13. BÖLÜM: "SİYAH"

1.6K 117 77
                                    




İyi okumalar dilerim.

Bölüm şarkısı: Skylar Grey - I Will Return

Evin çatısında oturup, yıldızları izlemek ne kadar güzeldi? Ne kadar huzur veriyordu? Veyahut da hangi muhayyellerin ötesindeydi? Bilmiyordum. Şu geçen süre zarfında başıma gelen musibetler kesilmiyordu ve gün geçtikçe artmaya devam ediyordu. Tişörtümün açık yerinden, ay ışığının etkisiyle parlayan Barkın'ın izleri, nefesimi titrekçe solumama sebep oluyordu. Kan kokan kelimelerim, nefesimi mabedine alıyordu. Ölü bedenlerin ruhlarını taşıyan omuzlarım ve parmak uçlarım, "Sen katilsin!" diye bağırıyorlardı. Belki de öldürdüğüm insanlar, aklımda sıkışıp kaldıkları için beni suçluyorlardı. Fakat öldürdüklerimin hiçbiri masum değildi. Masum olmanın yanından bile geçemiyorlardı. Hepsi hayatları boyunca nane yeme tanımının mahkûmu olmuşlardı. Ben ise o naneleri yememeleri için onları kaba kuvvetle uyaran kişiydim. Ben, Lavin Ateş'tim.

Omuzlarıma bırakılan ince kumaşa kısa bir süre baktım. Akabinde uzatılan içeceği aldım ve dudaklarımla buluşturdum. Soğuk sıvı, boğazımdaki tarumarlığı toparlamıştı ve yerini mayhoşluğa bırakmıştı. Kulağımdaki uğultular ve çığırışlar yerini kusursuz seslere bıraktığında gülümsedim. Barkın'ın, "Senden nefret ediyorum!" diye bağırışı kulağımdan gitmiyordu. Aynı duyguları paylaşmamız güzeldi. Elimdeki bardağı yavaşça kenara koydum.

Barkın, "Özlem'in yanına böyle gidemem," dediğinde boş bakan gözlerine baktım ve omuz silktim.

"Böyle derken?"

"Siyah rengi sevmiyor," dediğinde başımı salladım ve haftalardır siyah renkle bir arada olan bedenim, Özlem'e hak verdi. Siyah renge olan sempatim gün geçtikçe kayboluyordu. Barkın derince nefes aldı ve çoban yıldızına baktı. "Özlem'i bir senedir görmüyorum," dedi ve gözlerini kapattı. Gözyaşı süzülerek düştüğünde başparmağım gözyaşını silmek için uzandı. Bileğimden tutup gözlerime baktığında dudaklarım aralandı. Boşta kalan elim ile yanağına sertçe vurduğumda alaycı bir şekilde güldü ve kavradığı bileğimden destek alarak beni çatının kenarına fırlattı. Elim, oluk borusunu sıkıca kavradığında Barkın'ın tükürülesi suratı kadrajıma girdi. Kısa bir süre sonra ellerimde hissettiğim ıslaklık ile dudağımı dişimin arasına aldım. Oluktan kayan parmaklarım ile gözlerimi kapatmıştım. Bir anda boşluğa düştüğümde, sırtımda hissettiğim sertlik ile gözlerimi açtım. Dudağımdan acı dolu bir inleme koptuğunda, Barkın'ın şuh kahkahasını duydum. Merdivenlerden yavaşça inen Barkın koşarak yanıma geldi ve cebindeki ipi çıkartarak bileklerime bağladı. Acı, dalgalar hâlinde ayakuçlarıma ilerliyordu. Karnıma inen sert darbe ile gözlerimi kapattım ve kendimi acıya bıraktım.

Çakmağın sesi ile gözlerimi açtım ve Barkın'a baktım. Sigarasını yaktı ve dudakları ile buluşturdu. Cebinden çıkarttığı siyah kumaş parçası ile nefesim kesildi.

"Artık görmemen senin lehine olur, güzelim," dedi ve gözüme indirdiği siyah perde ile olduğum yerde kıvrandım. Göğüs kafesimin, ciğerlerime geçtiğini hissetmiştim. Barkın, "Acıyı hisset," diye fısıldadığında küçümser biçimde gülümsedim. Karnımda hissettiğim soğuk alet ile irkildim. Karın kaslarım kasılırken, bir an önce bitmesini diledim. Sızı, göbek deliğimin üstünde bittiğinde sızlandım. Ömrüm boyunca kalacak bir iz bırakmıştı tenimde. Barkın, acıların en büyüğüne layıktı.

"Piç," diye hayıflandığımda topuğumda hissettiğim sızı ile izledim. Elimi, dişlerime götürdüğümde karnımda hissettiğim acı ile çığlık kopardım. Tepeden tırnağa acı ile yıkanmış bedenim iş görmez hâle gelecekti. Dişlerim, ipi bulduğunda yanağımda hissettiğim sızı ile gözümde birikmiş olan yaş, yanağımdaki sızının üzerine süzüldü. Sırtımda hissettiğim, düşmenin etkisi ile olan sızı sırtımı darmaduman ederken, aniden kucağa alınan bedenim irkilmişti.

ACI VAVEYLÂLARWhere stories live. Discover now