10.Bölüm Aşık Bir Kalbe Kimsenin Sözü Geçmez...

En başından başla
                                    

Kahveler içilip sohbetler edildikten sonra Begüm kalmak için müsaade istediğinde aslında Meliha hanım yemeğe kalmasını isteyecekti ama sonradan düşünüp fikrinden vazgeçti. Azat gelmeden Begüm'ün gitmesi daha doğruydu çünkü kıyafeti yüzünden oğlunun tepki vereceğini çok iyi biliyordu. Şimdi geliniyle oğlunun arası açılsın hiç istemezdi.

"Annenlere selam söyle Begüm."

"Söylerim Meliha anne görüşürüz."

Vedalaşma faslı biraz uzayınca Begüm, daha evden çıkamadan avlunun kapısı birden açıldı ve kulaklarına erkeksi iki sesin gülüşmelerini duyulunca Meliha hanım yüzünü buruşturdu. Geç kalmıştı işte Azat gelmişti.

"Babamla amcam geldi."

Eymen koşarak amcasıyla babasının yanına giderken Begüm, neredeyse on güne yakındır hiç görmediği Azat'ı görecek olmasından dolayı içinden söylense de dışından bir şey belli etmedi ve arkasını döndüğü an karşılaştığı sert bakışlarla duraksadı.

Azat'ın gözleri öfkeyle koyulaşmış halde Begüm'e bakıyor boynundaki damar sanki git gide belirginleşiyordu. Bir kaplan edasıyla yavaş ve ürkütücü adımlarla Begüm'e doğru yürümeye başladığında genç kızın tam karşında durdu ve hiç çekinmeden gözlerini Begüm'ün üzerinde ağır ağır gezdirip kıyafetini baştan ayağa inceledi.

Neredeyse kalçalarını gösterecek olan Azat'a göre külot, Begüm'e göre şort olan kumaş parçası, uzun ince bacalar ve ojeli parmaklarına geçirilen rahat parmak arası terlikler... Azat için bunların oluru yoktu olamazdı.

"Tatildeyiz ya giy tabi çekinme!"

"Merhaba..."

Azat'ın bakışlarından rahatsız olan Begüm, sessizliği bozmak adına haifif gülümseyip konuştuğunda Azat cevap vermedi. Eğer iki dudağını aralarsa kükreyecekti. Oyunda olsa onun diye anılan bir kadın bu şekilde asla giyinemezdi. Burası asla yeri değildi. Tatilde değildi Begüm

Gözlerini kapatıp açan Azat'ın çatık kaşlarıyla sessizce durmasından bir durumun olduğunu anlayan Mustafa, annesiyle Leyla'yı alıp yukarıdaki salona çıkarttı. Azat, ailesi daha merdivenleri çıkarken daha fazla sabredemeyerek Begüm'ün kolunu tutuğu gibi kenara çekti.

Azat tarafından karga tulumba ne olduğunu anlamadan kenara çekilen Begüm kaşlarını çatıp Azat'a kızgınca bakarken kolunu çekmeye çalıştı.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

Azat'ın ürkütücü bakışları gibi sert sesi de insanı korkudan cinsten çıkmıştı. Gözlerini Begüm'ün gözleri üstüne dikip son derece sert bir şekilde kaşlarını çatarak konuştuğunda Begüm dişlerini sıktı. Bu adam kendini ne zannediyordu.

"Asıl sen ne yapıyorsun bırak kolumu."

Azat kadar olmasa da sesini yükselten Begüm, karşı çıktı. Aniden ne olmuştu anlamıyordu.

"Bana sakın sesini yükseltme. Sen beni katil mi edeceksin Begüm? Oyunda olsa sen nasıl böyle çıplak gezersin?"

Duyduklarıyla şaşkınlığa uğrayan Begüm daha çok sinirlendi. Şimdi anlaşılmıştı Azat beyin derdi de Begüm'ü bu durum ilgilendirmiyordu. En başta birbirimize karışmayacağız derken bu her anlamdaydı. En azından Begüm böyle olduğunu düşünmüştü.

"Çıplak mı geziyorum ben? Kör müsün üstüm giyinik."

Kendisini savunan Begüm'e karşı sabır çeken Azat, ellerini sıktı.

"Bana bak kızım benim sabrımı zorlama. Herkes senin benim nişanlım olduğunu biliyor mu biliyor ve sen kılığına kıyafetine dikkat etmek zorundasın. Bir daha yarı çıplak vaziyette dışarı çıkarsan, ailemin yanına gelirsen yemin ederim seni...''

AŞKIN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin