11.Bölüm Barış ilan ediyoruz

En başından başla
                                    

Babasının gülüşü kulağına gelince tebessüm etti. Begüm'e kalsa Bekir amca diyecekti ama Yakup bey ayıp karşılayacağını söylediğinden Bekir baba diyordu mecburen.

"Onunda sana selamı yavrum öpüyoruz seni."

"Bende babacım iyi akşamlar."

Telefonu kapattığında en iyisi cadde sonunda bulunan taksi durağına gitmek olduğuna karar verip adımlarını sıklaştırarak yürümeye başladı. Hızlı hızlı yürürken aynı saatlerde şirketten çıkan Azat eve gitmek üzere arabasının içinde ilerlerken telefonunun çalmasıyla arabayla bağlatılı olan telefonundan ekrana yansıyan isim ile gülümseyip hemen cevapladı.

"Efendim annem."

"Azat'ım ne yapıyorsun oğlum?"

"Şimdi şirketten çıktım yoldayım hayırdır bir isteğin mi var?"

Kaç yaşına gelirse gelsin Azat annesinin böyle sık aramalarından herhalde hiç bıkmazdı.

"Yok yavrum bir isteğim yok da şey diyeceğim."

Leyla, kayın validesinin çöpçatan hallerine gülmeden duramadı. Kayın valide gelin son haftalarda bazı durumların farkına varmış ve kendilerince bir şeyler yapayı planlamışlardı.

Azat'la Begüm'ün birbirlerine karşı olan soğuklukları, aileler olmadıkça görüşmemeleri ve hiç nişanlı bir çiftmiş gibi davranmamaları kafalarında bazı soru işretleri yaratıp iki gencin aralarının bozuk olduğu kanaatine varmışlardı. Onların araları düzelsin diye uğraşıyorlardı.

"Dinliyorum annem."

Meliha hanım Leyla'ya eliyle susmasını işaret edip hemen oğlunu yanıtladı.

"Begüm'ün tam kurstan çıkma saati oğlum e bugünde hava pek bir soğuk geçerken onu da alsan ya? Aslında ben araba yollayacaktım da Mehmet'i başka bir yere gönderdim araba yok annem."

Sıkıntıyla nefes alan Azat bir şey belli etmemek için kendini frenledi. Annesi sonuçta nişanlısını almasını istemişti değil mi? Normaldi yani annesine göre çok normaldi.

"Tamam alırım ben Begüm'ü sen merak etme anne ben konuşurum onunla."

Oğlunun sesindeki kinayeyi Meliha hanım çok net bir şekilde anlasa da anlamazdan geldi. Azat resmen ben nişanlımla konuşurum, sen karışma anne dercesine bir ses tonuyla konuşmuştu.

"Hay yaşa yavrum. Serpil'i de yemeğe çağırdım Yakup babanlar yok ya Begüm'ü direkt bize getir sen."

"Tamam anne hadi kapatıyorum."

Annesinin kendisiyle Begüm'ü bir araya getirmeye çalıştığından bir haber olan Azat, kursun olduğu caddeye doğru arabasının direksiyonun çevirip Begüm'ü aramaya koyuldu.Uzun uzun çalan telefon en nihayetinde açıldığında Azat, karşı taraftan gelen ve hiç hoşuna gitmeyecek olan o ağlamaklı sesi duyup kaşlarını çattı.

"Azat..."

"Begüm ağlıyor musun sen ? Bir sorun mu var?"

"Azat ben..."

Kendini tutmakta zorlanan Begüm'ün gözünden yaşlar akarken ağzından kaçan ufacık bir hıçkırıkla Azat kaşlarını daha derin çattı.

"Begüm nerdesin sen niye ağlıyorsun?"

Azat, gergin sesiyle konuşurken kursun önüne gelip durdurduğu arabasından hemen aşağı indi.

"Beni gelip alabilir misin ne olur?"

Azat, çaresizce kendisine yalvaran sesle konuşan Begüm'ün halinden iyice endişe duymaya başladı.

"Zaten seni almaya geldim kursun önündeyim. Şimdi sakin olup hemen aşağı gel ve ne olduğunu bana şimdiden anlatmaya başla Begüm."

AŞKIN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin