"Hayal—" dedi fakat bir yandan dizimle karnına baskı uyguladığım için kan kusması şiddetlendi. "Hayalet Timi..."

Hayalet Timi mi? Bunu nereden biliyordu? Sesi kısık çıkmasına rağmen ne dediğini işitebilmiştim. Emin olmak istercesine, "Ne dedin?" diye sordum.

"Hayalet Timi..."

"Konuş!" dedim duyduğum kelimelerle. "Yalnızca bir dakikan var, bir dakika içinde her şeyi dökmezsen seni elimden kimse alamayacak."

"Hayalet Timi'nin peşindeyiz."

Kaşlarımı çattım. Ne? Timin peşine mi düşmüşlerdi?

Tekrardan mı?

Yıllar önceki konuşmalar zihnimde belirdi. "Sabah erken saatlerinde Vural'ın vurulduğunu hepiniz duymuşsunuzdur," dedi Yüzbaşı Atay. "Bu vurulma yalnızca onu ilgilendiren bir şey değil. Suikasti gerçekleştiren kişileri kıskıvrak yakaladık ve konuşturduk. Aldığımız ilk bilgilere göre hedef tahtasıyız."

"Hedef tahtasıyız derken komutanım?" diye sordum.

"Hayalet Timi'nin varlığından ITO haberdar olmuş. Timdeki herkesi öldürmek ve ortadan kaldırmayı hedefliyorlar," dediğinde ağzımdan okkalı bir küfür kaçmıştı. Yüzbaşı Atay, sivilde olduğumuz ve arkadaş olduğumuz için küfür etmemi sorun etmeyip konuşmasını sürdürdü. "Bu yüzden açık hedef halindeyiz ve her birimizi teker teker öldürmeden durmayacaklar. Her an suikaste, korkunç bir saldırıya kurban gidebiliriz. Artık hayatımız sadece görevlerde tehlikede değil..."

Durmamışlardı. Bir saldırıya kurban gitmiştik. Timi dağıtan büyük bir patlama olmuştu ve sağ kurtulsam da bir yanım tim arkadaşlarımla gömülmüştü. O anlardan hızlıca sıyrıldığımda nefeslerim sıklaşmıştı. Verdiğimiz kayıplar onları bir süre boyunca sessizliğe gömmüştü fakat şu an karşımda olan adamlarla Hayalet Timi'ni ortadan kaldırmayı tekrardan gün yüzüne çıkartmışlardı.

"En başından anlat!" dedim. Halleri kalmamıştı. Konuşmaktan başka çareleri yoktu.

"Bundan haftalar önce," diye başladığında onu yakalarından tuttum ve geri kaldırdım. "Haftalar önce bir ilan verildi." Ona anlamayan gözlerle baktım. "Tetikçilerin ve seri katillerin katıldığı bir açık arttırma gerçekleşti. Orada iş belirlenir ve katili kiralamak için en yüksek miktarı teklif edersin. İşimiz Hayalet Timi'ni ortadan kaldırmaktı. Salondaki bütün tetikçilerin kabul etti ve hepsine yüklü miktarda ön ödeme yapıldı."

"Kim tarafından?!" diye sordum. "Kim tarafından verildi bu sikik iş?!"

"Kimin verdiğiyle ilgilenmiyoruz," dedi. "İşimize bakarız bir de aldığımız paraya. En yüksek meblağ ise senin üstüne biçilmişti. Herkesin ilk hedefi sen olacaksın ki oldun da, maskeli."

Geriye doğru çekildim. Yıllar önce ne yaşadıysam aynısı oluyordu. Aynısıydı. Barış'la bu haberi aldığımız ilk anı hatırlıyordum. Sivilde herkesle görüşmeyi kesmiştim. Barış'la bile. Hiçbir yerde görünmüyordum, tabiri caizse bir hayalet gibi yaşamıştım.

"Size görüntüler verilmiş olmalı," dedim. "Hangi görüntüler mevcuttu? Hepsini anlat!"

Ağzında biriken kanları tükürdükten sonra, "Afrika olduğu söylenen bir yerdesiniz," dedi. "Çocukların başındasınız. Bir çadırın, keşif yaparken, birçok kareniz mevcuttu. Az çok nasıl gözüktüğünüzü anladık. Senin yüzünü gören yok fakat maskenle ayırt edilebiliyorsun." Yarım olan Türkçe'siyle konuştukça bedenime sinir yükleniyordu. Sikeyim. Maskemi hiçbir zaman çıkartmıyordum. Bu da elbette insanların dikkati daha çok çekiyordu.

BİR KİBRİTLE 𝘠𝘖𝘒 OLMAKWhere stories live. Discover now