14. Bölüm

1.4K 148 26
                                    

Merhaba merhaba merhaba sevgili ejderha okuyucularım. Nasılsınız ? Ben gayet iyiyim. Bölüm hazır ve okumanızı bekliyor. Bakalım ne düşüneceksiniz ? Bölüm şarkısı Ruelle-Storm. Vote ve yorumlarinizi dört gözle beliyorum. Hoşçakalın . Fesatlı günler dilerim 😈😈😈. Geç geldiği için de özür dilerim. 😐

Can

Birkaç gündür sakindim değil mi? Hatta fazla sakin. Ama bugün öfkeliydim. O kadın resmen kardeşimin yerine geçmişti. Daha doğrusu geçmek istemişti. Ama asla başaramazdı. Onun yerini kimse alamazdı. Işte bu yüzden sakinliğimin yerini sinirlilik almıştı. Hissizlik gitmişti ve yerini öfke almıştı. Miray'ın yerini almak istiyorlardı. Buna izin vermezdim. Benden önce Mert izin vermezdi.

Şu anda ne haltlar döndüğü hakkında hiçbir fikrim yoktu. Sadece bir an Mert'e yenilen o cadıya kardeşleri yardım etmiş ve arenanın ortasına inmişlerdi. Daha sonra ise aniden arenanın ortasında bu balon gibi şey oluşmuştu.

"Lanet olsun." dedim sinirle. Selina da kaybolmuştu. Sanırım o da o balon gibi şeyin içindeydi.

Sinirle oturduğum yerden kalkıp balona doğru ilerledim. Içeri girmeliydim. Burada öylece duramazdım. Tam birkaç adım atmıştım ki o cadıların tarafından biri, "Ne oldu? Donup kaldınız? Yoksa Kral'ınız öldü diye mi üzülüyorsunuz? Merak etmeyin ölümü o kadar kolay olmayacak. Acı çekerek ölecek." diye bağırdı. Daha sonra ise hep birlikte kahkaha attılar.

O anda sinirle onlara döndüm. Ejderha halkı hızla ayaklanmış ve onlara doğru ilerliyorlardı. "Donup kalmamız şaşkınlığımızdan. Korkumuzdan değil. Eminiz ki o kalkandan sadece bizim Kral'ımız çıkacak. Bizim şaşkınlığımızın asıl nedeni sizin cadılarınızın meydan okumaya hakaret etmiş olması." dedi Warlon sinirle onlara doğru ilerlerken. Sanırım onları durdurmam ve olası bir kavgayı önlemem gerekiyordu. Ama hiç yapasım yoktu.

"Meydan okumaya hakaret eden saygın aile üyelerimiz mi? Bizce asıl sizin o kanı bozuk Kraliçe'niz meydan okumaya gelmeyerek hakaret etti." dedi onlardan biri. O kanı bozuk mu dedi? Hızla yönümü değiştirdim.

"Ay durun bir dakika o hamileydi. Değil mi? Aa Kral ve Kraliçe yeni evlenmedi mi? Bu çocuk nasıl çıktı?" dedi bir kadın onlardan hemen.

"Acaba kimden?" dedi başka bir ses.

Işte şimdi canım sıkılmıştı. Resmen benim kardeşime hakaret etmişti. Sinirle ilerlemeye başladım. Öfke bedenimi ele geçiriyordu.

"Şu an 100. Taht soylusu, 50. Ejderha Kraliçe Miray Müge Aydın'ı bütün ejderha ırkının hatta bozulmuş kanı taşıyan yaratık ejderhaların bile Kraliçe'si olan Majesteleri'ne hakaret ettiniz. Infaz edileceksiniz." diye bağırdı Talha arkadan.

"Sen mi bizi infaz edeceksin?" dedi öndeki tipsiz adam. Durun ona adam denmez. Erkek olabilir ama adam olamaz.

"Ah ne oldu? Doğruları kaldıramıyor musunuz?" dedi bir ses onlardan.

"Yoksa Kraliçe'nizin bir kaltak olduğunu mu kabul edemiyorsunuz?" diye bağırdı başka bir kişi onlardan.

O anda onlar kahkaha atmaya başlarken bizim grup ise hızla onlara doğru ilerliyorlardı. Hızla iki grubun arasına geçerken, "Yeter!" diye bağırdım.

Hızla iki grupta durdu ve şaşkınca bana baktı.

"Ah Dük hazretleri de gelmiş sonunda." dedi onların gruptan bir ses yine. Talha hızla öne atıldı ama onu kolundan tutup durdurdum.

"Bunu ben hallederim." dedim sakince. Önce itiraz edecek gibi olsa da sonra durdu.

"Şimdi." dedim ve gruba döndüm. Daha ben askerlere etraflarını sarmalarını söylemeden onlar grubun etrafını sarmıştı. Sanırım kavga başlar başlamaz yapmışlardı bunu ama ben fark etmemiştim.

Ejderha Kız 3; Kehanetin İzleri #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin