13. KİBRİT

120K 11.3K 16K
                                    

B

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

B. U. B

| Şimdiki zaman, Doğu Afrika Bölgesi |


Etrafı kaplayan yoğun duman, ciğerlerimize doğru hızla yol alıyordu. Sahra hastanesinde başlayan küçük bir kıvılcım, durdurulamaz bir yangına dönüşmüştü.

Hayalet Timi, aleve dayanıklı koruyucu kıyafetlerini fevri hareketle üstüne geçirirken askeri gaz maskesini takmayı ihmal etmemişti. Korkunç bir duman, herkesi zehirlemek üzere hızla yayılmaya başlamıştı.

Hastaneye doğru giderken yapmış olduğumuz planın üstünden tekrar geçiyordum. "İlk işiniz etrafı abluka altına almak," dedim.

Firefly, bacaklarımın arasına girmişti, benimle beraber yürüyordu. "Eğer kundaklama olayı olduysa çok uzaklaşmış olamazlar. Fısıltı sen Firefly ve dronelarla etrafı kontrol et sonrasında hemen bana raporla," deyip köpeği almasını işaret ettim. Fısıltı, ıslık çalınca köpek direkt onun yanına koştu. "Siren ve Kanca, Afrikalı askerlerle bölgeyi koruyun ve hiçbir sivili buraya yaklaştırmayın. Mermi, İmam ve Yamalı benimle birlikte söndürme ve tahliye ekibine yardım edeceksiniz."

"Emredersiniz komutanım!" diye hep bir ağızdan konuştuktan sonra ayrı bölgelere doğru dağıldılar.

Beni çevreleyen üç adama bakarak, "Diğer çadırlara sıçramasına izin vermeyin," dedim.

Yangının başladığı yerin az ilerisinde hemşire olduğunu tahmin ettiğim bir kadın içli içli ağlıyordu. Etrafı saran alevlerden dolayı kimse içeriye giremiyordu. Hemşire içeride birilerinin daha olduğunu bağırıp duruyordu.

Yanına gelip yüzüne doğru eğildim. "İçeriden mi çıktınız?" diye sorduğumda tenini kaplayan is lekelerine baktım. Başını olumlu anlamda salladı. "Konuşabilecek durumda mısınız?" Dudaklarını araladı ve iç çekişlerinden dolayı pek bir şey diyemedi. Elimi omzuna koyarak yavaşça sıktım. "Bana içeride kaç kişi olduğunu söylemeniz gerekiyor. Sizin dışınızda birileri var mıydı?"

"Var," dedi kısık bir tonda. "Evet, var."

"Kaç kişiler?"

"Sevil doktoru net hatırlıyorum," dedi. Elinin tersiyle gözyaşlarını sildi. "Hastanın başındaydı. Küçük bir tartışma yaşandı. O tartışmaya bakmak için yanına giderken patlama gerçekleşti. İki kişinin daha onunla olması lazım. Çadırın en sonunda kaldılar. Alevler her tarafı sardığı için onları çıkartamadık." Titreyen kirpikleriyle gözlerimin içine baktı. "Onları kurtarın yüzbaşım, yoksa yanarak can verecekler."

Yanarak can vermek.

Son cümlesi omuzlarıma ağır bir yükün binmesine neden oldu. Yangınlara bir kişiyi teslim etmiştim. Bir daha teslim etmeye niyetim yoktu.

BİR KİBRİTLE 𝘠𝘖𝘒 OLMAKWhere stories live. Discover now