okumalar.
Not; umarım duyuruyu dikkate almissinizdir. Neyse hoscakalin.

Mert

Kalbim yerinden sökülmüştü. Ve bunu Can yapmıştı. O bana Miray hakkındaki  şeyi söylediğinde vücudundaki bütün hücreler, kan damarlarım,... Hepsi uyuşmuştu.
Iste şimdi yıkılmak nedir biliyordum.

"Sana inanmıyorum Can. Tek kelimene bile inanmıyorum." dedim sinirle. Acılarıma aldırmadan hızla yataktan kalktım ve hızla odadan çıktım. Peşimden geliyordu ama umurumda degildi bu.

Yürüdükçe bedenimdeki yaraların açıldığını, kanamaya başladığını ve yine acı çektiğimi biliyordum ama umurumda değildi. Miray'a gerekirse sürünecek giderdim ama yine de giderdim. Can yalan söylüyordu. O ölmüş olsa bilirdim. İnan sevdigi insanı kaybettiğinde hissetmez mi?
Sinirle nefes alıp yürümeye devam ettim. Beni gören herkes önce şaşırıyor sonra da eğilerek reverans yapıyordu.
Umurumda değildi. Ne acım ne etrafımdaki insanlar, hiçbiri umurumda degildi.
Miray'ın odasına girdiğim gibi yatağa baktım. O yataktaydı. Uyuyordu. Bir sürü kabloya bağlıydı ama yasıyordu. O anda üzerime o kadar büyük bir rahatlama çöktü ki bu rahatlama ile yere yığılabilirdim.
Sinirle Can'a döndüm. Kapıda bana bakıyordu. Hızla üzerine yürüdüm ve, "Seni adı pislik. Hani ölmüştü? Sen yalancı pisliğin tekisin. Nasıl şaka bu?" dedim sinirle. Daha sonra ise hızla yüzüne yumruk attım. Hafifçe sarsılıp basını çevirdi ama yıkılmadı.
"O." dedim ve durdum. Nefes alamıyordum. Yavaşça yere çöktüm. Gözlerim hala Can'daydı.
"O-hala-" dedim ve nefes almak icin durdum. Nefes alamıyorum ama cümlemi tamamlamak zorundaydım. Onun yaşadığını kendi ağzımdan çıkan cümleler ile mühürlemeliydim.

"O-hala-ya-" dedim ama cümlemi tamamlayamadan yere yığıldım. Son gördüğüm şey yerdeki kanımdı.

Kalbimdeki ağrı ve vücudumdaki sizi ile uyandım. Uyanır uyanmaz her şeyi hatırladım. Tavana bakarken tavanın benim ve Miray'ın fotografları ile dolu olduğunu fark ettim. Bu tavanı ben yapmıştım. Miray mutlu olsun diye. Birlikte uzandığımızda boş tavana bakmak yerine kendi anılarımıza bakmamızı istemiştim. Miray bunu görünce çok mutlu olsa da bana kızmıştı. Çünkü boş tavana bakarak hayal kurabilirdik ama resimler sindi bizi engelleyecek ve sadece gecmise bakmamıza neden olacaktı. Demişti bana. Ağlayarak söylemişti bunu da. Eli de yanağımdaydı. Sanki kendisi için değil de benim için üzülüyor gibiydi. Bir gün onu o tavandaki şeyleri sökmeye çalışırken yakalamıştım. Ağlayarak, "Onu üzmenize izin veremem, vermeyeceğim." Diyordu. Onu hızla yakalamış ve ne yaptığını sormuştum. O ise cevap vermemişti. Sadece sinirlerinin bozulduğunu söylemişti. Ben de hamile olduğu için bu olayı geçiştirmiştim.

Gülümseyerek yan tarafıma döndüm. Miray orada yatıyordu. Yavaşça uzanıp onu kendime çektim ama ben daha onu tam kendime çekerken Miray'a bağlı olan aletle ötmeye başladı.

"Onun acı çekmesini istemiyorsan onu rahat bırakmalısın." dedi Can'ın sesi sakince.

Yavaşça Miray'ı yerine bıraktım ve ona döndüm.
"Sen ne anlarsın ki?" dedim sinirle. Can'ın gözü hafifçe morarmıştı.

"Senden daha çok şey anladığım kesin." dedi Can sakince ve bana baktı. Aniden gözleri şaşkınlıkla büyüdü.

"Fantastik!" dedi ağzı garip bir açı ile.

"Ne var yine?" dedim sinirle.

"Beynimden bakarsan neden öyle dediğimi görürsün." dedi Can sakince. Neden bu kadar sakindi?

Ejderha Kız 3; Kehanetin İzleri #Wattys2016حيث تعيش القصص. اكتشف الآن