34.Bölüm evlen Benimle

Start from the beginning
                                    

"Limonata var mı?"

"Ne?"

Sorusuna Azat şaşırırken Begüm Azat'ın masasına geçip üstüne zıplayıp oturdu.

"Ne yani ona laf yetiştirip yok toplantın olduğunu biliyordum ama bilerek girmek istedim falan deyip şimdi onun çenesini mi çekecektim. Vallahi işim olmaz. Şu sıcak havada en güzeli buz gibi bir limonata içip işime yani Azat'a odaklanmak."

"Hangisine basınca Canan'ın telefonu çalar canım."

Masanın üstündeki telsiz telefona uzanıp eline aldığında Azat başını yukarıya kaldırıp "ya sabır" dedi ve Begüm'ün yanına doğru yürüyüp tam karşısında durdu.

"Benimle ilk oyunun bu mu? Sabır testi mi yapıyorsun?"

Azat tane konulurken bakışları Begüm'ün açık bacaklarında ve göğüs çatalında gidip gelince o tane tane sakince konuşan adamdan eser kalmayıp gözleri öfkeyle parladı.

"Sen bu bir tarafını kapatmayan elbiseyle..."

Sesi yükselen Azat'ın ağzına anında Begüm ellerini bastırıp kapattı.

"Şşt sessiz ol. Verdiğin sözü hatırlatırım Azat ben ne dersem ne yaparsam karışmayacaksın. Bugün canım böyle giyinmek istedi giyindim. Şimdi kes o kalın sesinide bana buz gibi bir limonata söyle hava çok sıcak yandım ya."

Gözleri irileşen Azat gece karalarını kırpıştırınca pek bir tatlı olmuş Begüm onu öpmek için içinden coşup gelen dürtüyü zar zor zapt edebildi.

Begüm'ün sözleriyle renkten renge giren Azat içinden kendine küfretti. Begüm belli ki burnundan getirecekti ve şimdiden verdiği söze pişman olmuştu. "Dur ama" dedi içinden tekrar." Madem bu benim ilerimiz için geçmem gereken bir sınav, bende çatlayıp patlasam bile ağzımı açmayacağım ve bu sınavı geçeceğim."

"Limonatanı söyleyeyim."

Azat telefonu Begüm'ün elinden çekip alırken Begüm keyifle güldü. Nişanlısının böyle mülayim oluşu pek bir hoşuna gitmişti.

***
Aradan geçen iki saatin sonunda Begüm çoktan limonatasını içmiş hala gitmeyip Azat'ın yanında olup ona bulaşmaya devam etti.

"Saatlerdir bilgisayarda tıkır tıkır ne yazıyorsun?"

Azat'ın başında durup omzunun üstünden eğildi ve önündeki rakam dolu kağıtlara sonrada bilgisayar ekranına baktı. Yaklaşık iki saattir buradaydı ve sürekli konuşup Azat'a gelen telefonlara cevap veriyor Azat'ın hazırlaması gereken işleri sabote edip onu çıldırtıyordu. Bugün kaç kez sabır çekip kaç kez patlamamak için kendisini sıktı sayamadı Azat'ın ama karşısındaki sabırlı Azat gerçekten Begüm'ü şaşırtıyordu. Sinirden yüzü kıpkırmızı bile olsa hiç sesini çıkarmıyordu Azat.

"Çalışıyorum Begüm, bir izin versen güzelim."

Kar beyazı gömleğinin kollarını katlamış kravatı hafif gevşemiş halde çalışan Azat'ı geri çekilip süzdü.

"Bu adam niye bu kadar yakışıklı? Hayır o Allah vergisi bir şey diyemem de niye bu kadar jilet gibi dikkat çekici giyinip onca kadının çalıştığı bu yere geliyor."

İçine dolan kıskançlıkla dudaklarını ısırırken aklına gelenlerle önce sırıtıp sonra kaşlarını çattı ve Azat'a yaklaştı.

"Ayağa kalsana."

"Begüm bırak benimle uğraşmayı da hadi dergi falan oku sevgilim, bak zaten işim biter bitmez çıkacağız."

"Nereye? Bir dakika ya ben sana seninle bir yere geleceğim falan demedim. Öyle kafana göre iş yapmak yok. Ayrıca bir saniye kalk ayağa hadi."

AŞKIN BEDELİWhere stories live. Discover now