18. BÖLÜM: "TESLİMİYET"

1.8K 101 71
                                    

İyi okumalar dilerim.

Bölüm şarkısı: Ellie Goulding - Love Me Like You Do

Bolca ara yorum atar mısınız? Sizin yorumlarınızı okumak benim için bir zevktir. Ayriyeten, merak ediyorum. Şimdiden teşekkürlerimi sunarım.

Geçen saniyelerin ciğerlerime uyguladığı baskı ile geceliğimi üzerimden çıkarma isteğim artıyordu. Acı dolu inlemeler ve bağırtılar odaların duvarlarında gezinirken, gözümden akan yaşa sebep olamamıştım.

Bu yaş üzüntüden değildi. Bu yaş, Barkın'ın intikamını kendi ellerimle alamamanın kuyruk acısıydı. Başka ihtimaller söz konusu bile olamazdı. Zira Barkın'ın kanını, dilimin ucunda tadarak hissedecektim.

Odanın kapısına vurulduğunda aniden ayağa kalktım ve bir iki adım geriye giderek, Anıl'a atabileceğim, darbe edici bir şeyler aradım. Gözyaşlarım damlalar hâlinde parmağıma dokunuyordu ve kendimi titremelere bırakmak üzereydim. Omuzlarımı düşürdüm ve komodinin üzerindeki vazoyu kavradım ve başımın gerisinde tutarak, atmak için kendimi konumlandırdım.

Kapı bir anda ayağımın ucuna düştüğünde, elimdeki vazoda istemsizce Barkın'a doğru ilerlemeye başladı. Dudaklarımdan çıkan acı senfonileri, Barkın'ın başında son bulmuştu. Vazo kırıklar hâlinde halıya dökülürken, Barkın'ın tepki vermemesi bir şeylerin ters gittiğinin habercisiydi. Barkın'ın bulanık bakan gözleri ve şakağından, yanağına doğru uzanan uğursuz sıvı bir iki adım gerilememe neden olmuştu. Havada kalmış elim, aralanmış dudağıma uzandı.

"Barkın," deyip vazo kırıklarının arasından ilerlerken, Barkın eli ile durdurdu. Gözlerim dehşetle Barkın'ın hareketlerini izliyordu. Barkın dolaptan havlu çıkarttı ve başına tuttu. Kan, havluyu kaplıyordu ve benim tek yapabildiğim şey, geceliğimle durmaktı. Barkın bana baktığında, göz bebeklerinin koyulaştığını görmüştüm.

"Canın acıyor mu?" diye fısıldadığımda başını sağa sola salladı ve reddetti. Ayağa kalktı ve yavaş adımlarla yaklaştı. Kanlı elleri ile saçlarıma dokunduğunda titremiştim. Yaprağın ağaçtan düşüşü misaliydi, rüzgâra kendimi kaptırıvermiştim. Parmakları yavaş hareketlerle geceliğimin eteğine doğru ilerlerken, ben de uyandırdığı hissiyatlar titremekten ve korkmaktan öteye gidememişti. İfadem donuklaşmıştı ve gözlerim Barkın'ın gözlerine takılmıştı. Elleri, geceliğimin eteğini kavradığında titrekçe nefes almıştım. Geceliğim yavaşça yukarıya çıkarken, Barkın'ın gözleri gözlerim ile buluştu.

"Bu geceliği neden giydin?" dedi ve gözlerini kaçırarak, geceliğimin eteğine gözlerini dikti. Parmak uçlarının tenime değdiğini hissettikçe yanıyordum. Barkın gözlerini kapattı ve geceliğimi bir anda üzerimden çıkartarak ayağa kalktı. Gözlerini açtığında, mavi gözlerime kenetlenmişti.

"Barkın," diye fısıldadığımda işaret parmağı, dudağımın üzerinde durdu ve nefesimi hissetti. Komodinin üzerine attığım tişörtü eli ile kavradı ve üzerime yavaşça giydirdi. Nefes alışverişlerim yavaşlamıştı ve gözlerim, Barkın'ı sakince izliyordu. Barkın'ın parmakları, belimin açık kalan yerlerinde daireler çizerken, yavaş adımlarla yatağa ilerlemiştik. Barkın gözlerini, gözlerimden ayırmıyordu. Yatağın üzerindeki şortu aldı ve gözlerini gözlerimden çekti. Başını yavaşça eğdiğinde gözümden akan yaşa engel olamamıştım. Yanağımı yakarak ilerleyen gözyaşı, çeneme ulaştığında titredim ve Barkın'ın hareketlerine dikkat kesildim.

Kırılacakmışım gibi davranması canımı acıtırken, şortu bacaklarımdan, bacaklarımı kırarcasına geçirmesi garipsememe sebep olmuştu. Bir anda ayağa kalktığında, korkmama engel olamamıştım. Ben, Barkın'a teslim olmuştum.

ACI VAVEYLÂLARWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu