7. BÖLÜM: "KARANLIK"

2.6K 158 57
                                    

İyi okumalar dilerim.

Bölüm şarkısı: Apocalyptica Ft. Lacey Sturm - Broken Pieces

Tiz bir vaveylâ yükseldi çatlamaya yüz tutmuş dudaklardan. Bu vaveylâ acının beden bulmuş hâliydi. Birkaç dakika sonra kırbacın çıkartmış olduğu o ince ses kulakları tırmaladı. "Yapma..." diye fısıldadı hemen arkamda oturan aciz beden. Gözyaşları yağmur oldu. Yağdı, yağdı, yağdı...

"Lavin, Uras ve ben kuzen değildik," dedi ve derince bir nefes aldı. Dudaklarım istemsizce aralanmıştı. Başımı sağa sola salladım. Bu... İnsanın düşebileceği dip noktaydı. Aldatılmışlık hissi. Dünyadaki hiçbir his, bu hissin yerini tutamazdı.

Barkın, "Devam et!" diye bağırdığında gözlerimi kapattım ve alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. Kan, dilimin etrafında raks ederken aklımda dönüp dolaşan senaryolardan korkmaya başlamıştım. Bahar sustu ve konuşmadı. Onun dudaklarından koparabildiğimiz tek şey acı vaveylâsı olmuştu. Barkın, Bahar'ın beyaz tenine sert bir yumruk geçirmişti. Bu, beni korkutmuştu. Titredim ve gözlerimi daha sıkı bir şekilde kapattım. Barkın'ın adımlarını duydum. Ölüme fazlasıyla davetkâr ediyordu. Sonra, "Çıt!" sesi duydum diz kapaklarından.

"Lavin, gözlerini aç."

"Hayır, açmam! Bunu benden bekleme..." diye söylendim. Bileklerimde bir baskı hissettim. Sonra o baskı tamamen kalktı. Gözlerimi tamamen açtığımda beni çözmüş olduğunu gördüm. Barkın, başını eğmişti ve kemikli yüzünü gözler önüne seriyordu. İpler ve kelepçeler yerle buluştuğunda Barkın'ın omzundan tutundum ve yavaşça ayağa kalktım. Barkın koluma girdiğinde gözlerim onunla buluştu. Bu tutuş, "Sana değer veriyorum," cümlesinin tanımı değildi. Bu tutuş, "Senin canını yakanların, canını yak!" cümlesi ile eş değerdi. Bahar'ın canını yakmam için bana destek oluyordu. Eceli olacağım düşmanın koluna girmek pek doğru olmasada buna mecburdum. Barkın benim güç kaynağımdı ve ben, güç almaktan gocunmamalıydım.

Bahar'ın tam karşısına geçtiğimde Barkın belimden tuttu ve kulağıma eğildi. Nefesi saçlarımda dolanırken, gücümü fazlasıyla topladığımı hissediyordum.

"Hadi, güzelim! Konuştur şunu!" diye kulağıma gürültülü bir şekilde fısıldadığında başımı salladım ve derince nefes aldım. Barkın'ın elleri vücudumdan uzaklaştığında gözlerimi kapattım ve Barkın'ın bana yaptıklarını hatırlamaya başladım. Bütün işkenceleri... Sanırım güç kelimesinin sözlük tanımına erişmeye başlamıştım.

"Bahar, Uras'la aranda ne var?" diye sorduğumda Barkın'a baktı ve yutkundu. Derince nefes aldı ve gözlerini gözlerimle buluşturdu.

"Uras benim eski sevgilimdi..." dedi ve başını aşağı eğdi. Gözlerim Barkın'a döndüğünde, Barkın omuz silkti ve elindeki aleti bana uzattı.

"Bu ne?" diye sorduğumda ellerini ceplerine koydu ve sallanmaya başladı. Gözleri diğer aletleri tararken, dudaklarını araladığını gördüm.

"Muşta," dediğinde muştanın deliklerine parmaklarımı geçirdim. Elimi havaya kaldırıp gösterdiğimde gözünü kırptı ve başparmağını gösterdi. Bahar'a baktığımda tek kaşını kaldırmıştı. İçimden gelen kin, elime dolandığında bir hışımla Bahar'a vurdum. Bu... İyi hissettirmişti. Kanlar akarken aklımda sadece düğüm olmuş hisler vardı. Tekrar vurduğumda Bahar'ın yüzü dağılmıştı. Barkın, elimden muştayı aldığında gözlerine baktım. Dudaklarından, "İşte böyle..." cümlesini duymak beni yatıştırmıştı. Elime çakmak ve bir alet verdiğinde gözlerimi açtım. Bunlar neydi böyle?

"Bu ne?"

"Baston kilit. Çakmakla ısıt ucunu," dediğinde çakmakla ucunu ısıttım ve Bahar'a baktım. Boynuna yaklaştırdığımda geri çekildi ve derince nefes aldı.

ACI VAVEYLÂLARWhere stories live. Discover now