15. Bölüm

1.4K 143 37
                                    

Merhaba sevgili ejderha okuyucularım. Bugün acı bir gün. Çünkü bugün Soma faciasının olduğu gün. Tam 2 yıldır orada ölen insanlar yok. Normalde böyle şeyleri sevmem ama bu sefer söylemek istiyorum. Haber izliyordum. Normalde çok duygusal biriyim. Haberlerde ağlayarak anlatan kadınları görünce çok kötü oldum.

Allah'tan bölümü bitirmek üzereydim. Ağlayan bir kadın oğlumu kaybettim ben. Ilk göz ağrımı kaybettim dedi. O an düşündüm. Insan çocuğunu kaybederse nasıl yaşar? Ağladım ve ağlamaya devam ediyorum. Kendi çocuğumu kaybettiğimi düşünemiyorum. Çok kötü ya. Allah kimsenin başına böyle bir şey vermesin.

Neyse. Bu kadar üzüntü yeter. Bölüm hazır. Ama bölüm şarkısı bulamadım. Üzgünüm. Bölüm de zaten garip bir yerde bittim umarim aklınızda ki çoğu soruyu cebaplayabilmişimdir. Bakalim tepkileriniz neler olacak?
Neyse hoşçakalın.

Can

Mert arenadan sanki ölü gibi çıktı. Hızla Lydia'yı Raylon'a bıraktım. Daha sonra ise onu takip ettim. Kılıcını arenada bırakmıştı ve arkasından kandan bir iz bırakarak Miray'ın odasına doğru ilerliyordu.

Miray'ın odasına girdiğinde ben de hızla arkasından girdim. Mert'in bayılması o kadar ani oldu ki arkasında olduğum için ve o çökmüş olduğu için bacaklarıma yığıldı resmen. Bir an ne olduğunu anlayamadım.

Daha sonra aklım başıma geldi ve hızla onu tutup kaldırmaya çalıştım. Zar zor kaldırdıktan sonra iki muhafız yanıma geldi ve bana yardım etti.

"Onu banyoya götürmeliyiz." dedim hızla ve arkasından ben de gittim.

Yavaşça küvete bıraktılar. Ben de hızla suyu açtım. Su biraz olsun dolunca hızla çeşmeyi kapattım. Ama garip bir şey vardı. Su kan olmuştu ve Mert'in vücudundaki yaralar iyileşmiyordu.

O anda donup kaldım. Bu nasıl olabilirdi? Güçlerini mi kaybetmişti? Bu nasıl olmuştu?

Ben bunları düşünürken beynim Mert'in durumunu analiz ediyor ve çözüm üretiyordu. "Sanırım normal pansuman yapmalıyız." dedi ağzım.

Muhafızlar yavaşça sudan çıkardı Mert'i daha sonra ise odadan çıkardılar tamamen. Gitmeden önce Mert'i revire götürmelerini söyledim.

Bir süre banyoda kalıp kan olmuş suya baktım. Nasıl olabilirdi bu? Nasıl olmuştu? Hızla gidip küvetin tıpasını açtım. Kanlı su hızla akıp gitti. Daha sonra odaya girdim.

Miray sakince yatıyordu yine. Uyuyordu kardeşim. Sanki hiç uyanmayacak gibi...

Sinirle aklımdaki düşünceleri sildim. Odadan çıkmak için yürümeye başladığımda yerde oluşmuş kan izlerini gördüm. Aynısı Miray'ın ellerinde de vardı. Mert'in kanı Miray'ın ellerine bulaşmıştı. Ne ironiydi değil mi ama?

Son kez sakince Miray'a baktım. Miray'a baktığımda aklıma Lydia'nın bana bakışı geliyordu. Miray gibi bakmıştı bana. Miray mı olmuştu o? Nasıl olmuştu bu?

Aklimdaki düşünceler ile odadan çıktım ama çıkarken Mert'in kanından oluşmuş yola bastım.

"Buraları temizlesinler." dedim sakince kapıdaki muhafızlara. Daha sonra ise revire ilerledim aklımdaki düşünceler ile.

Selina Teyze nereye kaybolmuştu mesela? Lydia nasıl Miray olmuştu? Hala Miray mıydı? Mert neden iyileşemiyordu?

-----

Mert tam tamına 6 saattir uyuyordu. Evet tam tamına 6 saat durum bir dakika. Şimdi 6 saat 1 dakika oldu.

Mert'e pansuman yapıldıktan sonra onu odasına getirmişler ve yatağına yatırmışlardı. Bu arada ben kanında tam olarak anlayamadıkları bir şey bulduklarını öğrenmiştim. Ben de onun getirildiği dakikadan beri uyanmasını bekliyordum. Evet lanet olsun ki sadece bekliyordum. Yapacak başka bir şeyim yoktu ki. Önce onun uyandığını görmek zorundaydım. O bana emanetti. Bu arada Mert resmen mumyaya dönmüştü. Her tarafı sargı beziydi.

Ejderha Kız 3; Kehanetin İzleri #Wattys2016Donde viven las historias. Descúbrelo ahora