3. Bölüm

2K 153 4
                                    

Merhaba merhaba merhaba. Nasılsınız sevgili ejderha okuyucularım? Ben iyiyim. Biraz geç oldu özür dilerim video yuklemede bir sorun yaşadım da. Bu bölüme şarkı bulamadım. Bu nedenle siz sevdiğiniz bir şarkıyı açıp onunla okuyun.

Bu arada bu sefer röportaj yok. Çünkü bugün tenefuste vakit bulamadık cekelim. Bu bölümde kendi cektigim bir video var. Umarim begenirsiniz. Kisa oldu ama guzel oldu bence. Neyse iyi okumalar. Yb salı günü gelecek merak etmeyin. Sanırım bu bölümden sonra belki beni döversiniz. Neyse. Umarim beğenirsiniz. Belki de begenmezsiniz. O size kalmış. Yine aksiyon yok aksiyonlar diğer bölümlerde başlayacak. Cok az bir aksiyon var. Neyse by. Öpüyorum hepinizi 😚😚😊☺😈.

Can

İçimdeki korkuyu birazda olsa bastırdım. Melek yavaşça koluma girip beni kendine çekti ve yanımızdan geçen kadınlara gözleri kısık bir şekilde baktı. Ben kadınları fark bile etmemiştim. Güldüm. Kıskanıyordu beni meleğim.

Yavaşça kulağına eğildim ve, "Kıskanmana gerek yok meleğim. Sonuçta akşam yatağa benimle giren sensin." diye fısıldadım.

Melek hızla kızardı ve önüne baktı. Gülümsedim. O anda kalbime bir ağır saplandı. Mert işte benim hissettiğim bu hislerden mahrum kalmıştı. Benim meleğimin yerinde onun için Miray vardı. Benim yerimde o vardı. Nefes almak zor geldi bir an. Ben Melek'siz ne yapardım?

Neler hissettiğimi belli etmemem lazımdı Melek'e. Yoksa o da üzülecekti. Hatta benden daha çok üzülecekti. Hislerimi normale döndürmeye çalıştım.

"Biraz gül Can." dedi Melek gülümseyerek hüzünle.

"Bence beni fazla zorlama Melek. Zaten sınırdayım. Her an ağlayabilirim." dedim sakince.

"Tamam." dedi üzgünce. Biliyordum ona böyle davranmamalıydım ama ne yapacağımı, ne düşüneceğimi bilmiyordum. Garip bir haldeydim. Melek yavaşça kendini geri çekti.

Ben ise uzandım ve onu tekrar kendime çektim. "Özür dilerim. Sadece biraz garibim. Bana şu aralar bulaşma bence." dedim üzgünce.

"Peki." dedi sakince ama gözlerinde gördüğüm ışığa bakılırsa onu kırmıştım. Ama anlıyordu beni. Kardeşini kendi yüzünden kaybetmeyi anlıyordu. O böyle bir şey yapmamıştı ama biliyordu neler hissettiğimi. O sadece kendimi suçlamamam için uğraşıyordu.

Konuşmadan antreman sahasına vardık. Yavaşça izleyici kısmına geçtik ve antrenmanları izlemeye başladık. Talha dövüşen iki kişiyi izliyordu ve onlara neler yapmaları gerektiğini gösteriyordu. Mert ise bir gruba kılıç hakkında bilgi veriyordu. Bir süre sakince oturup onları izledik.

"Kılıç sizin elinize değdiği anda onu kendi kolunuz gibi sahip çıkmalısınız. Onu kendi kolunuz gibi hareket ettirmelisiniz. Bunun için de bolca antreman yapmalısınız. Size temel hareketleri öğreteceğim. Gerisi size kalmış." dedi Mert sakince.

Sakin görünüyordu. Yanımdan ayrılan o insan gibi değildi. Sakinleşmişti. Şu an ki garipliği kılıca garip bir şekilde bakmasıydı. Sanki kılıcı eline alıp kalbine saplamamak için kendini zor tutuyordu. Neler düşünüyordum ben ya? Mert buna cesaret edemezdi değil mi?

"Belki de temel hareketleri size karşılıklı göstermeliyiz. Aklınızda daha iyi kalır." dedi sakince ve Talha'ya döndü. Aklında ne vardı onun?

Ejderha Kız 3; Kehanetin İzleri #Wattys2016Donde viven las historias. Descúbrelo ahora