9. Bölüm #Konuşma#

14.1K 902 133
                                    

Bölüm Şarkısı: Lean On Dream On- Major Lazer Aerosmith Mashup | Lia Marie Johnson and Madilyn Bailey Cover

*

Efe'nin suratına cevap beklercesine bakıyordum. Bir şeyler söylemesini istiyordum, ancak ne duymayı umduğumu da bilmiyordum. Efe suratıma baktı bir süre boyunca, sonra da sanki üzerimde komik bir şey varmış gibi gülmeye başladı. Öyle bir hale gelmişti ki üzerimi kontrol etmek durumunda kalmıştım. Ancak gayet normal gözüküyordum. Efe'nin bana gülmediğini anlamam çok sürmedi. Ama daha da kötüsü neye güldüğünü anlayamamıştım.

"Bu kadar komik olan ne?" diye sordum sabrımın giderek taşmak üzere olduğunu bilerek. Efe katıla katıla gülmeye devam etti. Arkasından Kerem'e baktığımda yüzündeki sırıtışı seçebilmiştim. Ecem ise kalkıp yukarı çıkmıştı. Bu biraz sonra fırtınanın kopacağını mı belirtirdi, bilemiyordum.

"Ker..." Kelimeleri kahkahaları ile kesiliyordu. "Kerem." Ne söylemek istediğini anlamak için kollarımı iki yana açıp daha da açıklayıcı olmasını bekledim. "Bana."

"Tek tek söylemesen?" Hafif agresif çıkan sesim ile kontrolümü yavaş yavaş kaybettiğimi biliyordum.

"Bekle." dedi. İşaret parmağını karşısında durmam için tutmuştu. "Dur bir dakika." Gülmeyi kesemediğini fark edince Efe'yi itip Kerem'in yanına geçtim.

"Ne yaptın?" Sinirimin bozulduğunun farkındaydım. Elimde olmadan Kerem'i omuzlarından tutup itmiştim. Ne yaptığımı fark ettiğimde Kerem'in tepkisi sert olmamıştı. Belki de bunu bekliyordu. Hatta bu sahne hoşuna bile gitmişti. Kerem Işık ortalığı yine karıştırmıştı. Yemeği önüne sunulmuş bir köpek gibi mutluydu şimdi. Aferin ona, yine başarmıştı.

"Sakin ol prenses." Eliyle yerde kahkahalar ile kıvranan Efe'yi göstererek ekledi. "Sence ben bir şey yapmış gibi mi duruyorum?"

"Bu kadar içmesine izin vermemeliydin." Dediğim şeyde her ne kadar Kerem'i suçlama hakkım olmasa da Efe'yi kontrol edebilen tek kişi o haline gelmişti. Sinirime dokunan şey belki de buydu. Benim konrtolümün dışında şeyler dönüyordu ortalıkta ve bunun benim hoşuma gitmediği kesindi. Kerem'in yüzünde bulunan memnun ifadeyi silmek istedim. Hatta o yüzünü alıp çöpün içine tıkmak istiyordum.

Efe'nin yanına gittim ve onu hemen bu evden çıkarmak istedim. Efe'nin hiç bu kadar içtiğini görmemiştim. Genelde onu böyle şeyler zar zor alt ederdi. Ya da genelde o kendini kontrol ederdi. "Hadi kalk Efe." dedim yere resmen yapışmış kişiyi kaldırmaya çalışırken.

"Ben uyumak istiyorum." Tam bir bebek gibi davrandığı için sızlanmak istiyordum ama o hakkı Efe elimden almış gibi görünüyordu.

"Efe lütfen." Kerem'in yanıma geldiğini fark etmemiştim. Kolumdan tutup beni kibarca geri çektiğinde ona karşı gelmedim. "Bu akşam sizde kalabilir mi?" Bu soruyu sorduğuma sonradan pişman mı olacaktım ama kestiremiyordum. Şu an tek istediğim Efe'den uzak olmaktı. Gerekirse kafamı sakinleştirene kadar gözüme gözükmemeliydi.

"Lafı bile olmaz prenses." Üzerime yapıştırdığı etikete bile tepki vermemiştim. Sessizce teşekkürümü ettikten sonra sokakta bıraktığım bisikletime ilerledim. Son bir kez bakıp Efe'yi yerden alan Kerem'e göz attım. Kerem kafasını kaldırdığında Efe'nin kolunu kendi omzuna almıştı. Zorlukla yürütebildiği Efe'ye rağmen gözlerini benden kaçırmadı. Dudaklarından dökülen tebessüm ifadesine karşılık gözlerimi onaylarcasına kırptım.

Bisikleti Kerem'lerin sokağından aşağı doğru sallandırmıştım. Güneş denize veda etmek üzereyken, sahildeki banklara gidebileceğimi düşünmüştüm. Eve gidip yalnız kalabileceğimi hiç zannetmiyordum.

Ayvalık (İzmir #2)Where stories live. Discover now