7.Bölüm Mutlu musun?

En başından başla
                                    

Begüm'e  Dikkat et...

Kızına ne kadar güveniyorsun Yakup Kılıç? Onun seni kandırmadığından ne kadar eminsin?
Aylar önce kızının senden izinsiz gittiği gece kulübünde olanlardan haberinin olmadığını bilerek sana küçük bir iyilik olarak bu zarfı yolluyorum. Oğluna ve kızına çok dikkat et...

Çok güvendiğin evlatların arkadan iş çeviriyor, gece kulüplerinden karakollardan çıkmıyorlar. Umarım kızının bu görüntüleri seni biraz kendine getirir...

Donup kaldı Yakup Bey kağıt elinden düşerken okuduklarının şoku ile ne yapacağını bilemez halde donup kaldı. Kravatını gevşetirken fotoğrafları eline aldı ve asıl şoku o an yaşadı.

"Begüm... Azat."

Elinde tutuğu kamera görüntüsünden çekildiği belli olan kareye inanamıyordu. En yakın arkadaşının oğlu Azat ve biricik kızı Begüm gece kulübü olduğu belli olan bir mekanda iç içe girmiş halde öpüşüyorlardı.

Kare öyle bir yakalanmıştı ki Azat'ın Begüm'e Aslı'yla ilgili içini döktüğünde başını boynuna yasladığı kısımdı ve Begüm'ün başını kapatıyor sanki birbirleri öpüyorlar gibiydiler. Bu karede anlamışmıştı Azat olduğunu ama başka açılardan çekilmiş karelerde anlamıştı kızıyla Azat'ı. Azat'ın Begüm'ün çenesinden öptüğü
fotoğraf ise ap açıktı.

"Nasıl olur bu? Azat'la Begüm önceden tanışıyor ve... Ve birlikteler miydi? Bu kız ne zaman gitti buraya?

Kaşlarını çatıp kravatını çıkardı. Evladını böyle yetiştirmemişti... Bunları hak edecek bir baba değildi. En yakın arkadaşının oğlu ile kızını bu hallerde görmeyi hak etmemiş bir babaydı. Hangi baba isterdi böyle bir şeyi görmeyi.
Üçüncü fotoğrafı eli titreyerek çevirdi ve gördüğü görüntü ile kalbi yerinden çıkacak gibi hızlıca atmaya başladı.

Çok yakındı... Çok fazla yakınlardı birbirlerine. Begüm'le bedenleri birbirine yaslıydı. Aslında aynı anda çekilmiş başka kareydi ama Yakup beye aynı gecede her biri başka geldi.
Göz göze bakıyorlardı. Hangi baba kızının bir erkekle böylesine samimi hallerde ulu orta gezmesini isterdi.

"Aaa..."

Sinirine hakim olamayıp masanın üstündeki dosyaları bağırıp elinin tersiyle yere fırlattı.

"Bu nasıl olur nasıl? Onlar utanmadan gözümüze baka baka nasıl yalan söylerler. Allah kahretsin Begüm... Beni düşürdüğün şu hale bak. Kime kimi emanet ediyorum ben."

Cebinden telefonunu çıkardığı gibi rehberden Güney'in adını buldu ve burnundan soluyarak hesap sormak için Güney'i aradadı.

Telefonu açan oğluna ağzına geleni sayıp bağırırken Güney babasının dediklerine şaşırmış halde kendini savunmak istedi ama öfkeden deliren babası buna müsaade etmedi.

Aradan geçen dakikaların ardından tüm sinirini oğlundan çıkaran Yakup Bey bir biri ardına lafları sıralarken Güney, sıkıntı ile hala babasına bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.

"Baba ama sen beni dinlemiyorsun."

"Neyini dinleyeceğim ben senin? Kim bana bu zarfı gönderdi bilmiyorum ama helal olsun o gönderene. Eğer bu zarf elime gelmeseydi öz oğlumla öz kızımın nasıl iş birlik içinde olduğunu öğretmeyecektim."

Güney ellerini saçının arasından geçirip ofladı.
Kim neden babasına bu durumu haber vermişti anlamıyordu.

"Allah aşkına şöyle konuşma baba. Begüm bir cahillik yapmış, tamam onaylamıyoruz ama oldu bir kere o gece Yaren aradı beni, kavgaya karıştıklarını karakolda olduklarını söyledi bende gidip onları oradan aldım iki tarafta şikayetçi olmadığından da konu kapandı."

AŞKIN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin